Makalenin İngilizcesi için tıklayın
“Gelinen noktayı ülkenin halinden bağımsız değerlendiremeyiz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararının alındığı bir zamanda, sözleşmenin eşitsizlik ve şiddeti önlemek için olmazsa olmaz gördüğü kurumsal yapılara örnek oluşturabilecek bir yerin çalışması engelleniyor.
“Ancak artık 2021’de bu alanların önemine inanan ve çalışmalarını hızlandıran üniversite içi ve dışı o kadar çok kişi ve kurum var ki. İşte bunun engellenmesi mümkün değil.”
Konuşan kişi, Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu'nun (CİTÖK) Koordinatörü Cemre Baytok.
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, göreve başlamasının üçüncü ayında da Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nun (CİTÖK) ofis koordinatörü Cemre Baytok’u ücretsiz izne çıkardı.
TIKLAYIN - Boğaziçi Üniversitesi'nde görevler artık hep erkeklerin
İşten çıkarma değilmiş “ücretsiz izne çıkarma”ymış
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı Boğaziçi Eğitim Turizm (BÜTEK) imzasıyla Baytok’a ulaştırılan ücretsiz izin bildiriminde, “Koronavirüs önlemleri kapsamında Resmi Gazete’de yayınlanan Geçici Madde düzenlemesi uyarınca 1 Nisan-17 Mayıs 2021 tarihleri arasında ücretsiz izne çıkarılmanıza karar verilmiştir” denildi.
Yani aslında olan şu, pandemi koşullarında “işten atmak” yasaklandığı için birçok şirket yöneticisi gibi o da çalışanını ücretli izne çıkardı.
Bu karar, CİTÖK’ün fiilen kapatılması anlamına da geliyor. Çünkü Baytok, CİTÖK’ün tek ücretli ofis çalışanı.
Yani üniversitede biri tacize uğradığında ona başvuruyor. Erkek şiddeti, ısrarlı takip, cinsel saldırı şikâyetlerini dinliyor, başvurucuları bu konuda yönlendiriyor.
Baytok, üniversitede kadınların ve LGBTİ+’ların sorunlarını çözmek üzere o kampüste bulunuyor. yani Nedense, yeni rektör, sanki kadın ve LGBTİ+ öğrencilerin şiddet gördüğünde başvuracağı bir nokta olmasın gibi düşünerek bu birimin fiilen kapatılmasını istiyor.
Hatta CİTÖK’ün web sayfasında bir “Acil hat” bulunuyor ve erkeklerin şiddetinin, tacizinin hedefinde olan Boğaziçililer bu numaradan destek isteyebiliyor.
Her ne kadar bu numara bir süredir atıl durumda olsa da benzer görüşmeler ofiste, çoğunluğu bir saate yakın yüz yüze yapılıyor ve amaç bu görüşme sonucunda illa ki bir şikayet dilekçesi oluşturmak olmuyor, amaç; konu ile ilgili gerekli bilgilerin verilmesi, soruların, kaygıların paylaşılması. Ofis, korona sürecinden beri de online veya telefonda görüşmelerini sürdürüyor
Kapatılmak istenen kurum, üniversitede etkili, hatta hiç abartmıyorum öyle etkili ki başka üniversitelerde, kadın örgütlerinde, LGBTİ+ kurumlarında atölyelerle bilgi deneyim paylaşan bir kurum. CİTÖK, kadınlar ve LGBTİ+’lar için üniversitede sorunu saptıyor, çözüm önerileri getirmeye çalışıyor, var olan mekanizmaların işlemesi için çabalıyor.
Son yıllarda CİTÖK deneyimini anlatması ve yol göstermesi için birçok sivil toplum kuruluşu Baytok’u sunum ve eğitimlere çağırıyor. Yani CİTÖK gittikçe daha bilinir ve deneyimine başvurulur bir yer haline gelmiş. İşte bu kurum artık Boğaziçi Üniversitesi’nde olmasın isteniyor. Anlamak mümkün değil. Fıkra gibi diyeceğim fıkra değil.
Baytok, olan bitene tepkili. “Henüz ben de kararı değerlendiriyorum” diyor. Üzerinde özellikle durduğu ise CİTÖK’ün verdiği eğitimlerle, atölyelerle zaten birçok üniversitede bu birimlerin yaygınlaşmasına neden olduğu gerçeği. “Çünkü” diyor, “Bu birimi kapatsalar da kadınların bu konulardaki çalışmaları hem Boğaziçi’nde hem de başka üniversitelerde devam edecek.”
Nisan 2019’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve üniversitenin Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Destek Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Gülriz Uygur’un bianet’e verdiği bilgiye göre Türkiye’de en az 16 üniversitede bu birimlerden var.
Ankara Üniversitesi’nde öğrenci Hasan İsmail H.’nin akademisyen Ceren Damar’ı öldürdüğünü yine birçok üniversiteden taciz, şiddet haberlerini geldiğini düşündüğümüzde bu gibi kurumlara olan ihtiyaç ortada.
Peki, göreve gelir gelmez üniversitenin yönetimine erkek profesörleri getiren Prof. Dr. Bulu, bu ihtiyacı görmeyi neden tercih etmiyor?
Acaba Boğaziçi’nde şiddetle mücadele merkezi CİTÖK’ün faaliyetlerini fiilen durdururken üniversitede yaşanacak her türü şiddetin, tacizin sorumlusu olacağının farkında mı?
Şiddetsiz yeni bir hafta dileği ile...
CİTÖK hakkında
Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün (BÜKAK) desteğiyle 2012’den beri komisyon, 2016’dan bu yana ise ofis olarak varlığını sürdürüyor.
Temel olarak, üniversitede cinsel taciz ve şiddet fiillerinin yaşanmadığı güvenli bir üniversiter alan yaratabilmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor.
Cinsel tacize maruz kalan kişilerin taleplerini değerlendirmek ve gerekli tıbbi, psikolojik, psikososyal ve hukuki konularda gizlilik çerçevesinde destek vermek amacıyla çalışan komisyon, cinsel taciz ve şiddet olayları karşısında doğru bilgilendirme ve yönlendirme yapmayı amaçlıyor.
Üniversite bünyesinde cinsel taciz ve şiddete uğramış kişileri doğrudan ya da çevrimiçi yollarla ilgili birimlere yönlendiren ve disiplin soruşturmaları hakkında bilgilendiren komisyon, karar alma ya da ceza verme yetkilerine sahip olmayıp asıl olarak bir yönlendirme birimi olarak görev yapıyor.
(EMK)