Paris Olimpiyatının ardından
« Liberté, fraternité, égalité / Özgürlük, kardeşlik, eşitlik »
İlk kez stadyum dışında yapılan Olimpiyat Oyunları’nın açılış töreni 26 Temmuz akşamı Fransa’nın başkenti Paris’i ikiye bölen Sen Nehri’nde gerçekleştirildi. Sen nehri boyunca Paris'te 37 köprü (en ünlüleri Pont Alexandre III ve Pont Neuf'dir) ve Paris'in dışındaysa düzinelerce köprü vardır. En eski köprü olan Pont Neuf, yani "yeni köprü". İsminin ifade ettiğinin tam tersine Paris'in en eski köprüsüdür Pont Neuf. Nehrin ortasındaki küçük İle de la Cité adasını her iki kıyı ile birleştirir. 16. yüzyılda kral 3. Henri artık eskiyen köprülere bir alternatif olması için Seine nehrinin üzerine yeni bir köprü yapılması için çalışmaları başlatır. Seneler süren inşaat ve tabii tasarım değişiklikleri sonunda köprü biter ve 400 yıl sonra bile adı "yeni" kalacak olan yapı son halini alır.
Müthiş bir koreografi ile hazırlanan tören, durmadan yağan yağmura rağmen, insanlar ellerindeki şemsiyeler ile birlikte görsel şölenin bir parçası haline geldiler. Antik Olimpia’dan çıkan kıvılcım bu kezde Fransız dehası ve Paris’in ihtişamı tüm dünyayı aydınlattı. Antik Yunan Medeniyeti’nden bu yana din, dil, ırk, cinsiyet, etnik köken ayrımı gözetmeksizin tüm milletleri bir araya getiren Olimpiyat Oyunları, modern oyunların doğduğu Paris’te dillere destan bir açılış töreniyle bir kez daha başladı.
Fransa devletinin sembollerinden birisine dönüşen « Liberté, fraternité, égalité / Özgürlük, kardeşlik, eşitlik »’i ana tema olarak alan kutlamalar bir tiyatro oyunu gibi, bir opera gösterisi gibi akıcı bir koreografi ile devam etti. 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’nin ilkelerinden alınarak 1848’ yılında İkinci Cumhuriyet’in sloganı haline getirilen « Liberté, fraternité, égalité / Özgürlük, kardeşlik, eşitlik » sloganı Fransa’da kamuya ait bütün binların duvardında yer almaktadır.
Sanat yönetmenliğini Thomas Jolly’nin yaptığı geçit töreni 204 ülke sporcuları ile Mülteci Olimpiyat Takımı’nı taşıyan 85 tekne köprünün altında yola çıkarak Sen Nehri üzerinde 6 kilometre uzunluğunda bir alanda yapıldı. Geçit töreni için ayrılan bölümde tekneler Notre-Dame Katedrali, tarihi Paris Belediye binası, Louvres Müzesi, Tuillerie Bahçesi, İnvalides Anıtı, Grand Palais, Ulusal Meclis binası ve Eyfel Kulesi’nde geçti.
Pont Alexandre-III üzerinde, Fransa tarihinin on büyük kadın figürüne saygı duruşunda bulunuldu. Bunların arasında, 1791’de Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirisi’ni yazan politikacı Olympe de Gouges ve 1922’de ilk kadın dünya oyunlarını düzenleyen, yüksek seviyede sporcu Alice Milliat da vardı. Gisèle Halimi ve Simone Veil gibi figürler aracılığıyla kadın hakları mücadelesine ve kürtajın yasallaşmasına vurgu yapıldı. Organizasyon komitesi, bu heykellerin Fransız peyzajına kalıcı olarak yerleşmesini hedeflediklerini belirtti. Fransız tarihinde yer edinmiş Olympe de Gouges, Alice Milliat, Gisèle Halimi, Simone de Beauvoir, Paulette Nardal, Jeanne Barret, Louise Michel, Christine de Pizan, Alice Guy ve Simone Veil’in figürleri yer aldı.
