Fotoğraf: İstanbul, 75. Yıl Yeşilpınar İlkokulu seçim görevlileri/[email protected]
31 Mart 2019 da yapılan yerel seçimin ertesi günü, 1 Nisan sabahında zamanın Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimi üzerine şunları söyledi:
"Anadolu Ajansı benim müşterim değil, benden veri almıyor. Sonuçları nereden aldığını bilmiyorum. AA yüzde 90'lara geldiğinde ben daha yeni veri giriyordum..."
Bu üç cümle önemlidir. Güven'in bilmediği! şeyin ne olduğunu biliyoruz; Anadolu Ajansı sandık sonuçlarını o an orada sandık başında görevli polislerden alıyordu. O gün ülke genelinde 180 bin sandıkta sabahtan itibaren güvenlik görevi yapan polislerin en önemli işleri! Buydu; sandık kapanıp, sayım tamamlanıp, ıslak imzalı sonuç tutanakları hazırlanınca, çoğaltılıp Sandık Kurulu masasının üzerine yayılan tutanaklardan birisine yaklaşmak, telefon ile fotoğrafını çekmek ve bir yere göndermek. Bundan ibaret.
O 'bir yer' Anadolu Ajansının bünyesinde olan veya ona çalışan bir 'bilgiişlem merkezi' idi.
Parti devletinin himayesinde, teknik olanakları sınırsız, veri akış güvenliği mükemmel bu 'merkezde' işlenen sonuçlar Ajansa akıtılmış, Yüksek Seçim Kurulu daha "yeni veri girmeye başladığında" Anadolu Ajansı, sandıkların yüzde 90'ı üzerinden sonuçları açıklayabilme imkânına kavuşmuştur.
Sadece 2019 yerel seçiminde değil, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçiminde de görevli polisler eliyle böyle çalışıldı. Bunu gözledik, tanık olduk.
24 Haziran 2018 genel seçimi gecesi
Yasal olarak seçim günü Saat 18:00 – 21:00 arasında sonuç açıklama yetkisi sadece Yüksek Seçim Kuruluna tanınmış olmakla beraber, yine yasa hükmü ile Yüksek Kurul bu kısıtlamayı erken sonlandırma yetkisine de sahip idi. Nitekim 2018 genel seçiminde sonuç yayınlama yasağı 18:45'te kaldırıldı.
Saat 18:35'de Anadolu Ajansı ilk verileri abonelerine göndermeye, bazı yayın kuruluşları da yasağı delerek sonuçları yayımlamaya başladı.
Saat 18:45'te AA'nın yayınladığı ilk sonuçlarda, Erdoğan'ın oy oranının yüzde 59 olduğu, milletvekili seçimlerinde Cumhur İttifakı oranının yüzde 66 olduğu belirtildi.
Sandıkların kapanmasından itibaren iki saatten kısa süre içinde yayınlanan bu ilk veri, seçimin kesinleşmiş resmi sonucunda yüzde 53 olan Erdoğan oyunun 6 puan üzerinde, Cumhur İttifakının yüzde 54 olan oyunun 15 puan üzerinde açıklanmıştır.
İlerleyen saatlerde Anadolu Ajansı verilerinin kapsadığı sandık sayısı YSK'na göre iki katından aşağı düşmedi. Muhalefet sürekli olarak sayımın sürdüğünü belirterek, oy sayım-kayıt merkezlerinin terk edilmemesi çağrısında bulundu. Mesajlarda "TV ekranlarındaki manipülasyonlara aldanmayın, bu seçim ikinci tura kalmıştır. Sandıkları takip etmeye devam edin" denildi.
Saat 21:50'den itibaren başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin birçok noktasında sosyal medya kullanıcıları, silah sesleri duyduklarını bildirmeye başladı. Özellikle saat 23:00'e kadar kutlama amaçlı çok sayıda silah sıkıldığı yazıldı.
Bu "kutlamaların" ortasında saat 22:30'da Ankara Barosu'nun mesajı "sayımın devam ettiğini ve sandık başında durulmaya devam edilmesi gerektiğini" belirtiyordu.
