Latin Amerika’nın makûs tarihini birçok kaynaktan öğrenebiliriz elbette. Bu kaynakların yalnızca bir kısmı bu tarihi okurken sıkışan yüreğimizi ustaca kullanılmış sözcükleriyle ferahlatır: Latin Amerikalı edebiyat ustalarının kitapları. Eduardo Galeano da işte o ustalardan biridir.
Galeano bu defa karşımıza karısının rüyalarıyla çıkıyor. Delidolu etiketiyle yayımlanan “Helena’nın Rüyaları”, Galeano’nun karısı Helena tarafından görülmüş ve farklı kitaplarında yer bulmuş rüyaların derlemesinden oluşuyor. Elbette bu rüyaları bize Galeano, büyülü gerçekçilikten belgesele uzanan kendine has üslubuyla ve en yalın biçimde anlatıyor. Ressam Isidro Ferrer, bu kitap için hazırladığı eserleriyle Galeano’ya eşlik ediyor.
Helena rüyalarında neler görüyor? Belki de kitapların ve filmlerin etkisiyle zihnimizde hep bir karnaval havasında geçen gündelik yaşam kesitleri, mutfaklarda ateş koruyuculuğu yapan yaşlı kadınlar, rüya satıcıları, şairlerin kendilerine kelime aradığı evler, gizem, aşk, dans, sürgünde geçen yılların yığdığı memleket hasreti ve korku…
Bir gece Helena terk etmek zorunda kaldıkları bir evin verandasında Galeano ile birlikte oturduklarını görür. Ev artık kendilerinin değildir ama ayağa kalkıp yürümeye başladıklarında Helena bir ipin ucundan tutmakta ve meğer tekerlekli olan evi peşlerinden sürüklemektedir. Bir başka rüyada havaalanında, bir güvenlik makinesinden geçmek için sıra beklemektedirler. Yolcuların yastıklarını tarayan makine kamu düzeni için tehlikeli olan rüyaları tespit etmektedir.
Bir başka gece Helena rüyasında dans eden kabarık etekli kadınlar ve peruklu erkekler görür. Çiftler bir müzik kutusunun içinde dönüp durmaktadır. Böyle bir rüyanın resminde kadının gövdesi topaçtan başka ne olabilir? Isidro Ferrer, bu kitap için yaptığı ve farklı malzemeleri bir araya getirdiği eserlerinde gerçeküstüyle gerçeği harmanlıyor, tıpkı Galeano’nun üslubu gibi.
Acaba hangisi? Helena Galeano’nun yazacağı öyküleri rüyasında mı görüyor, yoksa Galeano Helena’nın rüyalarına dünyayı mı sığdırıyor? Edebiyat tarihçisi açısından bu bir meseledir belki ama biz okurlar için fark etmez. En nihayetinde bu kitapta yer alan öyküler tüm özelliklerinin yanında iki insanın birbirine duyduğu sevginin de öyküsüdür. Öyleyse Eduardo ve Helena için Zeki Müren’den gelsin: Rüyalarda Buluşuruz. (YK/NV)
* Helena’nın Rüyaları (Los suenos de Helena), Eduardo Galeano, Resimleyen: Isidro ferrer, Çeviren: Altuğ Akın, Delidolu, 2014, 62 sayfaEduardo Galeano kimdir?Yazar, gazeteci Eduardo Germán Hughes Galeano, 1940 yılında Uruguay'da dünyaya gelir. Gazetecilik kariyerine 1960'lı yıllarda haftalık gazete Marcha'da başlar. 1972'de askeri darbes sırasında hapse girer. En bilinen ve 20 dile çevrilen Latin Amerika'nın Kesik Damarları kitabı bu dönem yasaklanır. Sürgüne yollandığı Arjantin'de Crisis kültür dergisini kurar. Ancak 1976'da Arjantin'de de askeri darbe olunca ve ismi listeye alınınca bu sefer İspanya'ya göç etmek zorunda kalır. 1985'te tekrar ülkesine geri döner ve hala orada yaşamaya devam eder. Latin Amerika'nın Kesik Damarları kitabı, 2009'da Venezuella Başkanı Hugo Chavez tarafından Barack Obama'ya hediye verilir. Kitap amazon.com'da ikinci en çok satılan kitap olur. Yazarın onlarca kitabından bazıları şöyle: Ateş Anıları, Latin Amerika'nın Kesik Damarları, Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri, Biz Hayır Diyoruz, Tepetaklak, Zamanın Ağızları, Gölgede ve Güneşte Futbol, Ve Günler Yürümeye Başladı. |