Renksiz Rüya/Hewno Bêreng film fragmanı (Kaynak: YouTube/Renksiz Rüya/Hewno Bêreng)
“90’larda Ben de Mirza karakterinin yaşındaydım fakat Mirza çoğu kürdün çocukluğu. Filmin elbetteki zihnimdeki flu-silik politik durum anılarıyla ilgisi var...”
bianet’in, baş rol oyuncusu Mirza'nın hikayesi sizin hikayeniz mi? sorusuna “Hewno Bêreng” filminin yönetmeni, Mehmet Ali Konar yukarıdaki cevabı verdi.
Yönetmenin ilk filmi "Hewno Bêreng" ("Renksiz Rüya") İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (IKSV) düzenlediği 37. İstanbul Film Festivali kapsamında Atlas Sineması'nda geçen hafta gösterime girdi. Film Ulusal Yarışma dalında Mansiyon ödülü aldı.
İlk gösterime (15 Nisan saat 11.00) yönetmen ve oyuncular da katıldı. Hewno Bêreng’in dili Kürtçe ve iki altyazı dili (İngilizce ve Türkçe ) ile beyaz perdedeydi.
Uyarı: Yazının bu kısmından sonra Hewno Bêreng filminin içeriğine dair bilgiler yer almaktadır.
Film şu şekilde tanıtıldı:
“90’lı yılların karanlık politik olaylarının ortasında kalan Mirza, bu uğursuz, süreğen durumun mağduru olmaktan kurtulamamıştır.
“Annesinin ölümünün ardından iyice içine kapanıp gördüğü kötü rüyalarla savaşmaya çalışan Mirza’nın hayatı, Mir Ahmed’in bir süreliğine evlerine misafir gelmesiyle değişir."
Pazar sabahı uykumu bölen telefon sesinden sonra konuşan heyecanlı ses “Ali abinin filmine geç kalacaksın çabuk kalk!” deyince soluğu evime 10 dakika uzaklıktaki sinema salonunda aldım. Film 90’larda bir çocuğun rüyası ile başlıyor.
Birileri bilincime girmiş gibiydi, benimkilere benziyordu baş rolün korkuları... Bitmeyen huzursuzluk, güvensizlik, içe atılın çığlıklar...
Birileri peşinde olduğu için Mirza'nın evine sığınan Mir Ahmed’in ona söylediği gibi:
“Çığlık at! Avazının çıktığı kadar haykır!”
Mirza her gece rüya görüyor, altına kaçırıyor, imamdan muska yapmasını derdine çare bulmasını diliyor...
Bir ses bana da çığlık atmamı söylerdi çocukluğumda... Ama şok hali ona hiç izin vermedi.
90’lara ait kaç “renksiz rüya”mın olduğunu bilmiyorum ama renksiz anılarımı unutamıyorum. Çucukluğum Şırnak’ın Balveren Beldesinde geçti. Her gün öğretmenlerimiz askeri konvoyla okula gelirlerdi. Birinci sınıfın ilk aylarında sıradan bir gün, derste iken, başka bir askeri konvoy geçmiş zırlı araçlar okulu taramıştı. Sonraki gün toplu istifa edecek öğretmenlerim ile tek kelime bile etmeden, bir çığlık bile atmadan yüzükoyun duvarların kurşunlarla delinmesini camların parçalanmasını bekledik.
Altı-yedi yaşlarındaki sınıf arkadaşlarımdan birinin bile ağladığını hatırlamıyorum. İliklere kadar geçen korku, sadece şok hali, tepkisiz...
Altımıza kaçırdığımızı hatırlamıyorum ama altına kaçıran öğretmenimizi anlamsızca unutmadık. Yıllar sonra dahi bunu hatırlatan arkadaşlarım oldu...
