Bir süre önce uzunca bir süreydi Avrupa'da sürgünde yaşayan bir dostum şehre dönüş yapmıştı. Gece, hali vakti yerinde ve Diyarbakır koşullarına göre hayli iyi konumda şehrin dubleks evlerinden birinde yaşayan bir başka dosta konuk olmuştu.
Ertesi gün sohbetimizde hüzünle ve gözleri dolarak paylaşmıştı. "Çok onuruma dokunuyor. Bir tarafta bunca yoksulluk. Çocuklar bir simit, kâğıt mendil satmak için onca dil döküyor sokaklarda. Öte tarafta ise bunca refah bir azınlığın elinde. Ciddi bir tezat! Eğer bu yoksulluğa çare bulunmaz ise en büyük siyasal tahribat-alt üst oluş bu noktada patlayacak".
İşte şehrin aklı başında olan seçkinleri birkaç sene önce "Sarmaşık-Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği"ni kurdular.
Gayet düzgün ve onurlu işlerin altına da imza attılar. Ve bakın başlarına ne geldi. Bu haftaki köşeyi biraz uzun olmakla birlikte Sarmaşık'a ayırdım. Ziyadesiyle hakları var...
"Diyarbakır Valiliği 15 bin insanı açlığa mahkum etti"
"SARMAŞIK-Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği,üç yıl gibi kısa bir sürede oldukça önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Yoksullukla mücadele kapsamında beş ayrı projeyi, toplumun tüm ilgili kesimlerini dâhil ederek başarıyla bugüne kadar getirdi.
Bu projelerden 46 kurumun ortaklığıyla yürütülen SARMAŞIK Gıda Bankası, özgün yapılanması, tarzı ve anlayışıyla kısa zamanda pek çok kurum / kuruluşa model oldu. Gıda Bankasından şu an 2300 aile, yaklaşık 15 bin insan her ay düzenli gıda desteği almaktadır.
Bayramdan bayrama değil, ramazandan ramazana değil veya seçimden seçime hiç değil, ihtiyaç duydukları sürece her ay almaktadırlar. Ayrıca yardım edenlerin merhametine, isteğine bağlı olarak da değil "hak" temelli almaktadırlar.
Desteğe muhtaç açlık sınırındaki bu ailelerin hiçbir geliri, iş verseniz dahi çalışabilecek kimsesi bulunmamaktadır. Yani sadece yardımlarla yaşama tutunmaya çalışan, destek sunulmadığında açlıkla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olan ve muhtemelen de kimi geceler aç yatan ailelerdir. Çoğunlukla parçalanmış/dağılmış, kadının tek başına birkaç çocukla orta yerde kaldığı ve destek sunulmadığında her tür tehdide açık ailelerdir.
İşte bu ailelerimiz için 33 aydır uygulamada olan SARMAŞIK Gıda Bankası Projesi ile kentimizin sınırlı olanakları bir araya getirilmiş ve Yerel Yönetimler-Sivil Toplum Örgütleri ve Duyarlı Yurttaş birlikteliğinin en güzel "toplumsal dayanışma" örneği sergilenmiştir.
SARMAŞIK Derneği olarak, çalışmasını yaptığımız ve sonuçlarını kamuoyu ile paylaştığımız Diyarbakır Kent Yoksulluk Haritası araştırmasında, kentimizde hiçbir geliri olmayıp sadece yardımlarla yaşayan 4500 civarında ailenin bulunduğunu tespit etmiştik. Proje olanakları ölçüsünde bu ailelerden 2300'ünü Gıda Bankası sistemine dâhil etmiş bulunuyoruz. Geride kalan ve derneğimize başvurusu bulunan 2000'i aşkın aileyi de yeni dönemde bu "sosyal destek sistemine" katmanın arayışındayken Diyarbakır Valiliğinin engeline takıldık.
Gıda Bankası Projesinin en büyük ortaklarından olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın, Belediye Meclisi'nde yeni dönem proje ortaklığı için almış olduğu karar Diyarbakır Valiliği'nce veto edildi. Veto edilmekle kalınmadı aynı zamanda Yürütmenin Durdurulması kararı çıkarıldı.
