Şehir hastanesi yapan şirketler bu aralar biraz sıkıntı çekiyor. Sağlık Bakanlığı’nı büyük miktarlarda kiraya bağladılar, sözleşmeleri imzaladılar, ama duyulsun istemiyorlar. Sağlık Bakanlığı da şirketlere yüzde 70 doluluk garantisi verdiğinin duyulmasını istemiyor. Şirketler bu işlerden akla hayale gelmeyecek paralar kazanacaklar; üstüne de kimselere nasip olmayan mali kolaylıklardan yararlanacaklar. Eh doğal olarak millet zordayken bu kadar kıyak duyulsun istemiyorlar.
O yüzden halkla ilişkiler faaliyeti yürütüyorlar. Borcu değil “yatırımı” konuşalım, diyorlar. İşleyişin kötülüğü görünür olmasın diye “ne lazımsa yapıyoruz” diyorlar.
Bilindik “marka değeri koruma” taktikleri.
Hürriyet gazetesinden Vahap Munyar, Bilkent şehir hastanesi şantiyesini ziyaret etmiş. En üst düzeyde bilgilendirme yapılmış kendisine. Yazısını kaleme almış. Anlaşılan o ki hiç soru sormamış.
Yazıyı “Ne diyor”, diye değil de “Ne demiyor” diye okuyunca epey bilgilenebilirsiniz aslında. Örneğin Sağlık Bakanlığı’nın bizzat şirketlerin kiracısı olduğunu biliyorduk, ama kirasını öğrenememiştik. Yazı sayesinde Sağlık Bakanı’nın kira akdi teyit edilmiş oldu. CCN Sağlık Genel Müdürü Timur Balta, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nin yanıbaşındaki Sağlık Bakanlığı’nı gösterip “Sağlık Bakanlığı binası da bu kompleksin içinde yer alıyor. O bina 120 milyon Euro’ya mal oldu. Bakanlık 1 Ağustos 2017’de buraya taşındı. Bakanlık bizim kiracımız. Binanın teknik, bakım, onarım işleri bize ait” demiş.
Fevkalade!
Soralım: Sağlık Bakanlığı’nın şirkete ödediği kira ne kadar? Sağlık Bakanlığı bütçesinin hangi kaleminde görünüyor? Kaç yılda ödenecek bu kira? Bakım, onarım, teknik hizmetler neler? Bunların bedelleri ne kadar?
Yanıtlar tabii ki yazıda yok.
Şimdi küçük, teknik birkaç ayrıntıyı daha merak ediyoruz tabii. Sağlık Bakanlığı’nın kendi binasının ihalesi ne zaman yapıldı? İhale komisyonu hangi bilgilere göre karar verdi? Yüksek Planlama Kurulu, Sağlık Bakanlığı’nın hizmet binasının kamu özel ortaklığı yöntemiyle yaptırılmasına ne zaman onay verdi?
Eh bunlar da yazıda yok.
Gelelim şirketlere verilen hasta garantisine. Şehir hastanelerinde şirketlere yüzde 70 doluluk garantisi verilmediğini, ama miktar garantisi verildiğini söyleyenler vardı. CCN Sağlık Genel Müdürü Timur Balta, şehir hastanesi projelerinde devletin 7 hizmetle ilgili yüzde 70 doluluk hesabına göre garanti verdiğini söylemiş. Bu hizmetler yemek, çamaşır, atık bertarafı, laboratuvar, rehabilitasyon, sterilizasyon ve görüntülemeymiş. Üstüne de şöyle söylemiş: “Mersin’de doluluk yüzde 80’i aştı, garantiden aldığımız para yok artık”.
Eh bir de hastane çok doldu diye para alsaydınız!
Yazıdan anlıyoruz ki Mersin’de doluluk yüzde 70’i bulmadığı dönemler için garanti paralarını almışlar. Peki, acaba verilmeyen hizmet karşılığı ne kadar almışlar?
Bu da yazıda yok. Üstelik hangi akıllı idare böyle bir söz verir, sorusu da yanıtı da yok.
Şirketlere hasta garantisi verildiği zaten ortada. Anlaşılmaz olan, Türkiye’de yatak doluluk oranı yüzde 70 değilken bu oranın nasıl ve kim tarafından belirlendiği.
Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Murad Bayar da demiş ki “Hasta üzerinden para almıyoruz. Biz, hastadan hiç para almayız”.
Bu cümleden ne anlamalıyız? Hastane işletmesi yapıp, buradaki hizmetleri Sağlık Bakanlığı’na satan bir şirket ne üzerinden para kazanır? Hastanenin etrafında, burada verilen hizmetle ilgili ticari alanlar yapan şirket ne üzerinden para kazanır? Şirketlerin tam KDV muafiyeti almalarının nedeni “sağlık hizmeti satışı” iken acaba bu şirketler ne üzerinden para kazanır?
Şirkete danışmanlık yapan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin eski dekanı Prof. Tümer Çorapçıoğlu da demiş ki “Şehir hastanesinin yapım ve işletmesini üstlenen şirket hastaya el süremez. Yani, sağlığın taşere edilmesi söz konusu değil”.
Laboratuvar, rehabilitasyon, görüntüleme, radyasyon onkolojisi, fizik tedavi birimlerinde “hastaya el sürmeyen” bir teknoloji mi geliştirildi? Değilse bu alanlar tıbbi hizmete dahil değil mi?
Tıbbi hizmet olduğu açık, ama lafı böyle söyleyince yapılan iş bildiğimiz “imtiyaz/kapitülasyon” sisteminden sekip yepyeni bambaşka bir sistemmiş gibi gösteriliyor. Sağlık hizmeti işin içinde yok diye açık açık gerçeğe aykırı beyanların nedeni bu.
Gelelim büyüme rakamları dünyayı çıldırtan Türkiye’nin şirketlere kiracı Sağlık Bakanlığı’na.
Şu ödediğiniz kira ve bakım onarım bedeli kaç para? (ÖE/HK)