Sen Nehri üzerinde gerçekleşen törende, sporcular bindikleri teknelerle geçiş yaparken, birçok ülkenin kıyafeti törene damga vurdu. Sağanak yağışı nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşayan sporcuların kıyafetleri geceye renk kattı. Özellikle Moğol sporcuların giydiği geleneksel elbise, taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı. Türkiyeli sporcular kafilesinin giydiği takım elbise sosyal medyada vatandaşların tepkisiyle karşılandı. Sporcuların kıyafeti 'pijamaya' benzetilirken Kıyafetlerin Yahudilerin toplama kampında giydikleri kıyafetlere benzerliği ise dikkat çekti.
Gecenin finalinde Sen Nehri üzerinde şaha kalkan metal at, 300 dansçının gösterisi, Eyfel Kulesi’nin renkten renge giren ışık şöleni ile devam eden törende, Assassin’s Creed filminin karekterini andıran bir kişinin taşıdığı meşale Fransız futbolunun efsanesi Zinedine Zidane tarafından bir süre taşındı. 20 sporcunun el değiştirdiği meşale ile yakılan 7 metre çapındaki Olimpiyat Ateşi bir balon ile başkent Paris’in semalarını aydınlattı.
Güney Kurdistanlı Şilan Şemal adlı Kürt kızı ise Yunanistan’dan yola çıkan ateşi taşıyan isimlerden biri oldu. 2005 yılında Paris’e yerleşen Diyala’lı Kürtlerden olan Şilan, endüstriyel tasarım mühendisliği eğitimi alır. Aynı zamanda tekvandocu olan Şemal, şu anda gençlere Tekvando eğitimi veren bir spor merkezini de yönetiyor. Olimpiyat meşale koşusuna katılan ilk Kürt kadın olarak tarihe geçen Şemal; "Yaşadığım Fleury kentinin yetkilileri beni kentimizi temsil etmem için seçti" açıklamasında bulundu. Olimpiyat ateşini taşıyan kişiler komite tarafından özel olarak seçiliyor. İçlerinde bir çok madalya sahibi sporcu ve sanatçılarda yer alıyor.
Olimpiyat oyunlarının açılış seremonisi esnasında en önemli olaylardan bir tanesi de Cezayir heyetinin 17 Ekim 1961 katliamında hayatını kaybedenlerin hatırasına Seine Nehri’ne çiçek bırakması oldu. Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında Paris’te Cezayirliler tarafında bir destek eylemi örgütlenir. Fransız polisi Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesini destekleyen 30 bin kadar Cezayirli göstericiye saldırır. 37 yıl boyunca Fransa devleti tarafından katliam inkar edilir. 1998 yılında 40 kişinin ölümünü kabul etse de ölü sayısına ilişkin bazı tahminler 200'ün üzerine çıkmaktadır. Fransa’nın bir şekilde kendi tarihinde görünmez kılmaya çalıştığı bu katliamın ne olduğuna dair açık bir tartışma yürütmek hala mümkün değil. Bu da bize Fransa’nın sembolü haline gelmiş, « Liberté, fraternité, égalité / Özgürlük, kardeşlik, eşitlik « üzerine bir kez daha düşünmeyi salık veriyor.
« La Cène / Son Akşam Yemeği»
Son Akşam Yemeği (Latince cena, "akşam yemeği" sözcüğünden türetilmiş bir terimdir), Hıristiyan dininde İsa Mesih'in Yahudi Fısıh Bayramı'ndan önce, tutuklanmasından kısa bir süre önce, çarmıha gerilmesinin arifesinde ve dirilişinden üç gün önce, Maundy Perşembe akşamı on iki havarisiyle birlikte yediği son yemeğe verilen addır. Hemen akla «akşam yemeği»nin olimpiyat açılışları ile ne ilgisi olabilir diye bir soru geliyor.
