Yakın geçmişte Rusya'nın üçüncü büyük petrol şirketi olan Sidanko'yu, özelleştirmelerin başladığı dönemde, Vladimir Potanin adlı parlak bir Rus 530 milyon dolara satın almıştı. 1997 sonlarında BP Sidanko'nun yüzde 10'una 571 milyon dolar ödemiş, sonra şirketin iflas noktasına getirilmiş olduğunu, önemli miktarda hissesinin de rakiplere satıldığını anlamıştı . O günlerden beri içine girdiği bataklıktan çıkmaya, yarım milyar dolarını kurtarmaya çalışıyordu.
Sidanko'nun sadece onda birini BP'ye satarak bile yatırımını kâra çeviren bu Potanin kimdi?
Sovyetler Birliği'nin son yıllarında Komünist Partisi'nin genç yıldızlarından ve hırslı bir dış ticaret uzmanı olan Vladimir Potanin, sistemin çözülmesi ve "Batıya açılma" sürecinde başbakan yardımcılığına kadar yükselecekti. Potanin devlette böyle kritik bir noktaya geldikten sonra Oneximbank adlı yatırım bankasının ülkeye dış finansman sağlayan en etkin kuruluş haline getirilmesi operasyonunu başarıyla gerçekleştirecek (banka kısa sürede Rusya'nın en büyük özel bankası olacaktı) ve özelleştirmeler sırasında stratejik devlet kuruluşlarını gerçek bedellerinin çok altında birer birer kapmaya başlayacaktı. Sidanko dışında dünyanın en büyük nikel üreticilerinden Norilsk Nickel'e de sahip olacaktı. Bir diğer büyük yatırımını, Rus telefon sistemi Svyazinvest'in yüzde 25'ini alırken, yatırım işlerinde uzman ünlü bir yabancıyla birlikte yapmış, Svyazinvest'in dörtte bir hissesini hayırsever spekülatör George Soros'la birlikte satın almıştı .
Soros'un 980 milyon dolar ödediği hisselerin değeri Rusya'daki 1998 krizi sonrasında 250 bin dolara kadar düşüyor, kurt spekülatör "The Crisis of Global Capitalism" adlı kitabında bu yatırımından "kariyerinin en kötü yatırımı" diye söz ediyordu.
"Kanunları kim çiğnemedi ki?"
Potanin, 1990'ların ve belki bütün bir kapitalizm tarihinin "en parlak Ruslar" listesinde muhakkak çok önemli bir yerdeydi, ama "en parlak" o değildi. "En parlak Rus", Forbes'un "dünyanın en zengin adamları" arasında 2003 yılında 26.'lığa çıkan Mihayil Hodorovskiy'ydi.
Hodorovskiy, 25 Ekim 2003 günü Sibirya'da vergi yolsuzluğu ve dolandırıcılık suçlamalarıyla tutuklandı ve Moskova'ya götürülüp hapsedildi. 40 yaşındaki Hodorovskiy, Forbes'un listesinde bir yıl önce 101. sıradaydı ve kişisel serveti 8 milyar dolar değil, henüz 3.7 milyar dolardı.
Bir yılda servetini dolar bazında yüzde yüzden fazla büyütmeyi başaran Hodorovskiy'nin yaklaşık yüzde 44'ünü kontrol ettiği ve başkanı olduğu Yukos şirketi, Rusya'nın birinci, dünyanın dördüncü büyük petrol şirketi. Amerikan ExxonMobil'in yüzde 40 - 50'sini satın almak üzere görüşmeler yaptığı Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından teyid edilen Yukos, tutuklamadan sonra sahipsiz kalmadı. Hodorovskiy'nin hücresinden yaptığı istifa açıklamasının ardından şirketin başına, beklendiği gibi Rus asıllı Amerikan vatandaşı Simon Kukes geçti
Kukes, Yukos'un üst yönetimindeki üç Amerikan vatandaşından biri. Diğer ikisi, Stephen Theede ve Bruce Misamore (finans direktörü). Bu arada Hodorovskiy'nin kontrolündeki Yukos hisseleri devlet tarafından donduruldu.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından hemen önceki yıllarda, 1987-88'de, Açık Toplum Enstitüsü'nün Moskova operasyonlarını başlatan ve son 15 yılda Rusya'da demokrasi, özgürlükler, çok seslilik ve iyi ahlâkın ("etik değerler") yeniden tesis edilmesine 1 milyar dolar harcayan hayırsever spekülatör George Soros, Hodorovskiy'nin tutuklanmasına en sert tepki gösterenlerin başında yer aldı. Hodorovskiy'nin sahibi olduğu Moskovskiye Novosti'nin editörü Yevgeny Kiselyev'e şöyle dedi: " Rusya şimdi, tüm sermaye sahiplerinin devlete bağımlı olduklarını anladıkları bir devlet kapitalizmi aşamasına giriyor olabilir. "
Soros, bir de şu açıklamayı yaptı: " Sovyet sisteminin çöküşünü izleyen sarsıntılı yıllarda herkes kanunları çiğnediği için, Rusya devlet başkanı şimdi kimi isterse mahkemeye verebilir .
