Kelebek’in oyuncu Hande Soral’ın “frikik” fotoğrafını basması üzerine çokça konuşuldu. “Frikik haberciliği” başlığı altındaki tartışmada son cevap Hürriyet’in okur temsilcisi Faruk Bildirici’den geldi.
Bildirici bugün yayımlanan makalesinde “Bu fotoğrafın yayınında kamu yararından ya da genel ilgiden bahsedemeyiz. Bu fotoğraf, kadın oyuncunun mahrem alanına apaçık müdahaledir” diye yazdı.
Bildirici’nin makalesindeki şu cümlelerse oldukça önemli:
“Gazetecilik açısından bakarsak, bir fotoğrafın yayınlanması için “haber değeri” olması gerekir. Bu fotoğrafa haber değeri katan ne? Kamu yararı, genel ilgi vb. olmadığı gibi okuyucuların böyle bir fotoğrafı merakla bekledikleri de söylenemez herhalde.
Dünyada başka ülkelerde ve internetin kuralsız evreninde bu tür fotoğrafların yayınlanması da ölçü olamaz. Bu gerekçeyi öne sürmek, Hürriyet’i bir bulvar gazetesi kategorisine sokmaktır. Hem burası Türkiye, bu ülkede gazetecilik yapıyoruz.”
Peki neden önemli?
Bu kesinlikle gazetecilik değildir. Kadına şiddetin başka bir türüdür, istismardir,tacizdir! @HurriyetKelebek
— hande soral (@hndsrl) March 25, 2016
Fotoğrafın yayımlanmasından sonra Soral da Twitter hesabından da haklı tepkide bulunmuş “İtibarımın zedelenmesi, annemin babamın, ailemin toplum içindeki utancıyla mı? Yazıklar olsun, bu mu habercilik ve magazin anlayışınız? Bu kesinlikle gazetecilik değildir. Kadına şiddetin başka bir türüdür, istismardir, tacizdir!” demişti.
Soral’ın tepkisi üzerine Hürriyet yazarlarından Cengiz Semercioğlu şu satırları kaleme almıştı:
“O gece poyraz esen rüzgarın azizliğine uğramış Hande ve üzerindeki eteği havalanmış.
Tam da o sırada bizim Sayit Durmaz denklanşöre basınca iki gündür gündemde olan o tartışmalı kare ortaya çıkmış…
Tartışmalı diyorum çünkü biz de aramızda çok tartıştık basmadan önce…
Bu tartışmaların yaşanacağını da biliyorduk…”
Burada Semercioğlu’nun bize verdiği şu bilgi çok önemli: Kelebek yazıişleri, bu fotoğrafı basıp basmamayı tartışmışlar aralarında.
Gerçekten.
Biz bianet yazıişleri olarak ne tartıştıklarını çok merak ettik. Düşündük düşündük ama Kelebek yazıişlerinin, bir oyuncunun poposunda neye dayanarak bir haber değeri bulduklarını, bu poponun neden kamu yararı taşıdığını anlamadık.
Semercioğlu bu anlamda biz okuyucuları aydınlatırsa çok seviniriz.
Ayrıca kendisinin aynı makalesindeki “Sadece kadınların değil, erkek ünlülerin de böyle fotoğrafları var. Dolayısıyla bu durumu kadın şiddetine (?), kadını aşağılamaya, küçük görmeye götürmek fazlasıyla büyük bir abartı…” cümlesine göre bir erkek poposu da kadın poposu kadar yer bulabiliyor haberlerimizde.
23 yıllık okur-yazarlık hayatımda, dönemin Başbakanı olan Tansu Çiller’in beyaz mayolu fotoğrafını, Sibel Can’ın tekne fotoğraflarını ve bilumum “dekoltesi başına bela oldu” haberi okumuş olmama rağmen bu demokratlığın örneğini hatırlayamadım. Hafızam da beni “Özal’ın mayolu fotoğrafları”, “Atatürk’ün deniz sefası”ndan öteye götürmüyor.
Kaldı ki, Semercioğlu’nun “Etekleri havalanmış bir kareye ‘pornosu yayınlanmış’ gibi muamele yapmak ancak bizde olur” cümlesiyse akıllara şu soruları getiriyor:
Bir popo, neden bir omuz dekoltesinden daha fazla haber değeri taşır? Fotoğrafçı Sayit Durmaz neden rüzgar Soral’ın saçlarını dağıttığında değil de, “tam da” poposunu açtığında “o denklanşöre” basar? Poponun kamuya yararı nedir?
Neyse ki, Bildirici, Kelebek’i eleştiren makalesinde “Modası geçmiş ve cinsiyetçi “frikik gazeteciliği”nin yeni örneklerini bu gazetede görmemeliyiz” uyarısında bulunuyor.
Ben de Doğan Medya çalışanı olan Kelebek yazıişlerine ve özelde Semercioğlu’na Doğan Medya Yayın İlkeleri’nin 6. Maddesinin a ve b bendlerini hatırlatayım:
“a)Yayınlarımızda kişilerin özel yaşamına saygılıyız. Kişilerin özel yaşantısını, haberleşmesini, yazışmalarını, belgelerini; mahremiyet ilkesinin gereklerini göz ardı etmemizi gerektirecek bir kamu yararı olmadıkça açıklamıyoruz.
b) Kişinin yaşam şekli, tavır ve davranışlarını; özel yaşamının, kamu yararı olmaksızın açık edilmesi için bahane olarak kullanmıyoruz.”
Hani Hande Soral’ın poposu da mahremiyet değilse, mahremiyet nedir? (EA)
Manşet foto: Fotoğrafı http://vivointempibui.com/ sitesinden aldık. Fotoğrafçının kim olduğunu bilmesek de bu karede bir "poz verme" olduğu için yayınlamakta sakınca görmedik.