Paris olimpiyatları daha açılmadan büyük tartışmalar ile başladı. Bunlardan bir tanesi Paris’i ikiye bölen Sein nehrine dair olandı. Fransa devleti olimpiyatlara oldukça iddialı bir açılış hazırlıyordu. Ilk kez bir stadyum değil de, bir kentin tamamı üzerinden planlar yapıldı. Fransa, vitrine çok iyi çalışan, ve çalıştığı vitrini de çok iyi pazarlayan bir ülke olduğunu bir kez daha bütün dünyaya göstermiş olacaktı. 26 Temmuz’dan 11 Ağustos’a kadar Paris üzerinden üretilen görseller on yıl hiç bir şey yapmadan Paris’i bütün dünyaya pazarlamaya yeter. Büyük şov için Paris’in bütün sembol alanları/simgeleri seçilmişti. Sein nehride büyük şovun tam da ortasında yer alıyordu.
Kanalizasyon sularının yol açtığı kirlilik nedeniyle Seine Nehri'nde 1923'ten itibaren yüzme etkinlikleri yasaklanmıştı. Ancak Sosyalist Parti’den Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, nehri olimpiyatlara kadar temizlemeyi ve uluslararası yüzme etkinliklerine hazır hale getirmeyi vadetmişti. Bunun içinde 2015 yılından bu yana Fransa hükümeti, Seine Nehri'ni Olimpiyatlara hazırlamak için yaklaşık 1.38 milyar euro harcadı. Plan, Paris'in merkezinde dev bir yeraltı su depolama havzası inşa edilmesini, kanalizasyon altyapısının yenilenmesini ve atık su arıtma tesislerinin iyileştirilmesini içeriyordu. Anne Hidalgo, Olimpiyat ateşinin şehre varmasına sayılı günler kala yüzme müsabakalarında kullanılması planlanan Seine Nehri'ne ilişkin su kalitesi ile ilgili endişeleri gidermek için dalış gerçekleştirerek ‘Sein olimpiyatlara hazır’ dedi.
26 Temmuz akşamı olimpiyat açılışındaki bazı performanslar anında bir tartışma başlattı. Çoğu LGBT+ sanatçılar tarafından sunulan bir performans, dini değerlerle "alay ettiği" gerekçesiyle eleştirildi. Fransız şarkıcı Philippe Katerine'in başrolünde olduğu performans, İtalyan ressam Leonardo da Vinci’nin ünlü eseri "Son Akşam Yemeği"nin modern bir canlandırması olarak değerlendirildi. Dünya genelinde Hristiyan gruplar, bu performansı eleştirdi. Fransız Katolik Kiliseside açılış töreninde "Hristiyanlık ile dalga geçilen ve alay edilen anlar" olduğunu söyleyerek tepki gösterdi.
Bu tartışmalara siyasetçiler de dahil oldu. Aşırı sağ, milliyetçi, faşist liderler ardısıra açıklamalarda bulundular. Macaristan’ın aşırı sağcı Başbakanı Viktor Orban, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları açılışındaki gösterileri eleştirerek, "Batılılar ulus devletin artık var olmadığına inanıyor. Buna dayalı bir ortak kültür ve toplumsal ahlakın varlığını reddediyor. Olimpiyat açılışını izlediyseniz ahlakın olmadığını görürdünüz," ifadelerini kullanırken Erdoğan ise; Paris Olimpiyatları'nın açılış törenindeki gösterilere tepki göstererek, "13 yaşındaki torunum, dede gitme dedi. Niye dedim? Orada LGBT gösterisi yapacaklar dedi. Gitmedim. İlk fırsatta sayın Papa'yı da bununla ilgili arayacağım" dedi açıklamasında bulundu.
‘ Son Akşam Yemeği’ performansından rahatsız olan herkesten özür dileyen Olimpiyat sanat yönetmeni Thomas Jolly, sahnenin esin kaynağının Da Vinci'nin eseri olmadığını ifade etti. Jolly, “Amaç Olympos Dağı tanrısının da bulunduğu büyük bir pagan parti yapmaktı. Bende veya herhangi bir eserimde asla kimseyle dalga geçme arzusu bulamazsınız” açıklamasında bulundu.
