* Ferhat Tunç, RıdvanTuran, Suavi, GaroPaylan, MustafaYalciner, Gencay Gursoy,
Sungur Savran, Tuncay Yılmaz, Fırat Epözdemir birlikte Roboski yolunda.
Her yaşam ayrı bir dünyayı temsil ediyor. Ayrı bir kıymeti de. Bunun bilinciyle davrananlar olarak; 'karşımızdakinden' de böylesi bir beklentideyiz. Buna rağmen yüreğimize ekilen insanlık sevgisi ifna edilmek isteniyor; buna direndikçe, baskının dozu da yükseliyor. Yılın son günlerinde, yeni yılın ilk günlerine dilimizden düşürmediğimiz barışı, kardeşliği -en azından umudunu- canlı tutmamız kimi güçleri tedirgin ediyor.
Aralık ayının yeni yıla evrilen günleri ruhumuzu parçalıyor. 'Hayata Dönüş' Operasyonu, Maraş Katliamı yıldönümleriyle birlikte ve tabii ki 28 Aralık Roboski Katliamı...
Yakın tarihimizin şu kanlı katliamlarını ülkemize reva gören zihniyet değişmedi. Yetinmiyor ve yeni katliamlar için müsait ortam hazırlıyor. Marks'ın deyimiyle; 'insanlar hangi düzeyde ortam yaratırsa, ortam da aynı düzeyde insan yaratıyor.' Bu, ülkemiz için özel olarak anlamlı bir tespiti içeriyor.
Hükümetler, iktidarlar değişti ancak, onların zorbalıktan beslenen politikaları ne yazık ki yerini koruyor. Bundan bir yıl önce Roboski'de bombardıman sonucunda meydana gelen katliam, aynı politikaların sonucu oluyor. 34 insanımızın katli, kuşkusuz, egemenlerin iddia ettiği gibi bir 'operasyon kazası' değildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin dünkü tanıklığı, bugünün de delili oluyor.
Katliamdan sağ ama her bakımdan 'yaralı' kurtulan Servet Encü'nün söylediklerini anımsayalım: "... O geçiş yolu 100 yıldan beridir kullanılıyor. O yol PKK yolu değildi. Sadece ticaret yoluydu. Bize demesinler, 'yanlış anlaşılma sonucu bombaladık.' Bu yanlışı niye daha önce yapmıyordu, asker? Yıllardan beri gidip geliyoruz. Daha önce bazen asker yolu kapatıyordu. 100 katırdan fazla yakalayıp karakola götürüyorlardı. Köylülerin getirdiği eşyalara el konuluyordu.
"Bu sefer farklı yaptılar! Bu köylülerin sınırı geçip sigara ve mazot getirdiğini herkes biliyordu. Asker de biliyordu. Kimse mazeret üretmesin. Kaymakam da biliyor, komutan da biliyor; herkes biliyor. Genelkurmay Heronları gelip tespit ediyor. O çekilen görüntüler katırın yükünde ne olduğunu biliyor. Onlar da biliyor. PKK hiçbir zaman 100 katırla gelmez. PKK, ancak 6-7 katırla gelir.
"Devlet yetkililerinden şu ana kadar hiç kimse ne beni aramış ne de beni yanına çağırmış. Bizimle ilgilenenler, bize yardım edenler sadece milletimizdir. Bazı devlet yetkileri köyde sadece bir aileyi ziyaret ettiler, geri kalan 34 aileye başsağlığında bulunmadılar..."
Evet, Roboski Katliamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin "Tedip, Tenkil ve Tehcir" çizgisinin güncel uygulamasıdır. 1920'lerde Koçgiri'de, 1925'lerde Piran-Palu'da, 1930'larda Ağrı'da, Zilan'da; 1937-38'lerde Dersim'deki katliamların, 1943′te Van'ın Özalp İlçesi'nde 33 Kürt köylüsünün katledilmesinin bir benzeridir yaşananlar, ölenler! Roboski, aslında herkesin bildiği ama itiraf edemediği devlet karakterinin çıplak olarak açığa çıkmasıdır. Roboski, egemen zihniyetin Kürde olan kininin yansımasıdır.
Kimse 'hata, kaza' şu veya bu, diye yumuşatmaya kalkmamalı. Zira Roboski'nin üzerinden bir yıl geçti ama ne sorumlular ortada, ne yargılanan var ne de en basitinden bir özür! Devletin ele alış biçimi bu iken, kim nasıl hata ya da kaza olarak düşünebilir...
Roboski'de olayın gelişim aşamalarına bakıldığında, sınır ticareti yaptığı bilinen ve korucuların bulunduğu köy, devletin inkâr ve imha zihniyetinin kurbanı olarak açığa çıkıyor. Yaşanılanların pervasızlığı, büyük bir aymazlık ve pişkinlikle üzerinin örtülmesini de getiriyor. Bazı olayları 'kırılma anları' diye görmek mümkün. Doğru değerlendirilirse çıkış, yanlışta ısrar edilirse kargaşa ve çözümsüzlüğe sahne olur. Çok uzağa gitmeyelim; Şemdinli'de "iyi çocuklar" tüm ilişkileri ile gerektiği gibi yargılansaydı, Roboski Katliamı olur muydu? Kanımca, hayır. Dolayısıyla Roboski doğru ele alınmadığında; suçlular devlet tarafından da teşhir edilmediğinde bu, devam niteliğini nakleder.
Roboskililerin yürüttüğü onur mücadelesi demokratikleşme ve özgürlük yolunda ciddi bir katkı olabilir. Türkiye'nin batısından, Roboski'deki acılı insanların mücadelesine karşılık verilmeli. Sabır taşında ki kırılmayı, ruhsal kopuşu gidermenin yegâne yolu bu olabilir. (FT/HK)