Hayırseverler geçidi
Soros'un "Aman işgalden sonra Irak'ın kaynakları talan edilmesin, oralarda maazallah etik değerleri ayaklar altına alıp dolaplar çevirmesinler" diyerek gözetim altına aldığını açıkladığı Beyaz Saray pratiklerine fanatikçe destek veren yeni muhafazakârların medyadaki sancak gemisi Weekly Standard, konuya Soros'la tam bir paralellik içinde yaklaştı. Leon Aron'un 10 Kasım 2003 tarihli "The (Russian) Empire Strikes Back" başlıklı makalesinde, tutuklama olayıyla "borsanın nasıl kargaşaya sürüklendiği, temel hak ve özgürlüklere ve hukukun üstünlüğüne Putin yönetimi tarafından nasıl büyük bir darbe indirildiği" ele alındı. Tıpkı Soros gibi, "1990'larda bütün başarılı işadamlarının kanunları çiğnediği"ni belirten Aron, Soros'dan bir adım ileri giderek bunun nedenini de açıklıyordu: "Her şeylerini alıp götüren vergi oranları nedeniyle, hayatta kalabilmek ve maaşları ödeyebilmek için kanunları çiğnemek zorundaydılar.."
Aron işadamlarının çalışanlarına maaş ödeyebilmek için kanunları çiğnediğini söyledikten sonra hızını alamıyor, eski zaman dalkavuklarını kıskandıracak bir methiyeye girişiyordu:
"Sovyetler Birliği'nin çöküşü sırasında özel hayır kuruluşları yoktu. Bugün 70,000 özel kuruluş var ve bunlarda 2.5 milyon Rus 30 milyon kardeşine yardım ediyor. Yukos ve Hodorovskiy'e gelince, onlar hayır faaliyetlerinin boyutları açısından zaten başlı başına bir vaka. Yukos 2002 yılında hayır işlerine 45 milyon dolar verdi. Bu yıl 50 milyon dolar vermesi öngörülüyor. Şirket kaynaklarına göre, önde gelen ortaklar 2003 yılında kişisel servetlerinden 150 milyon doları hayır işlerine bağışlayacaklar. Dahası, Hodorovskiy kamuya destek verme işlerinde ne kadar yaratıcı ve uzak görüşlü olduğunu gösterdi. Birçok Yukos projesiyle Rusya'da ve ülke dışında kültüre destek veriliyor. Açık Rusya Vakfı'na (Open Russia Foundation) verdikleri 10 milyon dolarla, St. Petersburg'daki Hermitage Museum'da sergilenen Rus sanatı ilk kez Rusya dışında da sergilenecek. Milyarder George Soros geçen yıl Rusya'daki hayır işlerini sona erdirdiğinde, Yukos, kâr amacı olmayan bir Amerikan kuruluşu olan Avrasya Vakfı'na (Eurasian Foundation) sağladığı 1.15 milyon dolarla, küçük işletmeler ve toplulukların gelişiminin desteklenmesi için devreye girdi.
"Açık toplum"a Rusya dışında devam
Sadece Potanin'le birlikte girdiği Svyazinvest işine 15 yıllık "hayır sarfiyatı" kadar yatırım yapan Soros için de, Bush destekçisi militarist yeni muhafazakarlar için de aynı gerçekliğin 180 derece zıt kavramlarla tanımlanması ne kadar kolay. Devletin en üstünden gelen bir adamla ve devletin yaktığı yeşil ışıkla stratejik bir şirketin dörtte birini kapatmak, tamamen meşru bir "serbest piyasa" uygulaması oluyor. Gene devlet tarafından bir başka satış işine yeşil değil de kırmızı ışık yakıldığında ise, aniden "devlet kapitalizmi" tehlikesi beliriveriyor.