Diyarbakır Valiliğine sormak istiyoruz
Öncelikle alınan Yürütmeyi Durdurma kararının hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığını ve kararın siyasi olduğunu belirtmek istiyoruz. Çünkü proje 33 aydır devam ediyor. Bu süre zarfında belediyenin projeye ortaklığı defalarca Sayıştay ve mülkiye müfettişlerince denetime tabi tutulmuş ve yasalara aykırı bir hususun olmadığı müfettiş raporlarınca da belirtilmiştir. Aynı şekilde yine Diyarbakır Valiliği'nce İçişleri Bakanlığı'ndan talep edilen iki müfettişin derneğimiz bünyesinde 14 gün süren denetleme çalışması sonucunda tutulan Denetleme Raporu'nda da yasaların suç saydığı herhangi bir hususa rastlanmadığı durumu tarafımıza ve teftişi isteyen Diyarbakır Valiliği'ne iletilmiştir.
Şimdi, Gıda Bankası Projesini engellemeye çalışan Diyarbakır Valiliği'ne sormak istiyoruz;
1) SARMAŞIK Gıda Bankası Projesini ve proje ortaklarıyla imzalanan işbirliği protokollerini, projenin başlangıç tarihinden bir ay önce Diyarbakır Valiliği'ne bildirmiş olmamıza rağmen bu üç yıllık süre zarfında, yasal mevzuata aykırı bir durum var idiyse niçin bir uyarıda dahi bulunmadınız? Bugüne kadar neden beklediniz? Ve özellikle de neden şimdi?
2) Hukuki süreç sonunda (Danıştay aşamasında dahi olsa) haklılığımızın ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bu gerçeği Valilik de biliyor. Lakin Yürütmeyi Durdurma kararı ile bu çalışmayı "süreli de olsa ne kadar durdurabilirim" düşüncesiyle hangi "başka" hesaplar yapılıyor? Bu yoksul yurttaşlarımız hangi hesaplara kurban ediliyor?
3) SARMAŞIK Gıda Bankası Projesinin en temel yasal dayanağı 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29.maddesine göre Bakanlar Kurulu'nca çıkarılan 11536 sayılı yönetmeliktir. Bu yönetmelikte kamu kurumlarının derneklere yapacağı yardımlarda aranan en önemli kriter derneğin yapacağı çalışma ile "kamu yararı gözetilmesi" koşuludur. Şimdi Valiliğe sormak istiyoruz; Gıda Bankası'ndan destek alan ve yoksullukları İçişleri Bakanlığı müfettişlerince evlerine gidilerek tespit edilip rapora da yazılan 2300 açlık sınırındaki aileye her ay düzenli gıda desteğinde bulunmak kamu yararı değilse, bundan daha önemli ve yerini bulan kamu yararı çalışması nedir öğrenmek istiyoruz?
4) Diyarbakır Valiliği eliyle yapılan sosyal yardım çalışmaları, basına yansıyan görüntülerden de anlaşılacağı gibi ortada. Bu tarz, yöntem ve anlayışa karşı çıktığımız ve karşı çıkmakla kalmayıp alternatif tarzını oluşturduğumuz için mi çalışmalarımız sabote ediliyor?
5) Yoksul insanlarımızın geleneksel yardım anlayışı ile sürekli bir yerlere bağımlı kılınması ve yoksullukları yüzlerine vurularak onurlarıyla oynanmasına devam edilmesi mi istenmektedir?
6) Türkiye ve özellikle de Diyarbakır'daki geleneksel ve de insan onurunu inciten yardım anlayışına alternatif, insana yaraşır bir tarzı çağdaş ve de adil yöntemlerle geliştirmeye çalışmanın diyeti mi ödetilmeye çalışılıyor?
7) Ülkemizdeki yardım kuruluşlarında yaşanan istismar ve de amaç dışı faaliyetlere girilmesi hususu gün geçmiyor ki gündeme gelmesin. Bu tür kurumlara duyulan güven her geçen gün sarsılmakta ve toplumsal dayanışmaya yurttaşın katılımı da zayıflamaktadır. SARMAŞIK Derneği yarattığı modelle şeffaf, katılımcı ve her an hesap verebilecek mekanizmaları oluşturan ve uygulayan bu nedenle de kamuoyu nezdinde güvenilir bir kurum olarak işini yapan ve de fark yaratan bir kurum olarak dikkatleri çekmeye başlamıştır. Yaratılan bu fark mı birilerini/bir yerleri rahatsız etti?