Yeni gün oldu; saat 01:00'da CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, seçmenlerinden "tahriklere kapılmamalarını" istedi. "Hem yetkili konumdaki kişilerin hem de vatandaşlarımızın tahrikler konusunda hassas davranmalarını ve suhuletle hareket etmelerini bekliyoruz" dedi.
Nihayet saat 02:10'da YSK Başkanı Sadi Güven, sandık sonuçlarının yaklaşık yüzde 98'inin sisteme girildiğini, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmek için gereken "geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığının anlaşıldığını" söyledi.
Saat 02:30'da yapılan CHP açıklamasında "oyların ıslak imzalı tutanak teyidiyle sisteme girildiği ve YSK verileriyle örtüştüğü" bildirildi.
Bu noktada gecenin sonu için düşülmesi gereken not şu: Resmi ve sivil kuruluşların topladığı sandık sonuç tutanaklarının birbirleri ile örtüşmeleri tabiidir. Bu kaçınılmaz örtüşme seçimin hilesiz olduğu anlamına gelmez. Bu anlamda CHP adayının gece 00:30 sularında whatsapp üzerinden "Tutanakları karşılaştırdım; aynılar, adam kazandı" açıklaması da tutarsız ve geçersizdi. Varsa, gün boyunca oy verme süresi içinde yapılmış hile sandık sonuç tutanağının içeriğinde yerini alır. 2018 seçiminde de durum buydu. Yapılmış olan sistematik hilenin hacmi, gerçekte ikinci tura kalan seçimi salt çoğunluk ile ilk turda sonuçlandıracak niceliğe ulaştı.
Uluslararası akademik gruplarca yapılan Seçim Suçu İstatistik Analizleri ile bu hile ortaya kondu. Burada daha önce yayınlanan 'Binlerce masa kurmak zamanı' yazısının 'Seçim suçu istatistik analizlerinde Türkiye' başlığında konu incelenmiştir. 180 bin sandık bazında yapılan analizin sonuç cümlesinde "2017 ve 2018 seçimlerindeki suçların 'parmak izlerinin' birbirlerinden zorlukla ayırt edilebilecek ölçüde benzer oldukları, bulunan istatistik sonuçların aynı yönde ve hacimde oldukları, sistematik sahtekârlık niteliğindeki seçim suçunu açığa çıkardıkları" belirtilmektedir.
31 Mart 2109 yerel yönetimler seçimi gecesi, İstanbul
Yayın yasağı saat 19:15'de kaldırıldı. Anadolu Ajansının yayınladığı ilk veride Ekrem İmamoğlu'nun oy oranı yüzde 42, Binali Yıldırım'ın oranı yüzde 55 olarak verildi. Kırk beş dakika içinde Yıldırım yüzde 52'ye gerilerken İmamoğlu'nun oy oranı yüzde 45'e yükseldi. Yıldırım lehine olan 13 puanlık fark 7 puana indi.
Saat 20:00'de sandıklar açıldığı andan itibaren iki dakikada bir verileri güncelleyen Anadolu Ajansı İstanbul'da yarım saat boyunca veri girişini durdurdu.
Saat 20:30'da İmamoğlu sosyal medya üzerinden, daha sonra basın mensuplarının karşısına çıkarak yetkilileri ve Anadolu Ajansını uyardı.
Saat 22:00'de İmamoğlu, "Açılan sandık oranı yüzde 36. Benim oyum yüzde 52 rakibimin oyu yüzde 44" açıklaması yaparken birkaçı hariç (Halk TV, KRT, TELE1, Fox) neredeyse hiçbir ulusal kanal veya haber kanalı İmamoğlu'nun konuşmalarını yayınlamadı.
Saat 23:23'de bir süre önce veri girişine tekrar başlamış olan Anadolu Ajansının yayını ikinci kez durdu. Bu saate kadar güncellenen veri girişine göre fark Yıldırım lehine 3 bin oya kadar düşmüştü. AA'nın son yayını bu oldu.
Saat 23:30'da Cumhur İttifakı adına Binali Yıldırım seçim otobüsü üzerinden, toplanan AK Partililere seslendi: "İstanbul'da seçim sayımları gayri resmi sonuçları tamamlanmış bulunuyor. Bu sonuca göre İstanbul'da seçimi kazandık. Bu süreçte İstanbul halkının bize verdiği yetki için çok teşekkür ediyorum." dedi. Yıldırım'ın bu açıklaması tüm kanallarda canlı yayınlandı.
