İrlanda’daki Maynooth Üniversitesi'nden Barry Cannon ve Rusya'daki Higher School of Economics’ten Ruben Flores OpenDemocracy’de yayınlanan makalede basında sürekli dünyayı etkisi altına aldığı iddia edilen “popülizm” dalgasının aslında gerçekleri gölgelemek için kullanılan politik bir araç olduğunu savunuyor.
Farklı “popülizm” tanımlarının insanlarda yarattığı anlam karmaşıklığının yanında terim, birçok liderin ve hareketin aynı kefeye konmasına ve neoliberal sorunların üstünün örtülmesine yol açıyor.
Meksika’nın yeni başkanı Andrés Manuel López Obrador’un basında sık sık Meksika’nın Trump’ı olarak tasvir edilmesinden yola çıkarak yazdıkları makalede “popülizm” eleştirmenlerinin günün sonunda nasıl demokrasi karşıtı bir duruş sergilemeye başladıkları anlatılıyor.
Barry Cannon ve Ruben Flores’in makalesini yayınlıyoruz...
Popülizmler dalgası
“Popülizm” terimi zamanımızın sağduyusunun önemli bir parçası haline geldi. Uluslararası medyayı incelediğimiz zaman karşılaştığımız temel sorun dünyayı etkisi altına alan “popülizmler” dalgası olarak gözüküyor.
Ancak bu terimin bu kadar yaygın bir şekilde kullanılıyor olması değişen politik gerçekliği anlamak isteyen insanlar için faydalı olduğu anlamına gelmiyor. Aksine bu gerçekliği algılamamız için önümüzde bir engel oluşturuyor. Aslında biz burada bunun mevcut neoliberal durumu sorgulama çabalarını menetmek için kullanılan bir araç olduğunu düşünüyoruz.
Burada “popülizmin” farklı tanımlarına girmek istemiyoruz ama bu geniş çeşitlilik sunan tanımların yarattığı anlam karmaşasına değinmek istiyoruz. Bu anlam karışıklığı günlük medyanın kullanımını incelediğimizde su yüzüne çıkıyor.
Gözardı edilen farklılıklar
“Popülizm” eleştirisi yapanlar olaylar, kişilikler ve sol hareketler (İspanya’daki Podemos, Yunanistan’daki Syriza, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Bernie Sanders, Latin Amerika’daki Hugo Chavez, Lula ve Eva Morales), ile sağ (Putin, Brexit, Donald Trump ile Doğu ve Batı Avrupa’daki milliyetçi yabancı düşmanı hareketler) arasında en nihayetinde çok az ayrım olduğunu belirtiyor.
Bunu yaptıkları zaman hareketler arasındaki farklılıklar bir kenara bırakılmış oluyor ve bunun sonucunda aydınlatması gereken politik gerçekliği ve çok daha fazlasını gölgede bırakıyor.
Yapay bir gerçekliğe doğru
Başka bir deyişle, “popülizm” kelimesi dikkatimizi gerçekliğin yapay bir boyutuna çekiyor (mevcut durumun karşıtı) ve gerçekte önemli olana odaklanmamızı engelliyor: Bu karşıtlık nasıl uygulanıyor ve politikanın içeriği nasıl geliştiriliyor? Demokratik bir şekilde mi yoksa despotik bir şekilde mi, “başkalarının” nefretini aşılayarak mı yoksa sosyal adaleti gerçekleştirmeye çalışarak mı?
Bu analitik kısırlığa rağmen, belki de bu yüzden, “popülizm” terimi mevcut duruma getirilen bir eleştiriyi baştan savmak için ve altında yatan problemleri gözardı etmek için önemli bir politik araç olarak kullanılıyor.
Peki ya mevcut neoliberal politikalar?
Mesela, bu etiketi kullandığımız zaman “popülizmin” ilk etapta ortaya çıkmasının sebebi olan ve çeşitli hoşnutsuzlukları beraberinde getiren mevcut neoliberal politikaların üzerinde durmuyoruz.
