Bir gün önce geçilen bir Associated Press haberinde ise, American Society of Civil Engineers (ASCE) tarafından yapılan analize göre ABD'deki altyapı notunun son iki yıl içinde "D-artı"dan "D"ye düştüğü bildiriliyordu. ASCE'nin raporunda , yollar, köprüler, içme suyu sistemleri, halk parkları, demiryolları ve enerji şebekelerini de kapsayan altyapının iyileştirilmesi için 5 yıl içinde 1.6 trilyon dolar yatırım yapılması gerektiği sonucuna varılmıştı. (1)
Yatırım yapılmayan, hammadde tedarik edilmeyen, düşük kapasiteyle üretim yapmaya zorlanan ya da üretim yapmamaya zorlanan bir SEKA işletmesinin "verimsizliği" karşısında, kâr elde etmek için çalışanlarının terinin son damlasına kadar üretim yapmaya çabalayan bir özel kâğıt işletmesinin "verimli" olduğu söylenebilir. Şu da söylenebilir: Verimliliğin anahtarı "kârlılıktır". BBC'nin 750 işlevi kurum dışına transfer etmesinin arkasında da bu mantık vardır: Dışarıda, kârlılık hedefiyle daha verimli bir operasyon gerçekleşecek; biz, siz, onlar, hepimiz, bütün ülke kazanacak! Şu da söylenebilir: Kimse yan gelip yatmayacak, herkes terinin son damlasına kadar çalışacak. Oysa devlet işletmelerinde kârlılık ana hedef olmadığından, ister BBC ister SEKA, birileri pekâla yan gelip yatabilir. Yıllarca, aslında gereksiz olan işlevler korunup bunlara para dökülebilir, vs.
"Norquist devleti"nin palazlanmasına da denk düşen süreçte, kârlılığa endeksli verimliliğe koşullu özel işletmelere sadece tek bir şey gerektiği de söylenebilir: Devletin ağır bürokrasisi ve ağır kurallarıyla ayak bağı olmaktan çıkması; kurallarla birlikte kural koyucu devlet birimlerinin, boğulmak üzere banyo küvetine doğru götürülmesi. (2)
Bu süreçte, 2001 gelirleri itibarı ile ABD'nin yedinci büyük şirketi Enron, bütün bir Kuzey Amerika kıtasının yeni "enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı" olarak bir güneş gibi parlamıştı. Fortune dergisi, 1996-2001 yılları arasında, ABD tarihinde eşine zor rastlanır bir ısrarla, Enron'u altı kez üst üste "ABD'nin en yenilikçi şirketi" ("America's Most Innovative Company") seçiyordu . Enron, 2000 yılında Financial Times tarafından da "Yılın Enerji Şirketi" ("Energy Company of the Year") seçilmişti.
Tabii "yenilikçi". Devlet işletmelerindeki gibi yan gelip yatan, işlevsiz olduğu halde tıkır tıkır maaşı ödenen yok. Herkes terinin son damlasına kadar çalışıyor. Herkes cin gibi, yenilik peşinde. Çünkü biliyorlar ki, kazanan gene kendileri olacak. SEKA'daki ya da BBC'deki tasarruf düşmanlarından radikal biçimde farklı bu kâr merkezciklerinden Bill Richardson'ın (bir Enron yöneticisi), 5 Şubat 2005'te dünya basınının gündemine düşen bant kaydında şöyle dediği duyuluyordu :
"Biraz yaratıcı olmanızı ve şalterleri indirmek için bir gerekçe bulmanızı istiyoruz. Yapmak istediğiniz bir şey yok mu? Temizlik falan gibi?"17 Ocak 2001'de gerçekleşen bu telefon görüşmesinde hattın diğer tarafındaki Enron çalışanının, "yaratıcı olması" istenen Rich adlı çalışanın cevabı şöyleydi:
"Tamam, bakım için şalterleri indiriyoruz; zorunlu kesinti türü bir şey.""Büyükanne, çaldığımız paraları geri istiyor""Bu iyi bir plan, Rich. Sana güvenebileceğimi biliyordum."
Bill'le Rich arasındaki konuşmanın ne üzerine olduğuna hemen geleceğiz. Ama bir de Haziran 2004'de dünya gündemine düşen -ve belki aslında pek de düşmeyen- bant kayıtları var.
