Prof. Dr. Nazmi Zengin'i ve onun var ettiği bugün bulunmaz bir bilgi ve veri kaynağı olan "Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi"yle onun internet sayfasını bu köşeyi sürekli okuyanlar biliyor.
Arkadaşı olmaktan övünç ve gurur duyduğum bir bilim insanı Dr. Zengin. Onu şu iki nedenle bir "karınca"ya benzetiyorum: İlki durmamacasına çalışıp ve üretmesi, dahası üretilenleri ondan yararlanma olanağı olan herkese hiç bir karşılık beklemeden yaygınlaştırması. İkincisi ise yaptıklarını "sessizce", yani gürültü patırdı çıkarmadan yapması. Sevgili Nazmi bir çok kişiden farklı olarak kendi reklamını yapmıyor, dahası bundan doğabilecek rantları elinin tersiyle bir kenara itiyor.
Benzerleri nadir olan ve tanımaktan keyif aldığım "aykırı" insanlardan birisi o.
Bu yazıyı onu övmek için değil, onun yaklaşık 1,5 ay önce bana ilettiği, ama hep araya başka konular girdiği için söz edemediğim yeni ve son ürününü sizlere duyurarak ondan "özür dilemek" için yazıyorum.
* * *
Bu ürün bir "rehber". Adı yazımın başlığında yer alıyor. Ama gerçekten bir "rehber". Hem de şimdilerde herkesin yinelediği "ezberleri bozan" bir rehber.
Judith Asher, Danielle Hamm ve Julian Sheather tarafından hazırlanan, İngiliz Tabipler Birliği (BMC) tarafından aslında 2007'de yayınlanan, kapaklarıyla birlikte tümü 37 sayfalık bu rehberi Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi "sağlık hakkı" konusundaki çalışmalarının bir parçası olarak Türkçe'ye çevirip ve elektronik ortam aracılığıyla mesaj göndererek isteyen herkesin erişimine sunuyor.
Rehberi yalnız sağlık çalışanları, uygulanmaya çalışılan ve pek çok başka örneğinde görüldüğü üzere, "Dimyat'a pirince giderken, bizi evdeki bulgurdan edecek" olan sağlıkta dönüşüm programını uygulayanlar değil, bu konuya kafa yoran, bu konuları yazıp çizen medya mensupları, sivil toplum örgütlerinin aktivistleri ve aslında sağlık hizmetinden yararlanan ve yararlanacak ve yararlanamayacak olan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
* * *
Rehberin başında amaçları şöyle ortaya konuluyor:
"Mümkün olan en yüksek bedensel ve ruhsal sağlığa sahip olma hakkı uluslararası hukukla korunmuş temel bir insan hakkıdır. Bu kitapçık bu hakkın sağlık çalışanları ve onların örgütleri için ne anlama geldiğini ortaya koyuyor. Sağlık hakkı hukuksal temellere dayanmakla birlikte bu kitapçık hukuk hakkında değildir. Sağlık çalışanlarının ve onların meslek örgütlerinin gündelik çalışmalarında sağlık hakkı pratik anlamını ve önemini göstermektedir. Halihazırdaki sağlık uygulamalarına dayanan somut örnekler sunmaktadır.
Sağlık çalışanlarının çoğu zaten sağlık hakkını teşvik edecek biçimde çalışmalarını yürütmektedir. Sağlık hakkı anlayışını geliştirmek farklı bir çalışma biçimini benimsemeyi gerektirmez. Sağlık hakkı sağlık çalışanlarının gündelik uygulamalarını evrensel olarak kabul edilmiş bir değerler çerçevesine yerleştiren pratik bir araçtır.
Sağlık hakkı hükümetlerden ellerinde olmayan kaynakları sağlık hizmetlerinin gerçekleştirilmesine adamalarını istemez. Sadece insanların sağlığını etkileyen kararları verenlerin -ister sağlık çalışanları, ister özel şirketler, isterse de kamu kurumları olsunlar- sağlığı geliştirmelerini ve korumalarını,
kararlarının etkilerini anlamalarını ve haklılıklarını ortaya koymalarını ister."
Rehberde sunulan örneklerden dersler çıkarılması, yaşadıklarımızla kıyaslanması; sağlık hakkıyla, bunun gereğini yerine getirmekle yükümlü yetkili ve sorumluların yapmaları gerekenleri anlaşılması bakımından çok önemli bir kaynak.
Sevgili Zengin'e ve Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezine teşekkür ediyorum.(MS/EÜ)