Dahası, sözde demokratik olan anti-popülist dürtü kendini karar verme mekanizmalarını demokratikleştirmeye ve mevcut durumdan kaynaklanan çeşitli katmanlardaki sosyo-ekonomik eşitsizlikleri azaltmaya yönelik hareketlere kuşkuyla bakarken buluyor. Bu durumda sistemi demokratikleştirmeye çalışan kişileri suçlarken anti-popülist olan kişiler sadece mevcut neoliberal durumla iş birliği yapmakla kalmıyor aynı zamanda demokrasi karşıtı bir duruş sergilemiş oluyor.
“Meksika’nın Trump’ı”
Bunun güzel bir örneğini Meksika’daki 2018 Temmuz ayındaki seçimlerde kazanan aday Andrés Manuel López Obrador’un medyada lanse edilmesi oluşturuyor. İsminin baş harfleri olan AMLO ile de tanınıyor. Kendisi ısrarlı bir şekilde ülkeyi 1988 yılından itibaren etkisi altına alan neoliberal oligarşi sistemini eleştirdi. Ancak yıllar boyunca “popülist” kelimesi AMLO hakkındaki favori kötülemelerden biri olarak kullanıldı.
Ve burada savunduğumuz gibi “popülizm” konsepti sistemi savunmak isteyen kişiler için analitik yetersizliğine rağmen etkili bir politik araç olarak kullanıldı. Mesela bu yüzden AMLO sürekli politik olarak aslında çok az ortak özelliği olan, eğer varsa, Venezuela’nın önceki başkanı Hugo Chávez ve ABD’nin şu anki başkanı Donald J. Trump ile karşılaştırıldı.
Hatta AMLO’nun politikadaki performansı ve hesap verilebilirliği arttırmak adına başkanı görevden almak için referanduma gidebilmek gibi önerileri tam tersi şekilde güçte kalmak için tasarladığı “popülist” adımlar olarak değerlendirildi.
Yine de AMLO'nun “popülizm”inin bu temel eleştirmenleri tarafından, AMLO'nun nihai seçim galibiyetine yol açan çok az şey söylendi: Neoliberal Meksika'yı etkisi altında tutan yolsuzluk, şiddet ve eşitsizlik.
Her ne kadar López Obrador hakkındaki kötülemeler 2018 seçimlerindeki zaferini engelleyemese de, “popülizm” teriminin belirsizliği bu zaferin uluslararası medyada karalanarak işlenmesine neden oluyor. Boston Review’de yakın zamanda yayınlanan bir makale Batı Amerika’daki basının ve aslında başka yerlerdeki basının da AMLO’nun “popülizminin” üzerinde herhangi bir tartışma yapmadan kabul edildiğini ortaya koyuyor.
“Popülizm” teriminin gücü
Aslında birçok katmanda aralarında yeterli bir benzerlik olmamasına rağmen makaleler ve yorumlar AMLO’yu Trump ile karşılaştırmaya (Meksika’nın Trump’ı olarak) devam ediyor ve bu karşılaştırmayı irdeleme ihtiyacı duymuyor. Ancak bu “popülist” etiketinin günümüz politika yorumlarında benzemeyenleri aynı olguymuş gibi yansıtma gücüne sahip olmasından kaynaklanıyor. Eğer bu etiketleme kamuoyunda gerçek bir korku ve güvensizlik yaratmıyor olmasaydı oldukça eğlendirici olabilirdi.
Kısacası, burada “popülizm” kelimesinin bir analitik araç olarak oldukça zayıf olduğunu ancak mevcut neoliberal duruma dair kritiklerin önüne geçmek isteyenler için insanların dikkatlerini sistem tarafından oluşturulan eşitsizliklerden dağıttığı için kullanışlı bir araç olduğunu savunuyoruz. Yeni oluşan politik görünümlerin incelenmesi gerektiğine inanıyoruz ancak bunun için yapılması gereken en doğru yöntemin “popülizm” kelimesini geride bırakarak gerçeği ortaya koymak ve tanımlamak için daha doğru yollar bulmak olduğunu düşünüyoruz. (EÜ/EKN)
Çeviri: Elif Ünal (bianet)