Bunlardan biri, Kaliforniya'daki ana transmisyon hatlarından birinin bir orman yangını sonucu devre dışı kalması üzerine Enron hissesi satıcılarının olayı nasıl kutladıklarını belgeliyor. İçlerinden biri yangın haberinin coşkusuyla şarkı söylüyor: "Yan, bebek, yan. Bu harikulade bir şey." ("Burn, baby, burn. That's a beautiful thing.")
Bir başkasında iki Enron çalışanı arasındaki diyalog şöyle:
- Kaliforniya'yı si..yor. Kaliforniya'nın parasını, yaklaşık bir milyon dolardan cebine indiriyor. ("He just f...s California.. He steals money from California to the tune of about a million.")Enron'un "Batı Yakası Alım Satım" ("Trading Desk") masasından gelen kayıtlarda, hisse senedi ticareti yapanların, santrallerin kapatılmasını sağlayarak fiyatları yükselttikleri de belgeleniyor.- Bunu tekrarlar mısın?
- Tamam, şey, yani Kaliforniya pazarını, günde bir ya da iki milyon dolardan arbitrajlıyor. (3)
Bu arada, Seattle yakınlarındaki Snohomish Public Utility (4) yöneticilerinin, Enron'dan paralarını geri tahsil etme çabası çalışanların asabını bozmuş. Bir çalışan şöyle yakınıyor:
- Tüm paralarını sizden geri almaya mı çalışıyorlar? Kaliforniya'daki zavallı büyükannelerden çaldığınız onca parayı? ("They're f.....g taking all the money back from you guys? All the money you guys stole from those poor grandmothers in California?")Kayıtlarda, 2000 seçimleri öncesi yapılan yorumlar da var. Çalışanlardan biri, " Ken Lay'i [Enron Yönetim Kurulu Başkanı] Enerji Bakanı olarak görmek harika olurdu" derken, bir diğeri, "Bu seçimler sonuçlandığında Bush b...kların kıçına tekmeyi basacak dostum. Fiyatlarda üst sınır saçmalığını bırakacak" diyor ("When this election comes Bush will f....g whack this s..t, man. He won't play this price-cap b......t." ).- Evet, büyükanne Millie'nin paraları, dostum."
- Evet, şimdi bütün o si....ğimin parasını, megawatt'ı saatte 250 dolardan k..çına soktuğunuz ödemeyi geri istiyor." ("Yeah, now she wants her f.....g money back for all the power you've charged right up, jammed right up her a.. for f.....g $250 a megawatt hour.")
Bush'la ilgili öngörü 29 Mayıs 2001'de yeni başkanın, "Kaliforniya'nın sorunlarını daha da kötüleştirecek bir şey yapmayacağız ve fiyatlarda üst sınır uygulamasına bu yüzden karşı çıkıyorum" demesiyle doğrulanacaktı.
Dolandırıcılık, para aklama, fesat tertibi, vs.
5 Şubat 2005'de Bill'le Rich arasındaki telefon konuşmasında söz konusu olan da, elektrik fiyatlarının yükseltilmesi amacıyla santrallerden birinin bir bahane bulunup devre dışı bırakılmasıydı. Bugün, 2000-2001 yıllarında Enron'un -yapay kesintilerle de tetiklenen- Kaliforniya elektrik kesintilerinden faydalanarak 1.6 milyar dolar kazanç elde ettiği biliniyor .
Doğal gaz satmaya 1989'da, elektrik satmaya 1994'te başlayan, Ağustos 2000'de ise hisselerinin değeri tavan yaparak 90.56 dolara çıkan şirketin 16 Ekim 2001'de 618 milyon dolar 3. Çeyrek zararı açıklayıp özsermayesini 1.2 milyar dolar azaltmasının ardından, Securities Exchange Commision (SEC) bilgi istiyor ve skandalların ardı ardına patlayacağı süreç böylece başlıyordu.
31 Ekim'de Enron yöneticilerinin SEC soruşturmasını "formalite" olarak yorumlamasına karşın 8 Kasım'da bu kez denetçi şirket Arthur Andersen'e federal düzeyde ihzar kararı ("subpoena") çıktı . Aynı gün Enron'un 8 milyar dolara Dynergy'e satışı ile ilgili görüşmeler başlamıştı bile. Bir gün sonra, 1997'den beri gelirlerin toplam 567 milyon dolar fazla gösterildiği Enron yönetimince kabul edilecekti. 27 Kasım'da artık yenilikçilik ve kârlılık abidesi Enron'un hisseleri çöp fiyatına düşmüş ("junk-bond status"), Dynergy teklifini aşağılara çekmişti. 29 Kasım'da ise Dynergy-Enron pazarlığı daha yeni başlamışken bitecek, Dynergy Enron'u alma planından vazgeçecekti.