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın en çok tartışılan ismi Cezayirli boksör İmane Khelif oldu. Cinsiyet tartışmalarının ortasında verdiği mücadelede yılmayan İmane Khelif, altın madalyayı kazandıktan sonra « başarı düşmanlarına » cevabını verdiğini söyledi. Cinsiyet üzerine yürüyen bu tartışmalara dair yazar Bengi Berk, Velvele.net sitesinde « Spor Ancak İkili Cinsiyetin Kıskacından Kurtulursa Özgürleşir» başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısında; «Patriarkal, kapitalist, kolonyalist eski dünyanın bize bıraktığı kırık dökük miras son demlerini yaşıyor. Dünyanın kuzey/güney, beyaz/siyah, erkek/kadın, heteroseksüel/homoseksüel, efendi/köle gibi ayrımlar/ikilikler üzerine yükseltilmesi insanlığın büyük bir kısmını ezmekle kalmayıp birçoğumuzu da kategorilerin aralarına sıkıştırdı. Zamanında güneşin doğuşu gibi tabii bulunan birçok inanç ve öğretilerine bugün açıkça ayrımcılık, onur kırıcı muamele ve akıl dışı muhakeme diyebiliyoruz. Günümüzde bu dualist dünya düzeninden kalan ikili cinsiyet rejiminin meşruiyetini gitgide yitirdiğini sporcuların yaşadıkları hak ihlallerinde de görüyoruz. İkili cinsiyet rejimi, bu rejimin etrafında inşa edilmiş sermaye ve yarattığı kültürel, bedensel ve sosyo-ekonomik tahribat da elbet bir gün son bulacak» değerlendirmesinde bulundu.
Sloven Marksist sosyolog, filozof ve kültür eleştirmeni Slavoj Žižek, Project Syndicate sitesine ‘The Emancipatory Meaning of the Paris Olympics’ Opening Ceremony’ ‘Paris Olimpiyatları Açılış Töreninin Özgürleştirici Anlamı’ başlıklı makalesinde Paris olimpiyatları için; « Tören yalnızca Avrupa’yı en iyi şekilde temsil etmekle kalmadı, dünyaya böyle bir törenin yalnızca Avrupa’da mümkün olduğunu hatırlattı. Evrenseldi, çok kültürlüydü ama mesaj dünyanın en büyük şehri olan Fransa’nın başkentinin bakış açısından veriliyordu. Bu gösteri, savaşa ve nefrete yer vermeyen, büyük bir çeşitliliğe sahip bir dünya adına onu betimleyen bir umut mesajıydı» değerlendirmesinde bulundu.
Paris 2024, sporcu performansını artırma, izleyici deneyimini zenginleştirme ve kısmen de olsa hakem kararlarını destekleme gibi çeşitli alanlarda yapay zekânın spordaki uygulamalarına dair örnekler sundu. Üstelik gelecekteki yıllarda düzenlenecek organizasyonları daha da geliştirebilecek fırsatların araştırmasına kapı açarak.
« La natation, c’est pas ma vie… / Yüzmek benim hayatım değil...»
Paris Olimpiyatlarında dördü altın olmak üzere beş madalya kazanan Fransız yüzücü Léon Marchand dünyanın zirvesinde. 200 metre kelebeklemede altın madalya kazanan Fransız Leon Marchand, birkaç saat geçmeden bu kez 200 metre kurbağalamada 2,05,85’lik sonuçla Olimpiyat rekoru kırdı. Tarihte ilk kez bir atlet aynı akşam iki altın madalyanın sahibi oldu. Marchand 400 metre karışık, kelebekleme ve kurbağalamada olmak üzere 3 kez Olimpiyat rekoru kırdı.