Devletin kapitalist olmadığı çok ender durumların, mesela Allende Şili'sinin yakınından bile geçmeyen, o politikaları övmeyi aklından bile geçirmeyen, mesela Şili'de darbe sonrası ayaklar altına alınan insanlığa destek olmak üzere cüzdanını aralamayan Soros da, 21. yüzyılın şahin yeni muhafazakârları da, petrolün, doğal gazın ve yeni pazarların olduğu yerlerde demokrasi havariliği yapmaya ne zamandır ne kadar meraklı. Biri 15 yıldır demokrasi, özgürlükler ve etik için "sınıfsız toplum kuruluşları"na (STK) ve hayır işlerine oluk oluk para akıtıyor, diğeri ülkeleri işgal edip "özgür koloni yönetimleri" kuruyor.
Bugün Rusya Federasyonu denilen yerde yaşları 40'ın altında ya da biraz üstünde dolar milyarderleri olması nasıl, hangi serbest piyasa ve serbest rekabet mekanizmaları ile açıklanabilir? Bu büyük servetler hangi iş birikimi ve pratiği sonucu elde edilmiştir? "1997 Güneydoğu Asya krizini başlatan", "İngiliz parasını Avrupa'dan kovan" ve "pound'un belini kıran" adam olarak bilinen, spekülasyondan elde ettiği servetin haddi hesabı olmayan 72 yaşındaki Soros bile bu gençlere yetişememekte, ayak uyduramamakta, oyuna gelmektedir.
Soros'un Rusya'daki "STK ve hayır operasyonları"ndan çekilme kararı ise yaklaşan yeni sürece adaptasyonu olarak yorumlanabilir. Hazar bölgesi ve Avrasya'da daha yeni yeni kızışmaya başlayan petrol - doğal gaz - pazar kavgasında özellikle ABD ile Rusya arasında iplerin giderek gerilmesine işaret eden bu çekilme, büyük ihtimalle Kafkaslar ve Orta Asya'daki enerji kaynağı zengini diğer ülkelere yansımayacaktır. (ŞA/EK)
Notlar
* Soros, kurucusu olduğu Açık Toplum Enstitüsü (Open Society Institute) ile Hodorovskiy'nin Açık Rusya Vakfı (Open Russia Foundation) arasında doğrudan bir işbirliği olmadığı söylerken gelecekte projelere ortak finansman sağlayabileceklerini ekliyor .
* 4 Kasım'da Hodorovskiy'nin yerine geçen Rus asıllı Amerikan vatandaşı Simon Kukes, haziran 2003'de Yukos yönetim kuruluna girmişti. Kukes daha önce, BP ile birleşen Tyumen'în yöneticisiydi. BP bu operasyona (Rusya'da yaşanan en büyük birleşme) yaklaşık 7 milyar dolar.yatırdı .
* Weekly Standard'daki "The (Russian) Empire Strikes Back" başlıklı makalesinin yazarı Leon Aron, American Enterprise Institute'ta Rusya çalışmaları bölümünün yöneticisi ve "Yeltsin: A Revolutionary Life" adlı bir kitabı var.
* Arizona senatörü (cumhuriyetçi) John McCain, 4 Kasım'da Senato'da Hodorovskiy'nin tutuklanması ve hisselerinin dondurulmasıyla ilgili olarak, "Rusya'daki demokrasi güçleri ve piyasa kapitalizmine karşı sinsice bir darbe" dedi .
* 1999'da yayınlanan "The Lexus and the Olive Tree" adlı kitabında Thomas Friedman şöyle diyor: "Piyasanın gizli eli, asla gizli bir yumruk olmadan çalışmayacak.. McDonald's, ABD Hava Kuvvetleri'nin F-15'ini yapan McDonnell Douglas olmadan büyüyemez. Ve Silkon Vadisi teknolojilerinin yaygınlaşması açısından dünyayı güvenli bir yer haline getiren gizli yumruğun adı ABD Ordusu, Hava Kuvvetleri, Donanması ve Deniz Piyadeleri'dir."