İstanbul Eczacı Odası’nın başkanlarından Mustafa Turunç ve Beyza Çelenligil Kutay’la birlikte Yön Radyo’da “Merhaba Acil”i hazırlayıp sunmaya başladığımızda “medya”nın yazmadıklarını, söyleyemediklerini birinci ağızdan söylemek, anlatmak ve sunmak da önemli hedeflerimizden birisiydi.
Merhaba Acil, Mayıs 2009’dan beri yayında değil. Ama Mustafa Turunç son altı aydır giderek yoğunlaştırdığı çabalarıyla yıllardır düşündüğünü gerçekleştirmeye yaklaştı.
Önce oda yönetiminin desteğini alması gerekiyordu. Onu başardı. Sonra yayın için gerekli alt yapıyı oluşturdu, ardından da bu işi sürdürecek profesyonel elemanları buldu.
Bu yazının yazıldığı 22 Haziran 2009 tarihinde ilk eczacı radyosu “Radyo Havan” kuruldu ve yayına başladı.
Şu anda “Radyo Havan”ı bilgisayarımdan dinliyorum. Radyo yetkililerinin verdiği bilgiye göre ilk günkü program akışında saat 11'e kadar “Havanda Sabah” olacak. Saat 11’de Radyo Havan’ın Açılışı “Canlı Yayın” olarak gerçekleştirilecek. 12.00 haberlerinden sonra iki saat süreyle radyoya gelen kutlama mesajları canlı olarak yayına girecek.Saat 14.00’de başlayacak “Reçete”den sonra “15.00”de “Yüzyüze” programıyla sürecek. Saat 16.00’da “Edebiyat Güncesi” ve 18’deki haberlerle yayın sürecek.
* * *
Radyo Havan aynı zamanda “alternatif bir medya” örneği. İnternetin ulaştığı her yerden dinlenebilen bu mecranın yayıncılarının sağlığın, sağlık hizmetinin, ilacın, eczacılığın tüm boyutlarını ve bunun yanında da “toplumun bilgilenme ve haber alma hakkı”nın gereğini yerine getireceğini biliyorum.
RTÜK yasasının “sivil toplum kurumlarına” yasakladığı sesli ve görüntülü yayıncılık, internetin olanaklarıyla kırılmış oldu. Zor ve engellemelere karşı daima çözümler bulunuyor. Şu anda internet üzerinden dünyanın dört bir yanından yapılan radyo yayıncılığı ve çok yakınde internetin iletim hızlarının artmasıyla devreye girecek olan bir “görüntülü yayıncılık örneği” olarak “internet televizyonu” artık dünyanın bir gerçeği haline gelecek.
İletişimin en ideal biçimi olan “yurttaştan yurttaşa doğrudan iletişim”in bir yansıması olarak “yurttaş yayıncılığı”nın kurumsal ve bilimsel güveni de içeren bir tarzda sunuluşuyla Radyo Havan ülkemizde bir “dönüm noktası”nın yaşanmasına da yol açacak.
* * *
Bu çabayı sahip çıkmak, desteklemek, duyurmak, yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu olanağı “propaganda ve ajitasyon”dan uzak “doğruların ve gerçeklerin” iletildiği bir mecra olarak sürdürmek gerekiyor.
En az sağlığın, tıbbın etik ilke ve kuralları kadar haberciliğin ve gazeteciliğin de ilke ve kurallarının gözetildiği, emeğe saygının her zaman en üstte tutulduğu bir yayıncılık anlayışının ve haber alma ve bilgilenme hakkının gözetilerek yayınların yapılması gerekiyor. Sağlıkçılar kadar, sağlığı dert edinen kesimlerin ve sağlık hizmetinden yararlanmak durumunda olan vatandaşın da sahip çıkması gerekiyor.
Keşke bu salt “İstanbul Eczacı Odası”nın değil de sağlıkla ilgili kesimlerin tümünün birlikte destek verdiği, katkıda bulunduğu, dolayısıyla “sahip çıktığı” bir yayın olabilseydi demek içimden geçiyor.
Bunun için yalnız ideolojiye sahip olmak, kuramsal bilgiyi bilmek değil, bizzat uygulayarak “iletişim ve haberciliği” de bilmek gerekiyor.
Sevgili Turunç’un bu işe önüne geçerken sahip olduğu “deneyim ve birikim”in rolü olduğunu ve bunda Yön Radyo ve “merhaba acil” in katkısını teslim etmeliyim.
Radyo Havan’a “Sağlık Hakkı Hareketi Derneği” ve “Hasta Hakları Platformu” olarak da, yıllardır sağlık medyası alanında çaba sürdüren bir gönüllü ve aktivist olarak da sahip çıkıyor ve gereken desteği, katkı ve katılımı sunacağımı buradan da duyuruyor ve “sağlık”la ilgili tüm kesimlere de benzer biçimde davranmalarını öneriyorum.(MS/EÜ)