Aynı dakikalarda Ekrem İmamoğlu da bir kez daha basına oylarının önde olduğunu açıklıyordu. İmamoğlu, Yıldırım'ın seçimi kazandıklarını duyurduğu açıklamasına tepki göstererek "manipülasyonun bir parçası" olduğu ifadesini kullandı.
1 Nisan, saat 05:00'de Binali Yıldırım'ın zafer ilan etmesinin ardından İstanbul'da "Teşekkür" afişleri asıldı. Afişlerin fotoğraflarını paylaşan Ekrem İmamoğlu "Manipülasyon İBB eliyle sürüyor." dedi ve hem Yıldırım'a hem de yetkililere çağrıda bulundu. İmamoğlu'nun çağrıları sonucunda afişlerden bazıları kaldırıldı.
Saat 11:00'de Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven ellerindeki verilere göre de İmamoğlu'nun önde olduğunu duyurdu ve Anadolu Ajansı hakkında bu yazının başındaki açıklamayı yaptı.
Saat 13:00'de Anadolu Ajansı bu kez geriden geldi; yeniden veri girmeye başladı. İstanbul'un Millet İttifak'ına geçtiğini doğruladı.
İki seçim gecesinin anlattıkları
Yüksek Seçim Kurulunun yayın yasağını erken sonlandırması ile başlayan Anadolu Ajansı yayınları, özellikle, iktidarın açık ara önde görüldüğü seçim çevreleri sonuçları ile başlamaktadır.
Muhalefetin seçim görevlileri ile seçmen kitlesi üzerinde moral çöküntüsü yaratarak görev sorumluluklarından uzaklaşmaları, yerlerini terk etmeleri, oy verme süresi boyunca yapıldığı gözlenmiş hile ve kanun dışı keyfi uygulamalara karşı itiraz etme, tepki gösterme, birlikte karşı durma iradelerinin yok edilmesi amaçlanmaktadır.
Bu süreçte eşanlı olarak 'zafer kutlama' kisvesi altında fiziki ve silahlı güç gösterilerine zemin hazırlanmakta, uygulamaya geçilmekte, muhalefetin moral çöküntüsü korku ile pekiştirilmeye çalışılmaktadır.
2018 seçiminde halk seferberliği niteliğine sahip bir seçim güvenliği hareketi inşa edil(e)memişti. Bu nedenle yapılan hilenin boyutu, sonucu iktidar lehine belirledi. Oy verme süresinin sona ermesi ile beraber, seçim gecesi iktidarın giriştiği moral çökertme hamlesinin başarısı da nihayet sandık güvenliği zaafının sonucudur.
O zaman, seçim günü için güvenlik sorununu, birbirlerini tamamlayıcı ve belirleyici nitelikte iki boyutu ile ele almanın yerinde olacağını düşünebiliriz. 'Oy verme süresi' ve 'oy verme sonrası' bu iki boyuttur.
31 Mart 2019'da İstanbul yerel yönetim seçiminde özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin bıçak sırtı konumu, seçim güvenliğinin iki boyutunun birbirlerini tamamlayıcılık ve belirleyicilik niteliklerini oldukça önemli kılmıştır. Muhalefetin ilan edilmemiş ama geniş kapsamlı bir halde - kimi bileşenlerinin "bağrına taş basarak"- ortaklaşmış olması, seçim güvenliğinin ilk (oy verme süresi) boyutunun yetersizliklerinin bir ölçüde aşılmasına katkıda bulunmuştur.
Ayrıca, genel seçim ile yerel seçimlerde oy verme sürecinin işleyişi ile sandıkların kontrol altında tutulabilmesi dinamiklerinin birbirlerinden oldukça farklı olması, yerel seçimde sandık güvenliğinin genele göre daha iyi sağlanabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu birinci boyuttaki kısmi elverişli durum, sandık sonrası boyutun iyi yönetilebilmesine önemli katkı sağlamıştır.