Aynı zamanda eğitimine de devam eden 22 yaşındaki yüzücü, kazandığı zaferin ardından hayatının büyük ölçüde değişmesine izin vermemeye kararlı. "Ben çekingen bir insanım. Sahnede 15,000 kişinin önünde olmaktansa evde ailemle olmayı tercih ederim» diyen Léon Marchand, « La natation, c’est pas ma vie… / Yüzmek benim hayatım değil...» açıklamasında bulundu
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nın en çok tartışılan ismi Cezayirli boksör İmane Khelif, tüm eleştiri ve itirazlara rağmen hedefine ulaştı. 66 kilo boks müsabakasının son 16 turunda İtalyan boksör Angela Carini’nin maçın 45. saniyesinde çekilmesiyle alevlenen cinsiyet tartışmalarının merkezine giren, Uluslararası Boks Birliği’nin (İBA) diskalifiye edilmesi için çaba sarfettiği İmane Khelif altın madalya için Çinli boksör Liu Yang ile karşılaştı. 5-0’lık sonuçla ringden ayrıldı. 66 kiloda Olimpiyat şampiyonu olan Khelif, ülkesi Cezayir’e altın madalya kazandırdı.
Etiyopya doğumlu Hollandalı koşucu Sifan Hassan, hem 5 bin ve 10 bin metrelerde hem maratonda madalya kazanarak tarihe geçti. Bugüne kadar sadece 1952'de Emil Zatopek, bu üç dalda da altın madalya kazandı. Sifan Hassan bu eşsiz başarıyı tekrar etmek istedi. Dünya rekortmenleriyle yarıştığı için Zatopek'ten daha zor bir işe kalkıştığı yorumu yapılan Hassan, 5 ve 10 bin metrelerde bronz, maratonda ise altın madalya kazandı. Sifan Hassan maratonda 2:22:55 ile olimpiyat rekoru kırdı.
Fransa'nın başkenti Paris'te 26 Temmuz'da başlayan Olimpiyat Oyunları öncesinde yerlerinden edilen ve başkentten uzaklaştırılan evsizler, barınma sorununu kurdukları çadırlarla protesto etti.
Ulusal basında yer alan haberlere göre, evsizlerden ve refakatsiz göçmen çocuklardan oluşan yaklaşık 200 kişi, Paris'teki Bastille Meydanı'nda renkli çadırlarla kamp kurdu. Yerinden edilen kişilere ve evsizlere destek olmayı amaçlayan dernek Utopia 56'nın öncülüğünde, hükümetin olimpiyatlar öncesinde binlerce evsizi başkent dışına itmesine tepki gösteren eylemciler, barınma sorununa acil ve kalıcı çözüm getirilmesini talep etti. Utopia 56'nın kurucu üyesi Yann Manzy, "(Olimpiyatlar) Bu herkes için bir kutlama değil." diyerek, hükümetin organizasyon öncesinde "başkenti evsizlerden arındırmasına" tepki gösterdi.
Bir asır sonra olimpiyatlara ev sahipliği yapan Paris adeta tarih yazdı. Açılışı gibi kapanışı da muhteşem oldu. Oyunları'nın kapanış töreni, Saint-Denis'deki Stade de France'da gerçekleştirildi. 16 günün sonunda 206 ülkeden 10 binden fazla sporcunun katıldığı 2024 Paris Olimpiyatları’nın zirvesinde ABD ve Çin yer aldı. Bu da bize Çin, ABD eksenindeki bir dünyaya işaret ediyor. Önceki olimpiyatların ikinci büyük gücü olan Rusya ilk beşte yer almadı. ABD 40 altın, toplamda ise 126 madalya ile birinci, Çin 40 altın ve toplamda 91 madalya ile ikinci oldu. 20 altın, toplamda 45 madalya alan Japonya üçüncü sırayı aldı. Ev sahibi Fransa ise 16 altın ve toplamda 64 madalya ile beşinci sırada kaldı.
Bugünün dünyasında, ‘büyük çeşitliliğe sahip, savaş ve nefrete yer olmayan bir dünya’yı hayal edenlerin işi hiç kolay olmasa da, insanlık için umut etmeye, mücadele etmeye devam edeceklerdir.
(EJA/Mİ)