Uzmanlar, Pazar günü yapılan açıklamalardan da önce Saddamın ölümü ya da hapsedilmesinin ABDnin Irakta karşı karşıya bulunduğu sorunları ortadan kaldırmayacağını açıklamışlardı. Çünkü, zaten çoktandır Baas Partisine ya da Saddama sadakat, direniş için bir katalizör olmaktan çıkmıştı. Kaldı ki Iraktaki iç durumunun karmaşıklığı kendi başına bir şiddet ve kargaşalık kaynağı haline gelmişti.
Şii ögesi öne çıkabilir
Hatta kimi uzmanlar, Saddamın ele geçirilmesinin Şiilerin seçimlerin bir an önce gerçekleştirilmesi taleplerini güçlendirerek militan taktiklere başvurmalarının önünü açmış olabileceği görüşünü ileri sürüyor.
Michigan Üniversitesi tarih profesörlerinden Irak uzmanı Juan Cole "artık Saddamın işi bitmiş olduğuna göre Şimdi Şiiler tutumlarını daha da sertleştirebilirler, diyor.
"ABD siyasetini benimsemeyen Şiiler ya da işgale karşı olanların artık ABD çekilirse Saddam geri mi döner diye korkmalarına gerek kalmadı.
Cole kendi web sitesinde Pazar günü yazdığı bir değerlendirmede, "bundan böyle siyasi çekingenliklerini üstlerinden atmaları ve itirazlarını sokakta dile getirmeleri büyük olasılık, öngörüsünde bulundu.
Saddamın direniş lideri olmadığı görüldü
ABD birliklerinin bir numaralı hedefi olan Saddam Hüseyin, kendisine karşı düzenlenen iki kafa koparma hava harekatından kurtulmayı başarmıştı. ABD askeri yetkilileri Saddamın Tıkrit civarında saklandığına ilişkin bilgilere sahip olduklarını açıklamalarına karşın hava harekatlarından sonra Saddamın izini kaybetmişlerdi.
Sonunda istihbarat doğrulandı ve Saddam doğduğu kent civarındaki bir çiftlik evinde 2 metreye 2,5 metre genişliğinde bir köstebek yuvasında ele geçti.
Askeri komutanlar işgale kaşı direnişin Saddama sadık unsurlarca yürütüldüğünü söylemelerine karşın, kendisine özellikle Basçılar için simgesel konumu dışında pratik bir önder rolü biçmiyorlardı. Bu Saddamın yakalanışıyla da doğrulandı. Saddam perişanlığının yanırsa, dışarıyla bağlantısını sağlayacak elektronik ya da uydu haberleşmesi olanaklarından da yoksundu.
Senato İstihbarat Komitesinin Demokrat Parti sözcüsü Jay Rockfeller, yakalandığı yere ve koşullara bakarsak Saddamın isyanı yönetmekte olmadığını pek az denetim ve etkiye sahip olduğunu görürüz, diyor. "Bu önemli ve tedirginlik verici çünkü ortaya çıkıyor ki, isyancılar Saddam için değil ABDye karşı savaşıyorlar.
Kimi uzmanlarsa, Saddamın yakalanmasının, özellikle Baas üyeleri üzerinde moral bozucu bir etkisi olacağı kanısında.
Tink-tank kuruluşu Brookings Institutiondan askeri yorumcu Michael O'Hanlon Ulusal Televizyona (NPR)verdiği demeçte Saddamın yakalanmasının destekçileri üzerinde yıkıcı bir darbe etkisi doğuracağını söyledi.
Gözlemciler, bu etkinin Iraktaki Saddam karşıtları üzerinde daha da belirgin olarak görüleceği kanısında. Ancak bunun işgalden yana bir tavra yol açıp açmayacağı konusunda görüş ayrılıkları var.
Dış İlişkiler Konseyinden (CFR) Orta Doğu uzmanı Judith Kipper, "Saddamın yakalanması Iraklılara Saddam taraftarlarını kendi aralarından atmak için daha çok cesaret ve psikolojik üstünlük sağlayacaktır, derken emekli general William Nash, Saddamın yakalanmasının Sünni Üçgeninde yaşayanların işgalle daha sıkı işbirliğine girmelerine yol açacağı kanısında: Herkes trene binmek isteyecektir.
Ancak aralarında Coleun da bulunduğu diğer uzmanlar, bu yaklaşımların aşırı iyimser olduğunu düşünüyor. Pazar günü kaleme aldığı analizde Cole, ülkenin merkezindeki Sünni Arap direnişçiler, zaten çoktandır Saddamı ve Baası simge olarak görmekten vazgeçmişlerdi, diyor. Onların savaşmak için yerel nedenleri var. Bir bölümü Baası lanetleyen Sünni köktendinciler, diğerleri, ülkelerinin işgalinden ötürü yese kapılmış Arap milliyetçileri, Kimileri öldürülen akraba ve yakınlarının kan davasını güdüyor. Kimileri ise Şiiler ve Kürtlerin hakimiyeti altında ikinci sınıf vatandaş olma korkusuyla hareket ediyor.
Gelecek günler hangi tezin doğru olduğunu gösterecek. (JL/EK)