Uluslararası ilişkilerde daha doğrusu uluslararası hukukta sözleşmelerle ilgili şöyle bir kural var: Rebus sic sitanibus. "Koşullar değiştiği takdirde*" anlamına gelen bu uluslararası hukuk ilkesi, bana bugünün kadın, erkek ve eşitlik mücadelesi hattındaki değişimleri de ifade ediyor gibi geliyor.
Yani şöyle, bu ilkeye göre, bir anlaşmanın yapılışı sırasında var olan ve anlaşmayı etkileyen koşullarda değişiklik olması halinde, taraflar bu anlaşmaya son verme ya da uygulamayı durdurma hakkına sahip.
Tıpkı, bugünün kadınları ve LGBTİ+’ları gibi.
Dün, oy verme, kürtaj, çalışma, eğitim gibi en temel hakları için mücadele eden kadınlar, haklarını kazandı. Tarih sahnesinde, hele erkeklerin yazdığı tarihte, yok kabul edilirken, bugün var oluşunu kabul ettirdi ve artık, erkeklere “Rebus sic sitanibus” diyor.
Dün, ezilen, ötelenen, yok sayılan, görmezden gelinen, evde, işte, sokakta, erkekle eşit görülmeyen, kendi hayatlarına dair karar vermek istediklerinde erkek şiddetinin hedefinde olan kadınlar yine bugün, bu yüzyılda erkeklere, Rebus sic sitanibus diyor, diyoruz.
TIKLAYIN - Kadın Hareketi Meclis'e
Özellikle bu hafta, kadınların Rebus sic sitanibus, dediği alanlardan biriydi Meclis.
Sivil toplum çalışmaları
Meclis’te kadın temsilinin ne kadar önemli olduğunu bütçe görüşmelerinde öne çıkan “şiddet”le bir kez daha gördük. Ne var ki, daha önceki yazıda da belirttiğim gibi elbette, siyasette kadın temsili yeterli oranda değil.
Bu konuda sivil toplumun da çalışmaları sürüyor. Özellikle, Kadın Adayları Destekleme Derneği (Ka.Der), seçim tartışmaları da gündemdeyken bu konuda iki önemli toplantı gerçekleştirdi.
19 Kasım ve 26 Kasım’da İstanbul'da gerçekleştirilen toplantılara katılamasam da sağ olsunlar Ka.Der’den avukat Yasemin Öz, Ezgi Şeref ve Ka.Der başkanı Nuray Karaoğlu, konuyu yakından takip ettiğimi bildiklerinden, toplantılara dair bilgi notlarını benimle paylaştılar.
Toplantıların güzel yanı, uluslararası boyutlarda kadın katılımcıların da dahil olmasıyla kadının siyasetteki temsilinin daha geniş boyutlarda tartışılıyor olması.
Kuzey Makedonya ve Kosava örnekleri
Örneğin, 26 Kasım’daki toplantıya Kuzey Balkan ülkelerinden ve Türkiye’den kadılar katıldı. Konuşmacılar kadınların cinsiyet eşitliği konusundaki kazanımlarının korunabilmesi için iş birlikleri geliştirmelerinin önemini vurguladı.
Kuzey Makedonyalı ve Kosovalı konuşmacılar cinsiyet eşitliği mekanizmalarının ülkelerindeki kurumsallaşma süreçlerinde ana akımlaştığını ancak kadınların karar alma mekanizmalarındaki deneyimlerinin sürdürülebilir kılma çabaları bakımından zorluk yaşadıklarını anlattı.
Türkiye
Türkiye’den katılan konuşmacılar, parite ve fermuar sistemlerinin seçim sistemi ve siyasi parti sistemlerine dahil edilmesi konusunda siyasi partilerle nasıl iş birliği ve uyum sağlanabileceği konuları üzerinde durdu.
En çok kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı konusunda destek mekanizmalarının oluşturulması, yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir kılınması konusuna vurgu yapıldı.
Anlatıların açıkça ortaya koyduğu gibi, kadınlar hayatın her alanında ve siyasette de erkeklere, artık kuralların değiştiğini net olarak söylüyor.
Kusura bakmayın beyler, o koltukların yarısı bizim, siyaseten de durum, rebus sic sitanibus.
Toplantıda siyasi parti temsilcileri ne söyledi?AKP’den Fatma Aksal toplantıda, AKP’nin kadınlara yönelik herhangi bir kota uygulaması olmadığını ancak kadınların siyasete katılımının desteklediğinin ve kadınların siyasette katılımını arttırmak için kanun veya tüzük değişikliği yapılmasa da bu yönde irade, istek ve uygulamayla da değişim yaratılabileceğinin altını çizdi. CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka kadın adaylardan partilerin adaylık ücreti talep etmemeleri, kadınların kampanyalarına destek vermeleri ve Fransa’daki gibi kota uygulamalarına uymayan partilere ceza verilmesi gibi uygulamaları gündeme getirmeyi önerdi. HDP’den Dilan Dirayet Taşdemir özgün bağımsız kadın örgütlenmelerinin oluşturulmasının altını çizdi ve kadın politikacıların bu örgütlenmelerle bağlantıda kalması gerektiğini, temsil açısından avantaja sahip ve imtiyazlı olmayan kadınların siyasi katılımının önünü açmak için siyasete katılımları bakımından kendi kapasiteleri ve becerileri konusundaki algılarının değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Gelecek Partisinden Habibe Çitfçioğlu kadınların karar alma mekanizmalarına katılımının artırtılması için toplumsal zihniyetin cinsiyet eşitliğini benimsemek doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Akademi ne söylüyor?Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Canan Aslan - Akman kadın hareketinin kadınların politik katılımına karşı direncin nerelerde oluştuğuna ve kadınların siyasi katılımı konusundaki engellerin nasıl teşvik edildiğine bakılması gerektiğini belirtti. İstanbul Üniversitesin’den Sevgi Uçan - Çubukçu 1990’ların kadın hareketinde yaygın olan kadınların ana akım siyasete dahil olmama perspektifinin değiştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çubukçu hayatın her alanında aktif katılım sağlayan kadınların demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu belirtti. |
(EMK)
*Görselde Kürtçe yer alan "Jin, Jiyan, Azadî", Türkçe, "Kadın, Yaşam, Özgürlük" anlamına geliyor.