Isparta, Süleyman Demirel’i yetiştirmenin gururu ve güller diyarı olmanın mutluluğu dışında şehir hastanesi sahibi olmanın şaşkınlığını yaşıyor. Anlaşılan o ki şirket de biraz şaşkın.
24 Temmuz gazeteciler bayramı vesilesiyle kahvaltılı basın toplantısı yapmış şirket.
Bildiğim kadarıyla bu kahvaltılı basın toplantıları sigara böreği, haşlanmış yumurta, salam, tereyağı, ekmek, çay arasında yapılan bir halkla ilişkiler faaliyetidir. Buradan çıkan “haberleri” de “adamın ekmeğini yedik hani ayıp olmasın” diye okumakta yarar vardır.
Kahvaltıda, Akfen Sağlık Yatırımları Genel Müdür Yardımcısı Uğur Kılınç ve ekibi Isparta şehir hastanesini sağlık turizmi atağına kaldıracaklarını söylemiş. Hastanenin işleyişini şöyle anlatmış:
“Bu bir kamu-özel ortaklığı projesi. Biz binanın işletilmesinden, hizmetlerin yemek, güvenlik, temizlik, bilgi sistemleri işletiminden sorumluyuz. Sağlıkla ilgili yönetim Kamu Hastaneleri Birliği'ne aittir. Her geçen gün hasta memnuniyeti artıyor. Özellikle otelcilik anlamında memnuniyetlerin arttığını gözlemliyoruz”
Yani ne demiş? Çok güzel otel yaptık, bu otele sağlık için turist gelecek o da memnun kalacak demiş. Sonra Akfen’in Mersin Liman İşletmeciliği nedeniyle taşıma sigortacılık hizmeti veren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş şirketinin de sahibi olduğunu, taşıma sigortasını sağlık sigortasına dönüştürmeyi hedeflediklerini söylemiş.
Salamlarla yumurtaların arasında küçük bir ayrıntı gözden kaçmış. Akfen, Mersin limanı işindeki hisselerini sattı. Hisse devrinden elde edilen gelirle 3,9 milyar liralık Isparta, Eskişehir ve Tekirdağ’daki şehir hastanelerine yatırım yapılacağı duyurulmuş. Şirket, hisse devrini “hisse ihracı” olarak tanımlayarak yurda döviz kazandıran faaliyet yaptıkları için mutlu olduklarını açıklamış.
Kahvaltılar, basın toplantıları, halkla ilişkiler bürolarının yazdığı fiyakalı metinlerden hazırlanan “haberler” meselenin özünü örtmeye yetmemiş ne yazık ki. Akfen aldığı üç şehir hastanesi ihalesinin yatırımı yapacak parayı öz sermayesinden de kredilerden de karşılayamamış, Mersin’deki hisselerini satmış. Üstüne taşımacılık alanındaki sigorta faaliyetini sağlık alanına doğru kaydıracaklarını açıklamış. Yani o alanda da işler kesat anlaşılan. Yanlış anlaşılmasın sağlık sigortacılığı devasa bir piyasa, ama özel sağlık sigortacılığında Türkiye yerlerde sürünüyor. Çok havalı olduklarına bakmayın, nüfusa oranı yüzde 3’ü zor buluyor özel sağlık sigortası yaptıranların.
Bu arada Avrupa Yatırım Bankası (EIB) Türkiye’ye yatırım kredilerini dondurma kararı aldı. Şehir hastanelerinin bir kısmı için Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) kredi almıştı şirketler. Bunların onaylarında da zorluklar çıkacak gibi görünüyor.
Sözün özü şehir hastaneleri yapılabilsin diye her türlü temel ilkeyi hiçe saymak, Türkiye’de hukuk güvenliği yok denilerek kredilerin donmasına neden oldu iyi mi!
İhaleleri alan şirketler de ne yapacağını tam olarak bilemiyor. Gerçi Mersin Tabip Odası’nın eski başkanı, CHP milletvekili Aytuğ Atıcı “Bunlar çantacı ihaleci. Bir süre ellerinde tutup işi asıl sahiplerine devredecekler görürsünüz” demişti. Ayrıca TTB Isparta şehir hastanesinin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesini istiyor. Göreceğiz bakalım. (ÖE/HK)