Bundan sonra şunlar oluyordu:
* 25 Ocak 2002: Enron eski yönetim kurulu başkan yardımcısı J. Clifford Baxter otomobilinde ölü bulundu.
* 27 Şubat 2002: Bir grup eski Enron çalışanı, kovuşturma dışı tutulma karşılığında ifade vermeyi teklif etti.
* 25 Mart 2002: Eski Enron yöneticisi, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Thomas E. White, 200 bin Enron hissesini satmadan hemen önce evinden Enron yöneticileri ile yaptığı 44 telefon görüşmesinin listesini verdi.
* 9 Nisan 2002: Arthur Andersen'in Enron denetçisi David Duncan, "Enron belgelerinin imha edilmesi" ile ilgili olarak kendisine yöneltilen "adalete engel olma" suçlamasını kabul etti.
* 12 Nisan 2002: Arthur Andersen, Enron belgelerinin imha edilmesi ile ilgili hatasını kabul etme karşılığı kovuşturmanın ertelenmesini talep etti.
* 7 Mayıs 2002: Bazı Enron belgeleri, şirketin, fiyatlardaki üst sınırları ("price caps") aşmak ve enerji hatlarında yapay bir "tıkanma" yaratmak için, eyalet dışına elektrik transfer etme gibi manevralarla Kaliforniya enerji piyasasını manipüle ettiğini ortaya koydu.
* 14 Mayıs 2002: Andersen'in Enron denetçisi David Duncan, federal jüriye, çalışma arkadaşlarına belgeleri imha etmelerini söylerken suç işlediğini bildiğini açıkladı.
* 23 Mayıs 2002: Senatör Joseph I. Lieberman'ın Beyaz Saray'ın Enron kayıtlarını teslim etmede oyalanmasına ilişkin ithamlarıyla harekete geçen bir Senato komitesi, Bush yönetimine yönelik ilk kongre ihzar kararını çıkardı.
* 21 Ağustos 2002: Eski Enron yöneticilerinden Michael Kopper, para aklama ve havalelerde dolandırıcılık yapma ile ilgili suçlamaları kabul etti ve mahkûmiyet alan ilk Enron yöneticisi oldu.
* 2 Ekim 2002: Enron'un eski mali işler yöneticisi Andrew S. Fastow, menkul kıymet piyasalarında, havalelerde ve postada dolandırıcılık yapma, para aklama ve Enron'un kârını şişirmek üzere fesat tertiplemekle ("conspiration") suçlandı.
* 31 Ekim 2002: Federal büyük jüri Andrew Fastow'a -FBI'a teslim olmasından ve 5 milyon dolar kefaletle serbest bırakılmasından dört hafta sonra- dolandırıcılık ve fesat tertibi ile ilgili 78 farklı suçlama yöneltti.
* 29 Temmuz 2003: J.P. Morgan Chase ve Citigroup, Enron'un mali sonuç açıklamalarıyla ilgili manipülasyonda oynadıkları rol nedeniyle ceza ödemeyi kabul etti.
* 10 Eylül 2003: Enron'un eski haznedarı Ben F. Glisan Jr., menkul kıymet piyasalarında dolandırıcılık yapmak üzere fesat tertibi suçlamasını kabul etti ve cezaevine giren ilk Enron yöneticisi oldu.
* 10 Ekim 2003: Enron eski muhasebe yöneticisi Wesley H. Colwell, kendisinin ve diğer yöneticilerin şirketin kazançlarını -dolandırıcılık yaparak- manipüle ettiklerine ve 2000-2001 yıllarında şirketin 1 milyar doların üzerindeki zararını gizlemek için Kaliforniya ve bazı başka eyaletlerdeki elektrik satışlarından kaynaklanan kârları farklı yerlerde gösterdiklerine ("shifting") ilişkin suçlamaları karşılamak üzere 500 bin dolar ceza ödemeyi kabul etti.
