Yönetime geldiği zaman oligarklara karşı mücadele edeceğine dair Rusya halkına sözler vermiş olan Putin, taahhütlerini yerine getirmediği gibi iktidarını, ülkenin içine tekrar sürüklendiği mafyatik düzenle gayet uyumlu şekilde sürdürmekte de beis görmüyor.
Özel mülkler, arsalar, fabrikalar veya kâr eden şirketler sahiplerinin elinden metazori biçimde alınmakla kalmayıp, çapulculukla itham edilen bu sistemin aktörleri talanın mağdurlarını altından kalkılmaz borçlarla da karşı karşıya bırakıyor.
Belgesellerindeki muhalif duruşundan ve enerjisinden hiç bir şey yitirmemişe benzeyen tecrübeli ve cesur yönetmen Alexander Gentelev, bu seneki IDFA'ya Raiders (Yağmacılar) adlı yapımla katılıp ülkenin korkulan liderinin icraatlarını ve Rusya'nın akla zarar durumunu hoyratça teşhir etmeye devam ediyor.
Kabadayılık
ARTE, ZDF, RTS ve IBA gibi televizyon kanallarının katkısıyla da çekilmiş olan 89 dakikalık sürükleyici yapımda, gayet alçak gönüllü kooperatif daireleri, Sovyet döneminin kalıntılarından, dünyaca ünlü ressamların stüdyoları veya sükseli Khachapuri restoranlarının mülkleri mevzubahis talanın nesnesi haline gelip sahiplerinin elinden alınmaya çalışılıyor. Genelde paraya hasret kalmış taşra hakimlerine tasdik ettirilen sahte mülkiyet belgeleriyle kapıya dadanan zorbalar, insanları kaba kuvvetle korkutarak sokağa atmayı başardıklarında adalet yoluyla kaybedilen mülklere tekrar sahip olmak mümkün olmuyor; hatta hapsi boylayan hakkını talep edenler olabiliyor. Yolsuzluk ve rüşvete ayrılan bütçeyi kat kat aşan, fahiş biçimde ele geçirilmiş bir fabrikanın kısa zaman zarfında üçüncü kişilere gerçekleşen satışının ederi, entrikayı çevirenlerin cebinde yüksek kârlar bırakıyor. Moskova'nın merkezi semtlerinde kalan eski binalar veya boş arsalar alışveriş merkezleri veya gökdelen dikmek isteyenlerin iştahını kabartıyor.
Cep telefonu furyası Rusya'yı sardığında ülke çapında binlerce bayi açacak kadar büyüyen bir telefon satıcısı veya Moskova'nın eski belediye başkanının eşi olup inşaat sektörü sayesinde ülkenin en zengin kadını sıfatına layık görülen güçlü yatırımcı bile güvenlik kuvvetleri, kabadayı çeteleri, avukatlık büroları, vergi ve adalet sistemi, bankacılık sektörü ve bürokratların baş rolde olduğu bu tehditkar sisteme direnemeyip yaşamlarını Londra'da sürdürmek zorunda kalmış.
Rusya'da yatırım yapmak
Rusya'da en büyük dış yatırımcı sıfatını kazanmış olan Hermitage Capital'in başına gelenler de dehşet verici manzaradaki yerini alıyor. Uzun süre Putin'in gözbebeği olan şirket birilerinin ağzını sulandırmaya başlayınca işler aniden sarpa sarıyor; şantajlar, korkutmalar ve öldürme tehditleri bir yana, borçlandırılan şirketi kurtarmaya girişen idealist avukat hapse atılıp her türlü haktan mahrum bırakılıyor. Cezaevlerinde maruz kaldığı insanlık dışı muamelelerin farkında olan annesi tüm çabalarına rağmen oğlunun ancak cenazesine ulaşabiliyor.
Kremlin'le bağlantılı görünen tüm bu olaylar yönetime yakın duranların lehine sistematik olarak geliştiğinden güveni sarsıyor, Rusya yabancıların yatırım yapabileceği ülkeler sıralamasında durmadan irtifa kaybediyor.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'ı dünyanın belgesel merkezi haline getiren IDFA geçen sene Gentelev'in Soçi Olmipiyatlarıyla ilgili çarpıcı Putin'in Oyunları'nı (Putin's Games) konuk etmişti. İsrail-Almanya ortak yapımı olan Yağmacılar Evgeny Moroz'un basit ama etkili animasyonlarıyla neşeleniyor fakat televizyon diline yakın bir stili yeğleyen yönetmen, dolambaçsız diliyle hazmedilmesi zor içeriği aktarırken, belgesel insana daha çok bir haber programı izliyor hissini veriyor.
Yine de her türlü insan hakkı ihlaliyle gündeme gelen Rusya'da, çakallığın aleni şekilde vuku bulduğu ortamları yakından incelemek fazlasıyla cezbedici... (MT/HK)