8) Diyarbakır Valiliği, yaptığı engelleme neticesinde 2300 ailenin tekabül ettiği 15 bin kişiyi açlık durumuyla karşı karşıya bıraktığını görmüyor mu? Görüyorsa bu durumdan "vicdanen rahat mı"?
Bu uygulama ile Diyarbakır Valiliğinin, kendince nereyi ve kimleri hedef aldığını bilmiyoruz ama sonuçta açlık sınırındaki 15 bin yoksul insanımızın mağduriyetine yol açtığını belirtmek istiyoruz.
SARMAŞIK Gıda Bankası Projesi ile Türkiye'deki en büyük sosyal hizmet projelerinden birini yürütüyoruz. Hedeflediği kitle, sürekliliği, anlayışı ve de tarzıyla da Türkiye'de bir ilk olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Herkese düşen görev böylesi bir çalışmayı olanakları ölçüsünde desteklemektir ki Diyarbakır'daki tüm kurum ve kuruluşlar da gücü ve olanakları dâhilinde bunu yapmaktadır. Bir istisna; Kamu adına görev yapan Diyarbakır Valiliği hariç!... Böylesi bir çalışmanın kendi görev sınırları dâhilindeki bir sivil toplum örgütü eliyle yapıldığı için onur duyması ve desteklemesi gerekirken başından beri engellemeye çalışmasını anlamakta güçlük çekiyoruz. Çünkü Diyarbakır Valiliğinin SARMAŞIK Derneği'ne yönelik ilk olumsuz tutumu bu değil.
Gıda Bankası çalışmasını projelendirme aşamasında kentimizdeki tüm kurum kuruluşlarla görüşme ve toplantılar yaptığımız gibi Valilikle de bu amaçla görüşmeler yaptık. İl Özel İdaresi' proje ortaklığı için teklifte bulunduk. Konu İl Genel Meclisi toplantısında ele alındı. İl Genel Meclisi oybirliği ile aldığı kararla proje ortağı olmayı kararlaştırdı. Lakin bu karar İl Valiliği'nin vetosuna takılarak uygulanamadı.
Yine Valiliğin talebi ile İçişleri Bakanlığı tarafından iki denetçi eliyle derneğimiz alışılmışın dışında 14 gün süren sıkı bir incelemeye tabi tutuldu. Buradan da bir sonuç alamayan Diyarbakır İl Valiliği son olarak kentimiz Diyarbakır'ın yüz akı çalışmalarından olan Gıda Bankası Projesi'ni engelleme girişiminde bulunmuştur.
Bu girişimler neticesinde ekonomik olarak bu kentin "en diptekileri" durumundaki 4500 ailenin oluşturduğu 30 bin yurttaşımızın mağdur olacağını bir kez daha belirtmek istiyoruz. Derdimiz, endişemiz, tasamız bu yurttaşlarımızdır; başkaca da bir kaygı taşımıyoruz.
El Açtırmayacağız
Bizler gibi bu kaygıyı taşıdıkları içindir ki bizlerle birlikte olan ve şu an aramızda bulunan Gıda Bankası Proje ortaklarına derneğimiz ve dernekten destek alan ailelerimiz adına teşekkürlerimizi ve de şükranlarımızı sunuyoruz.
Tüm SARMAŞIK dostlarıyla birlikte bir hususta gayet net olduğumuzu herkese bildirmek istiyoruz. Bu uygulamalarla insanlarımıza el açtırmak istiyorlar; El Açtırmayacağız. Yoksulluklarını kullanarak bir yerlere bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar; izin vermeyeceğiz.
Bu nedenle bir çağrıda bulunacağız. Bu kent tüm yoksulluğuna ve de yoksunluğuna rağmen, boynunun borcu olan açlık sınırındaki 4500 ailesine olanakları ölçüsünde sahip çıkmak zorundadır. Herkesi bu gerçeklikten hareketle SARMAŞIK'la dayanışmaya davet ediyor; bu mücadelemizde yanımızda görmek istiyoruz." (ŞD/EÖ)