* 13 Ocak 2004: Enron eski mali işler yöneticisi Andrew Fastow ve karısı Lea Fastow, muhasebe işlemlerinde dolandırıcılıkla ilgili suçlamaları kabul ettiler.
* 20 Şubat 2004: Enron'un eski genel müdürü Jeffrey K. Skilling teslim oldu. Skilling'e, dolandırıcılık, fesat tertibi, rekabet ve dürüstlüğe aykırı hisse senedi alışverişini de ("insider trading") kapsayan yaklaşık üç düzine suçlama yöneltildi.
* 8 Temmuz 2004: Enron eski yönetim kurulu başkanı Kenneth L. Lay teslim oldu; suçlamaları ise kabul etmedi. Lay'e yöneltilen 11 suçlama, fesat tertibi, dolandırıcılık ve yalan beyanda bulunmayı içeriyor.
* 15 Temmuz 2004: İflas hakimi Arthur J. Gonzalez, Enron'un iflas planını kabul etti.
* 25 Ağustos 2004: Enron'un eski yatırımcı ilişkileri yöneticisi Mark E. Koenig, menkul kıymet piyasalarında dolandırıcılık yapılmasına yardımcı ve destek olduğu suçlamasını kabul etti.
* 21 Eylül 2004: Enron yöneticilerinin Wall Street bankerleriyle işbirliği yaparak sahte piyasa işlemleri gerçekleştirdikleri iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
Playboy ve "Enron kadınları"nın "gizli mal varlıkları"
Enronvari pratiklerin önüne geçilmesi için ABD'de 2002 yılında "Sarbanes-Oxley Kanunu" çıkarıldı. Yeni yasayla SEC tarafından bir dizi soruşturma başlatılıyordu. 24 Ocak 2003 tarihli SEC raporuna göre, muhasebeciler, muhasebe şirketleri, yatırım bankerleri, yatırım danışmanları ve borsa aracıları gibi grupları kapsayan "piyasa profesyonelleri"ne yönelik bu soruşturmalarda (1998-2001 arası faaliyetler), toplam 1596 profesyonelin federal piyasa kanunlarını ihlal etmeye yardımcı olduğu, ihlal etmeyi teşvik ettiği ya da doğrudan ihlal ettiği belirlenmişti. Bunların arasında ilk sırada şirketlerin bölüm yöneticileri geliyor (788), bunları aracı kurumlar (236) ve yatırım danışmanlığı ile ilgili profesyoneller (172) izliyordu.
2003 yılının son günlerinde ise Enron'da çevrilen dolapların ortaya çıkarılmasında büyük rol oynayan eski Enron yöneticisi Sherron Watkins, kanunların ihlali ile ilgili analizlerin gerçek resmi ortaya koymada "büyük ölçüde yetersiz" kaldığını belirtiyor , Sarbanes-Oxley Kanunu'na rağmen davranışların iyileşmediğini ve mevcut durumda da pek çok manipülasyonun yapılabildiğini söylüyordu.
Watkins, "Amerika'da emperyal yöneticinin [imperial chief executive] öldüğünü düşünmüyorum" diyordu. "Şirketlerinin varlıklarını kendi varlıklarıymış gibi gören, doğal kaynak zengini Afrika ülkelerinin diktatörlerine benzeyen pek çok CEO var."
Time dergisi tarafından 2002 yılının insanlarından biri seçilen , bir tür dürüstlük ve cesaret örneği Watkins, geçmişinden dolayı büyük bir şirkette iş bulabileceğini sanmadığını da sözlerine ekliyordu.
Bu arada Playboy dergisi Ağustos 2002 sayısında, ilk Enron yöneticisinin mahkumiyet aldığı günlerde, "Enron kadınları gizli mal varlıklarını ortaya koyuyor" spotuyla sayfalarını Enron'da çalışan kadınların çıplak fotoğraflarına ayırmıştı. Dergi Aralık 2002'de ise bir başka fesatçı şirketin, World.com'un kadınlarını sayfalarına konuk edecekti. "Enron kadınları" aynı dönemde belgesel film de yapılıyordu.
Verimliliğin kaynağından dolandırıcılığın çıktığı ya da çalışanın değerinin Playboy tarafından cinsel çekiciliğe kolayca indirgeniverdiği birkaç yıllık süreçte yaşananlar neyi gösteriyor?