Kalan sürenin önemli iki işi
Bir buçuk ay sonraki seçime '60'a 40 senaryolarını' bir kenara koyup, bu seçimin de tam bir bıçak sırtı konumuna sahip olduğu kavrayışı ile yaklaşmak gerekiyor. Bu kavrayış olur ve buna uygun adımlar atılır ise seçim kazanılır. Bu ihtiyata sahip bir kavrayış olmaz ise seçim kazanılamaz.
20 yıllık iktidarın ülkeyi uğrattığı kurumsal, sosyal, ekonomik yıkım, bu yıkımdan kurtulmak için yükselen toplumsal isteğin hissedilen hacmi, iktidarın seçimlerde yenilebileceği ihtimalini ortaya çıkarttı. Bu sonucun alınmasını sağlayacak, garanti edecek, halkın öznesi olduğu seçim güvenliği seferberliği, bir halk hareketi olarak, sorumlularınca teşvik edilmemiş, örgütlenmemiştir. İktidarın girişeceğinden şüphe duyulmayan sistematik hile ve zor kullanma planları karşısında bu, can alıcı bir yetersizliktir. Önümüzdeki seçimin bıçak sırtı niteliği buradan gelmektedir. Bu durumda seçim gününe mahsus güvenliğin ilk boyutu, yani oy verme süresi boyunca güvenliğin sağlanması, ancak halkın bu iktidardan kurtulma isteğinin, seçim günü sokakta, sandık başında bulunmak, oy hakkını savunmak biçiminde açığa çıkması ile mümkün olabilir. Bu iş bu kendiliğindenlik faktörüne bağlı bırakılmamalıydı.
Muhalefet partilerinin seçimin ülke gündemine girdiği iki buçuk yıl boyunca kaçındıkları sokak örgütlenmesi için, kalan bir buçuk ayda dahi aralarında ortaklaşarak atabilecekleri teşvik edici adımlar vardır.
Atılacak bir adım: Ülke genelinde 57 bin seçim alanının (okul) öncelikle 9 ve daha çok sandıklı 13 bininde bütün muhalefet partilerinin alan sorumluları, hukukçuları, sandık kurulu üyeleri ve gözlemcilerinin seçim gününden önce birbirleri ile tanışmalarının sağlanması olmalıdır. Bu tanışıklığın alanın seçmenine yansıtılması dahi, insanların seçim günü sokak hareketliliği için teşvik edici, güven verici bir hareket olur.
Kalan sürede yapılması gereken önemli işin birisi budur.
İktidarın oy verme süreci boyunca girişeceği onlarca tür hile yolunun kayda değer ölçüde engellenebilmesi, takip eden oy verme sonrası dönemde de güvenliğin sağlanabilmesi için gerekli koşuldur.
İkinci iş: Seçim sonucunun sandık başında alınması
Bu seçimde, 5 yıl önceki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi sandık ve seçim alanı (okul) sonucunun her sandıkta görevli seçim güvenliği ekibinin elinde hazır bulunması kritik önemdedir. Bu geçmiş sonuç verisi elde olursa her sandıkta sayım başladığı anda daha tamamlanmadan yarım saat içinde işin rengi belli olmaya başlar. Alınan sandık sonucu oracıkta 2018 sandık sonucu ile karşılaştırılır. Elde edilecek kritik veri budur. Sayılan sandıkta, 2018 seçiminde iktidarın oy oranı - ister yüksek ister düşük - ne olursa olsun, şimdi alınan sonuca göre daha düşük ise iktidar o sandıkta, o okulda gerilemiş demektir. Bu veri o andan itibaren iktidarın devreye sokmayı düşünebileceği her türlü "kazandık" yollu yalanı, Anadolu Ajansından yapılacak moral çökertici yayını, halkı sindirme girişimini etkisiz kılacak hayati önemdeki anlık ön veridir.
Güvenliği kayda değer ölçüde sağlanmış binlerce sandıkta iktidarın gerilediği yerellerde anlaşılır; bu ön ve hızlı 'yükseldi / geriledi' verisi, muhalefetin basın merkezine aktarılır; durmadan artan veri bazı ile sürekli olarak kamuoyuna açıklanır. Bu kritik çalışmanın yapılmasıyla bu yazının başında anlatılan iki seçimin gecesinde Anadolu Ajansı eliyle girişilen veri cımbızlama, karartma, algı güdüleme, moral bozma yayınları gelen seçimin gecesinde boşa çıkartılır, yapılamaz.
