Aslında Songül, hepimiz kadar cesur aynı zamanda hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik bir kadın. Aradığı aşkı ve belki en doğru tanım, hayatını bulamayan Songül, gerçekleri ve hayalleri arasında gel-gitler yaşayarak, öğreniyor kendi dünyasının hikâyesini. Tabii bu buluş da epey sarsıcı oluyor.
Kahramanımız Songül'ün deyimiyle 'basit bir ev kazası'yla başlıyor tüm hikâye. Şimdi sizleri 'uzun zamandır hiç bu kadar çok eğlenmemiştim' diyeceğiniz bir oyunun misafiri yapacağız. Tabii siz de izin verirseniz.
Günay Karacaoğlu'nun tek kişilik oyunu; Basit Bir Ev Kazası, kadın ve erkek ilişkilerini farklı bir yelpazeden işliyor. İnsanoğlunun sinemada, edebiyatta ve şarkılarda çözmeye çalıştığı, analitik düzlemde formülleştirmeye yeltendiği ve belki de çözdüğünü sandığında sihrinin kaybolacağı bir durumu perdeye aktarıyor oyun. Ama yapışkan bir tavırla değil, tam tersine günümüzdeki yaşanan şaşalı dünyalara da ilenerek.
Karacaoğlu'nun akıllara durgunluk veren performansı ise şapka çıkartacak cinsten. Bu küçücük kadın, sahnede dev bir oyuncu ve kendine has oyunculuk üslubuyla da takdire şayan. Bir kadının gözünden anlatılan oyunun en can alıcı noktası ise yazarının erkek olması. Murat İpek'in yazdığı eser, bir kadının dünyası ancak böyle iyi anlatabilirdi dedirtiyor.
Karacaoğlu, sahnede bir dakika durmuyor, kah yazdığı aşk romanı tadındaki günlüğüyle konuşuyor, kah bizlere siz de seyretmeye devam edin ama, diyerek derdine ortak ediyor. Örneğin görücü usulü ile evlenmiş de olsa bir kocası olmasına rağmen o hâlâ tekne turunda iri kaslı 'Hayri'lerle aşk yaşarken hayal ediyor kendini. Hayaller dünyasında rüzgâr gibi geçti dedirten replikleriyle oyun; kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor. Oyunun rengi de aslında bu yaşattığı ironiyle meydana çıkıyor.
Yine Songül'ün deyimiyle 'bir bardak suydum döküldüm' diyerek iç burkan oyun, aslında bir anlamda toplumumuzda kadının ezilmişliğinin altını çiziyor. Tabii tüm bunlar sahnede cerayan ederken bizlerin gülmesi durumun trajikomikliği kadar şahit olduğumuz, gördüğümüz ya da gizliden gizliye evlerin içinde hepimizin yaşadığı konuya sahip olmasından kaynaklanıyor. Kısaca oyunculuk ve Basit Bir Ev Kazası, bu sezonun kaçırılmaması gereken izlenceliklerinden.
Yüzünüzde tebessüm ve sol tarafınızda uzun süre etkisini kaybetmeyeceğeniz bir hisle çıkacağınız oyunun seyir rotası şöyle:
4 Mart Çarşamba: Oyun Atölyesi / İstanbul
8 Mart Pazar: Muammer Karaca Tiyatrosu
14 Mart Mart: Caddebostan Kültür Merkezi
21 Mart Cts.: Halis Kurtça Kültür Merkezi
Tel: (0212) 253 67 11 (BM/EÜ)