Sosyal medyada yer alan yaşlılığa dair iki haber düşündürücü.
İlk haber Türkiye’den. Sinema ve dizi oyuncusu Kayhan Yıldızoğlu; “83 yaşındayım, halen çalışmaya devam ediyorum. Oyunculuk aşkı falan bitti ama, ihtiyaçlarımı karşılamak için çalışmam gerekiyor. Ayaklarımda sağlık sorunlarım var ama geçecek.” demiş.
İkinci haber Çin’den. Müşteri kartı olan herkese ücretsiz kek-kahve sunan ve kent merkezinde bulunan İkea mağazasının restoranı, salı ve perşembe günleri (emekli) yaşlıların akınına uğruyormuş. Oturacak yer bulamayan müşterilerin şikayeti üzerine yönetim ‘Yemek yemiyorsanız, oturamazsınız’ uygulaması başlatmış. Diğer yakınma konuları da; restorana gelen yaşlıların yüksek sesle konuşması, birbirleriyle veya diğer müşterilerle kavga etmesi, yerlere tükürmesi ve arkadaşlık sitelerinden buldukları partnerlerle buluşması.
Yaşlılık döneminde yaşam kalitesi önemli. Bu kaliteyi bedenen, ruhen ve sosyal anlamda sağlıklı olmak, yeterli gelir sahibi olmak, ailesiyle ve çevresiyle ilişki içinde olmak, üretken olmak vb. etkiliyor.
TIKLAYIN - YAŞLILIKTA KENDİNİ SÜREKLİ, YENİDEN YARATMAK MÜMKÜN
***
Mevcut yaşam kalitesinin korunması ve yükseltilmesine ilişkin bazı hususların altını çizelim önce...
*Gerileme ve kayıpların yaşandığı yaşlılık döneminde “tam olarak iyilik hali” olan sağlığı sadece korumak değil, sorun oluşturacak hususların önlenmesi gerekiyor.
*Gelir düzeyi ve sağlık durumu iyi olduğunda yaşam doyumu artar.
*Yaşlıların “ekonomik iyilik” açısından refah düzeylerinin yüksek olmadığı, yaşamlarını ancak sürdürmeye çalıştıkları, sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanamadığı biliniyor.
*Yoksul (ekonomik anlamda) ve/veya yoksun (sosyal anlamda) olan yaşlıların kılınan yaşlının yaşam kalitesi düşüyor.
*Orta yaş döneminde, ilerisi için bireysel ekonomik önlem almayan insanlar yaşlılık döneminde zorlanıyor.
*Gelirin düşüp, giderin arttığı yaşlılık döneminde; emekli aylığıyla yani sınırlı gelirle yaşam kolay değil.
*Barınma, gıda, ısınma, tıbbi bakım vb. için yeterli para ayır(a)mamak, yaşlının yaşam kalitesini düşürür.
*Sosyal güvenliği olmayan yaşlılar derin bir yoksulluk yaşar.
*Aile bağları da yaşam kalitesini etkiliyor.
*Ailesi olmayan ya da aile üyeleriyle iletişimi zayıf olan yaşlıların yaşam kalitesi düşüyor.
*Kendini gerçekleştirme, yaşlılık döneminde de çok değerli.
*Çalışmak salt ekonomik nedenle değil, sosyal yaşama dahil olma açısından da önemli.
*Bir konuda/alanda kendini geliştiren ya da gerçekleştiren yaşlının, yaşam kalitesi yükselir.
*Üretken olma hissi, yaşlıyı hayata bağlar.
*Verimli çalışma da yaşam kalitesinin belirleyicisi.
*Yaşlılara iş bulmada fırsat eşitliği sağlanmalı.Yaşlıların çalışma hayatına katılım süreleri uzatılmalı.
*Enerjisi düşük, bilgi düzeyi yüksek yaşlıları üretken hale getirmek mümkün.
*Günlük çalışma süresi kısaltılarak, yaşlıların daha uzun süreli çalışabilmesi mümkün.
*Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb. hizmetlere ulaşımı engelleyen gelir yoksunluğu; yaşlının toplumla etkileşmesini engeller.