Seçimin sonucunun her seçim alanında alınması önümüzdeki sürenin diğer önemli işidir.
Yapılmış örnek çalışma:
23 Haziran 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tekrar seçiminde 'sonucun sandık başında alınması' çalışması örnek bir seçim alanında yapıldı. Örnek seçim alanı: Eyüpsultan İlçesi, Yeşilpınar Mahallesi, 75. Yıl Yeşilpınar İlkokulu oldu.
31 Mart 2019 yerel seçiminden sonra 23 Haziran'da yapılan yenileme seçimlerinin 18 sandıklı okulda sonuçlar karşılaştırma tablosu şudur:
Üç ay önceki seçime göre geçerli oy sayısı artışı olmuş.
AKP'nin 18 sandık genelinde kuvvetli olduğu okulda adayının oy oranı 2,8 puan gerilemiş.
Okul genelinde AKP adayının oylarında gerileme olduğu, her sandıkta izlediğimiz sayımın başlamasından itibaren elimizde bulunan önceki seçim sonuçları sayesinde yarım saat içinde hissedildi. Bir saat içinde sayım tamamlanıp durum okul genelinde kesinleştirildi. AKP'nin bunca kuvvetli olduğu okulda gerilemesinin il genelinde de olacağı düşünüldü. Durum, 48 tane gülen yüz olarak saat 18:30 sularında okul bahçesinde resmedildi.
18 sandık başına düşen ortalama üç kişiye varmayan sandık güvenliği ekibi hele bu nitelikteki bir seçim alanı için şüphesiz yetersiz bir sayı idi. Şimdi bir buçuk ay sonraki seçimde böyle bir seçim alanında her sandıkta kurul üyeleri ve gözlemciler olarak en az yedi – sekiz görevlinin olması gerekir.
Bir erken seçim ihtimali ile seçimin ülke gündemine düştüğü iki buçuk yıl öncesinden itibaren, seçim güvenliği bahsinde halkın kendisini özne hissedeceği bir sokak örgütlenmesi gereğine bunun için dikkat çekilmeye çalışıldı.
3 ay arayla yapılmış iki seçimin karşılaştırması nasıl mümkünse, 2018'de yapılmış seçim ile şimdi yapılacak seçim sonuçları arasında sandık başında karşılaştırma yapmak, anlık sonuç almak da mümkündür. Bunun gösterimini yukarıdaki örnek okul üzerinden de yapabiliriz.
Buna göre: Eyüpsultan ilçesi, Yeşilpınar muhtarlığı, 75. Yıl Yeşilpınar İlkokulunda 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde okulda bulunan 17 sandıkta geçerli oy sayısı: 5478, Erdoğan'ın oy sayısı: 3727, oy oranı: yüzde 68,04'dür. Önümüzdeki Cumhubaşkanlığı seçiminde bu orandaki yükselme ya da gerileme, saat 18:00 sularında anlık sonuç olarak ortaya çıkar. Ülke coğrafyasına yayılmış bu tek kelimelik "arttı" ya da "azaldı" sonuçları seçimin nasıl bir seyir izlemekte olduğunu her türlü olası karartma girişimine pabuç bırakmayacak şekilde gösterir. Aynı anlık sonuç milletvekili seçimi için de eş anlı olarak alınabilir.
Eğer oy verme süresindeki hileler önlenebilir, olumlu bir seyir izlenirse iktidarın seçim gecesi planları da çökertilir ve seçim kazanılır.
Baştaki mutluluğun resminin çizilebilmesi için...
_____________________________
Not:
Okurlar, oy kullanacakları, sayım sonucunu izleyecekleri, varsa seçim görevlisi olacakları alanları (okulları) şu e posta adresine ([email protected]) yazarak buraların sandık bazında 2018 seçimi sonuçlarını edinebilir, kendi anlık sonuçlarına ulaşabilirler.
(AEK)