* Enron'un tepesindeki adam Lay'in, muhasebe defterleri 7 milyar dolarlık bir zararı gösterirken, çalışanlara ve yatırımcılara şirketin gücü üzerine telkin üstünde telkinde bulunması ya da aynı adamın, kendisine "Kenny boy" diye hitap eden George W. Bush'un seçim danışmanları arasında yer almış olması ...2005 başı itibarı ile belirli bir olgunluğa yeni gelen Enron davalarında ele alınan olaylar, "birkaç açgözlü yöneticinin çizgi dışına çıkması" olayları mıdır? Fortune ve Financial Times gibi, "sermaye piyasaları tanrısı"nın sözünü matematiksel bir kesinlikle dünyaya indirdiği varsayılan iki yayının, Enron'u 1990'ların ikinci yarısı boyunca -hatta skandalın patladığı 2001 yılı içinde- yere göğe sığdıramamış olması, tanrı elçilerinde bile görülebilecek "olumsal" bir sakarlık mı?* Channel Adaları merkezli Mahonia gibi "özel amaçlı varlıklar" ("special purpose vehicle") üzerinden yapılan ve Alman West LB bankasından JP Morgan Chase'e, küresel bankacılık sisteminin önde gelen kurumları tarafından gerçekleştirilen işlemlerin "kâr şişirme" operasyonlarında oynadığı rol ...
* Varlıkların kâr gösterme amacıyla kâğıt üstünde alınıp satılması gibi yöntemlerin uygulanmasında, dünyanın önde gelen aracı kurumlarının üstlendiği rol.. (5)
* ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ve ekibinin 2001 yılının o en kritik günlerinden Enron yöneticileriyle altı toplantı yapmış olması ve bu toplantıların içeriğini açıklamaya yanaşmaması ...
* 2000'deki Amerikan başkanlık seçimlerinde Enron'un Bush'a 550 bin dolar , sadece Lay'in 290 bin dolar bağış yapmış olması.. Kara Kuvvetleri Bakanı Thomas E. White'ın yere çakılmak üzere olan Enron hisselerinden tam 200 binini elden çıkarmadan önce Enron yöneticileri ile 44 telefon görüşmesi yapmış olması..
* Tüm dünyada yaygın medya tarafından "güvenilirlik abidesi" olarak takdim edilen Arthur Andersen'in Enron muhasebe kayıtlarındaki tahrifatı gizlemeye yardımcı olması; gerçekleri ortaya çıkaracak belgelerin imha edilmesi de dahil "kârlılık" operasyonuna etkin biçimde katılması...
Dipnotlar:
(1) 2003'de gayrisafi milli hasılası yaklaşık 11 trilyon dolar olan ABD'de 5 yılda 1.6 trilyon dolar altyapı yatırımı yapılması -2003 GSMH düzeyi esas alındığında- her yıl GSMH'nin yüzde 3'ü kadar altyapı yatırımı gerektiği anlamına geliyor.
(2) Grover Norquist : "Hedefim devleti yirmi beş yıl içinde yarı yarıya küçültmek; onu küvette boğabileceğimiz boya getirmek.."
(3) Bu bağlamda arbitraj: Bir menkul değeri simültane alıp satma. Daha genel kullanımında "kur arbitrajı": Döviz kurları farklarından yararlanarak kâr etmek amacıyla rayiçlerin daha düşük olduğu piyasalardan döviz alıp daha yüksek olduğu piyasalarda satma.
(4) Snohomish bölgesinde elektrik ve su hizmetleri veren kamu işletmesi
(5) 1999'da Nijerya'daki Enron'a ait elektrik üretim tesislerinin kâr gösterme amacıyla aracı kurum Merrill Lynch'e satıldığı ve bu operasyonla Enron'un 12 milyon dolar kâr gösterdiği iddiası ile açılan davada Merrill Lynch önce ABD hükümetiyle işbirliği yaparak kovuşturma dışı kalmış, ardından konunun kapanması için SEC'e 80 milyon dolar ödemişti. Enron'la Merrill Lynch arasındaki 1999 anlaşmasına göre Merrill Lynch önce 7 milyon dolara Enron'un varlıklarını bir "araç" ("vehicle") üzerinden satın alacak, altı ay sonra ise parası faiziyle geri ödenecekti. 3 Kasım 2004'de bir eski Enron çalışanı ile birlikte dört Merrill Lynch çalışanı yargılandıkları davada suçlu bulundular .