O dönem köylerin boşaltılması isteniyordu, okullar kapatılmalıydı... Birinci sınıfta okumak için Cizre’ye dedemlere gönderildim. Sonra ailelerimize “ya taşının ya köy korucusu olun!” denince ailem Diyarbakır'a taşındı.
Civan Güney Tunç, Hewno Bêreng filmi başrol oyuncusu (Fotoğraf: Murat Bayram / bianet)
Filmin ilk gösterimine gelen baş rol oyuncusu Civan Güney Tunç'a rolün ona hissettirdiklerini soracaktım, o günleri yaşamayan ama o günleri canlandıran oyuncu ile konuşmak istedim fakat röportaj teklifimizi kibarca red etti. Zaten filmin sonunda sinema salonunda da konuşmamayı tercih etmişti. Fotoğraf çekme teklifimizi geri çevirmedi.
Mehmet Ali Konar, Hewno Bêreng filmi yönetmeni ( Fotoğraf: Murat Bayram / bianet )
Sorularımızı yönetmen Konar’a yönelttik:
Filmde Mîr Ehmed rolünü oynayan Bilal Bulut dışındaki tüm oyuncular ilk defa bir filmde oynayan oyuncular. Oyuncuların bu kadar profesyonel oynamalarını nasıl sağladın?
“Teşekkür ederim. Oyuncularımın hepsi çok özeldi. Ben kast yaparken hikayemi hislerimi takip eder ve kabul ederim. Çocuk karakterle 3-4 tane sahne prova aldım. Elbette daha çok daha çok her karakterle her sahne üzerine konuşmak ve tekrar etmek isterdim. Sonrası özel anlık hızlı düşünme ve atmosfer yaratma hamleleriydi”
Filmin ilk gösteriminde çekimlerin iki hafta sürdüğünü söylemiştin. Uzun metrajlı bir filmi bu kadar kısa bir zamana sığdırmanın özel bir sebebi var mı?
“Evet Çekimleri 2 hafta da bitti fakat biz çok iyi hazırlandık. Özel bir sebebi yok. Çünkü bir film yapmaya karar verdiniz mi imkanlar her ne olursa onu iyi yapmalısınız. Çünkü hiç bir festival mazeret kabul etmez. Daha önce başka yerde söylemiştim, bu bir tercih fakat çok riskli.”
UNESCO’nun “Türkiye'de yok olma tehlikesi olan diller” listesine aldığı Zazaca(Kirdkî) dilinde/lehçesinde yapılmış ilk kısa film Baba(2010) da sana ait. Kirtkî olmasına dair özel bir amacın var mı?
“Açıkcası Raporlar yada başka polemikler hiç ilgimi çekmiyor. Unesco’nun Kirdki’nin ne olduğunu bildiğinden bile emin değilim... Bunu yaparken Bu dili yaşatma büyütme bilmem ne yapma gibi temel bir amacım da yok. Bu dilin yasaklı olmasını yada para etmemesini de umursamıyorum. Ben kişisel bakıyorum bu meseleye. Bende Sürekli bir düş gibi. Ben Onun değil o benim peşimde.”
Mehmet Ali Konar anlatırken, filmde Mirza’nın korkularına çare bulmak için imama muska yaptırdığını ve “başkasını sevmeye korkuyorum” diyerek hayattan soyutlandığı sahneler gözümde canlanıyordu. Bir sahnede Mirza, fırın için gelen odunları arabadan aşağı atmak için eğilen çocukların her birinin boynundan sarkan muskaların olduğunu görür. Galiba 90’larda binlerce Kürt çocuğunun her birinin hikayesi sadece onlarda olduğunu zannettiği muskalarında. Küçük kağıtlara yazılmış, sarılmış, göğüse her dokunduğunda varlığını hissettiren ama bütün elbiselerin altında... Renksiz Rüya boyunlardan sarkan muskaları açığa çıkardı.
Hewno Bêreng - Renksiz Rüya Yönetmen: Mehmet Ali Konar |
(MB/EA)