*Çalışan yaşlılar işgücü piyasasında ayrımcılığa uğrar.
*Kayıt dışı sektörde çalışan yaşlılara yardımcı olunmalı.
*Çalışma hayatına hiç katılmayan, yetersiz prim ödeyen ya da kayıt dışı çalışanları; yaşlılık döneminde gelir güvencesizliği ve yoksulluk bekler.
*Yaşlılar, istedikleri ve verimli olabildikleri sürece, gelir getiren işte çalışabilmeli.
*Çalışma mevzuatı, yaşlıların çalışmasına cevaz vermeli ki; toplum onların enerji ve yeteneklerinden yoksun kalmasın.
*İşyerlerinin; yaşlanan iş gücünün farkında olması ve sürdürülmesinin yararının farkında olması önemli.
*Uygunsuz koşullarda ve kayıt dışı çalışan yaşlılar; çalışma yaşamının getirisi sosyal olanaklar ile koruyucu uygulamalardan yoksun kalır.
*Yaşlı çalışanların deneyim ve yeteneklerinden yararlanılması; gençlerin ve yeni çalışmaya başlayanların eğitimi açısından önemli.
*Yaşlılar istedikleri ve yapabildikleri sürece, iş yaşamında olmalı.
*Yaşlılara yönelik her tür ayrımcılık önlenmeli.
*Yaşlıların kendi işini kurma çabaları ve küçük girişimleri desteklenmeli.
*Yaşlıların işe alınması özendirilmeli.
*Çalışma yaşamındaki yaş engelleri ortadan kaldırılmalı.
*Emekliliği hak ettiği halde çalışmayı sürdüren yaşlıların sorunları çözümlenmeli.
*Çalışan yaşlıların (yeti yetersizliği, HIV/AIDS gibi kronik hastalığı olan vb.) aile üyeleri için bakım olanakları sağlanmalı.
*Emeklilik sonrası çalışanların emekli maaşı, yeti yetersizliği ve sağlık hizmeti vb. ilgili sorunların çözümlenmeli.
*Yaşlanan çalışanlar için yardım programları hazırlanarak çalışma kapasitelerinin değerlendirilmesi de önemli.
*Çalışan yaşlıların iş gücü, ekonomi, sağlık vb. konularda karar verme sürecine katılımı sağlanmalı.
Yaşam kalitesini bedenen, ruhen ve sosyal anlamda sağlıklı olmak, yeterli gelir sahibi olmak, ailesiyle ve çevresiyle ilişki içinde olmak, üretken olmak vb. etkiliyor, demiştik yukarıda.
Yer verdiğimiz haberlerden hareketle; gelir yetersizliği nedeniyle çalışmak zorunda kalan sağlığı yerinde olmayan yaşlılar ile sosyalleşme gereksinimini gidermeye çalışan yaşlıların, toplum tarafından dışlanmasına ilişkin sıraladığımız hususlar yaşlılık döneminde yaşam kalitesini nasıl etkileyebileceğinin de göstergesi, aslında.
Yaşlılık döneminde ekonomik iyilik hali ile sosyal iyilik halinin; fiziksel sağlık kadar önemli olduğu kesin.
***
Yaşlı insanlardan elinizi çekmeyin; el verin onlara.
Yaşlı insanların her tür iyilik halini destekleyin; köstek olmayın onlara.
Yaşlı insanların üretken olmasını sağlayın; izin vermeyin sadece tüketici olmalarına.
Yaşlı insanların sokağa çıkmasını sağlayın; engellemek yerine.
Yaşlı insanların hayata sıkı sıkı bağlanmasını aracılık edin; teğellerinin sökülmesine değil.
Yaşlı insanların sosyal ve üretken yaşlı olmaları için çabalayın; tüm gün sallanan sandalyede oturmalarına izin vermek yerine.
Yaşlı insanları fark edin; görmezden geleceğinize. (ŞD/YY)
**Bu yazıda; Yaşlanma 2002- Uluslararası Eylem Planı'ndan yararlandım.