* Aşağıdaki yazı filmin konusu hakkında ayrıntılı bilgiler içermektedir
Dünyanın öbür ucunda özgürlük sembolü bir ilahken memleketinde 30 sene boyunca inşaat ustası olarak gayet mütevazı bir hayat sürdürmek nasıl bir kaderdir?
ABD'nin işçi kenti Detroit'ten '68 ruhuyla yükselen Sixto Rodriguez'in sesi Apartheid'ın ezdiği Güney Afrika toplumuna egemen sistemi sorgulama gücünü aşılarken bir ikon haline gelen sanatçının yıllar önce sahnede kendini ateşe vererek intihar ettiği kanısı yaygındı.
Meraklı bir plak dükkânı sahibinin başlattığı araştırma Rodriguez'in ölmediğini ortaya çıkardığı gibi, 90'larda yeniden doğmuş bir kahramanmışçasına karşılandığı Capetown'da şarkılarını ezbere bilen binlerce hayranıyla kucaklaşmasını sağladı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği 32.Uluslararası İstanbul Film Festivalinde yer alan, İsveç doğumlu Malik Bendjelloul yönetmenliğini yaptığı Bir Şarkının Peşinde (Searching For Sugar Man) şimdiye kadar kazandığı 24 ödül dışında geçenlerde en iyi belgesele verilen Oscar'a da layık görüldü.
Şeker mi, zehir mi?
60'lı yılların sonlarına doğru yaşam şartlarının çetinleştiği, ABD'nin sanayi merkezlerinden Detroit'te sesi José Feliciano'ya yakın ama tarzı daha çok Bob Dylan'a benzeyen bir şarkıcının varlığı iki prodüktörün dikkatini çekmişti.
Siyasi mesajlarını güzel melodilerle harmanlayan Rodriguez'in dünya çapında tanınacağına dair kuşkusu olmayan yapımcılar kısa bir süre sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaklar, Londra'da kaydedeceği ikinci albümden sonra da esrarengiz sanatçı kayıplara karışacaktır. Bu aslında şeker gibi bir adam olan Rodriguez'in güftelerinin zehir zemberek olmasından mı kaynaklanıyordu, bunu günümüzde bile kimse çözebilmiş değil.
Fakat bu arada sansürle dış dünyayı filtreleyerek halkına sunan Apartheid rejiminde hoşnutsuzluklar başgöstermiş, bir şekilde Güney Afrika'ya ulaşan '68 kuşağı ruhununun temsilcisi Rodriguez şarkıları mutaassıp ve tutucu kesimlerin şimşeklerini üzerine çeker olmuştu.
Hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmeyen sanatçının plakları liberal beyazların evlerinin başköşelerinde yer alıp önyargı, haksızlık ve baskıya karşı duydukları kızgınlık hislerine tercüman oldu, fakat yaratılan mitoloji yüzünden Rodriguez'in sahnede kendini yakarak, gerçek bir rock yıldızı gibi intihar ettiği sanılıyordu; aynı sonuca başına bir kurşun sıkarak veya overdozla ulaştığına dair söylentiler de ortalıkta yıllarca dolaşıp durdu.
Sıradışı şöhret
Güney Afrika'da bu kadar sevilen bir sima olmasına rağmen hakkındaki esrar perdesi bir türlü aralanamayan Rodriguez'i tekrar keşfetmek, lakabını sanatçının bir şarkısından alan plak dükkânı sahibi Sugar'a düşmüş ve yıllar sonra onu 40 senedir oturduğu Detroit'teki mütevazı evinden alarak Afrika'nın ucuna taşımış.
Güney Afrikalılar bu uzak şehir şairinin ilham veren şarkılarıyla bir zamanlar filizlenen isyan duyguları için minnetlerini hararetle sunarken ölmüş olduğunu sandıkları Rodriguez'i binlerce kişinin katıldığı konserlerle bağırlarına bastılar.
Sanatçı hayatının düsturu gibi görünen ve üç kızına da aşıladığı alçakgönüllülükle gösterilen inanılmaz ilgiyi hazmetmekte zorlanmadı; Detroit'te yıllardır ezilip sesini duyuramayanlardan eksik etmediği dayanışma ruhuyla hayatına aynen devam etti, kazandığı paraları kızlarına ve dostlarına dağıttı, kendisine herhangi bir pay verilmeden yıllarca sömürülen telif haklarının kaderi ise meçhul.
Gezegenimizde gerçekleşmesi imkânsız gibi görünen masalımsı fenomenin kahramanı Sixto Rodriguez asaletini belgeselin peş peşe gelen ödülleriyle de kaybetmedi ve rol kapmamak için Oscar ödül törenine katılmamayı tercih etti.
Özenle kotarıldığı belli olan yapım Amsterdam, Atina, Durban, Hamburg, Los Angeles, Moskova, Melbourne, Vancouver, Oslo, Phoenix ve Sundance'te çeşitli ödüller aldı; bazı olayları senaryonun dinamizmini artırmak için yok sayıp zaman zaman kurmaca hissini verse de Bafta, Guldbagge, Tribeca ve Uluslararası Belgesel Birliği ödüllerine de hak kazandı.
İstanbul Festivalinde gösterilecek bir diğer belgesel İnanmaktan Vazgeçme de insana Bir Şarkının Peşinde'nin heyecanını veriyor. ABD'li müzik grubu Journey'nin elemanları her ne kadar uzun kariyerlerinin parlak dönemlerindeki kadar ilgi gömeseler de yeni bir turne için hazırlık yapmaktadır fakat grubun belkemiği olan vokalistleri artık yoktur. Yardımlarına YouTube yetişir ve zor şartlarda büyümüş olsa da hayat enerjisinden ve prensiplerinden pek bir şey kaybetmemişe benzeyen Filipinli genç Arnel Pineda boşluğu sanılandan çok daha büyük bir başarıyla doldurur. Palm Springs Festivalinde seyirci ödülü alan yapım 15.Selanik Belgesel Festivalinde de hararetle alkışlandı.
Şeker adamın güçlü ekibi
14 Eylül 1977'de doğan Bir Şarkının Peşinde'nin sevimli yönetmeni Malik İsveç'te müzik konulu kısa belgeseller konusundaki uzmanlığıyla tanınıyor; ilk uzun metrajlı yapımı için, samimiyetinden hiçbir şey yitirmeden kabul ettiği ödüllerinin çoğunu prodüktör Simon Chinn'le paylaştı.
2009 yılında da en iyi belgesel ödülünü Teldeki Adam'la (Man On Wire) kazanan Chinn, 2013 !f programında yer alan Hayat Avcısı'nın (The Imposter) da prodüktörlüğünü yapmıştı. Searching for Sugar Man'e katkı sağlayanlardan biri de Afganistan'da yıllardır bitirilemeyen savaş hakkındaki ödüllü Restrepo'nun prodüktörü John Battsek.
Biz İstanbul Film Festivali sırasında şarkıların peşinde koşuştururken olgunluk timsali Sixto Rodriguez'in günümüzde isyanlarla çalkalanan gezegenimizdeki toplumlara yeni şarkılarıyla da ilham vermesini dileriz. (MT/ÇT)