Paris ve tarihi hakkında her şeyi bildiğinizi düşünüyorsanız, bu müzeyi gezene dek bekleyin. Başkentin mimari ve kültürel evriminden geleneklerine, yaşam biçimine, siyasetine, sanatına ve dinine kadar her açıdan deşifre eden Musée Carnavalet - Histoire de Paris, Paris'in en eski müzesi…
Başkent mimari mirasının özellikle iyi korunduğu bölgelerinden biri olan Marais'de (Mare olarak okunur) 1880 tarihinde halka açılmış. 1989'da Le Peletier de Saint-Fargeau köşkünün eklenmesiyle önemli ölçüde genişleyen müze 450 yılı aşkın bir tarihi kapsıyor. Sürekli zenginleştirilen koleksiyonlar, Paris’in günümüze uzanan geçmişinin izini sürüyor.
23 rue de Sévigné adresindeki müze, Louvre'un kare avlusuyla birlikte Paris'teki nadir Rönesans mimarisi örneklerinden biri. 16. yüzyılın ortalarında (1548-1560) Paris Parlamento Başkanı Jacques des Ligneris için inşa edilen konak, 1578 yılında "Monsieur de Carnavalet" lakaplı şövalye Kernevenoy'un eşi Françoise de la Baume'a satıldıktan sonra isim bu şekilde anılıyor.
Dönemin valisi Haussmann'ın önerisiyle köşk, başkentin tarihi müzesi olarak kullanılmak üzere 1866 yılında belediye tarafından satın alınıyor ve binanın iki katlı galerilerle genişletilerek içindeki pavyonlar, heykeller ve kemerler onarılıyor. Alphonse Mucha'nın Fouquet kuyumcu dükkânı, Henri Sauvage'ın Café de Paris salonu ve José-Maria Sert'in Hôtel Wendel balo salonu da müzeye o dönem katılanlardan.
Ekim 2016'da müze, Anıtlar Kurulu’nun baş mimarı François Chatillon tarafından yönetilen bir yenileme projesine çerçevesinde halka kapatılır ve 2021’de herkesin erişimine kapılarını açar.
Özetle:
1560: Paris Parlamento Başkanı Jacques des Ligneris’in şehir evi olarak inşası.
1677-1696: Köşk Madame de Sévigné ve ailesine geçer.
1866: Paris Belediyesi tarafından satın alınır.
1880: Musée Carnavalet olarak kapılarını halka açar.
1989: Le Peletier Saint-Fargeau köşkü müzeye eklenir.
2015: Bina yenilenme çerçevesinde boşaltılmaya başlanır.
2021: Müze yeniden açılır.
Paris'in tarihine adanmış Musée Carnavalet, Paris'in Paris, hatta Lutetia olmasından çok öncesine gidiyor. 640 binden fazla eserin sergilendiği 3 bin 900 metrekarelik bir sergi alanının yanı sıra etkinlikler için de alanlar sunuyor.
I. Napolyon'un sefer takımını, kraliyet ailesinin ve devrimcilerin hatıralarını, Zola'nın saatini ve Marcel Proust'un yatak odası ile kişisel eşyalarını da bünyesine katan müzeye kuruluşundan bu yana on binlerce bağışçı, koleksiyonların zenginleştirilmesine yardımcı olmuş.
Müzeye Carnavalet binasından giriyoruz. İlk katta esnaf ve sanatkarlar galerisi var. Bu galeri Paris'in sembollerine, sloganlarına ve sokak tabelalarına ayrılmış olup, Paris'in sanayi ve ticari gelişimini özetliyor.
1800’lerden bir gözlükçü tabelası. O dönem gözlük satan dükkanlar ve göz doktorları aynı mekanda hizmet veriyormuş.
İkinci Bölüm, üç galeriye ayrılmış. İlki, binanın ve ardından müzenin ortaya çıkış öyküsünü anlatıyor; ikinci, müzeyi oluşturan ve Paris'in öyküsünü anlatan koleksiyonların çeşitliliğini gösterirken üçüncü ise hem müzeden hem de Paris Şehri'nden haberlere yer veriyor.
Şehrin tarihini anlatan objeler, çizimler, fotoğrafların yanı sıra üç boyutlu anlatımlar yani maketler, çizgi animasyonlar, jeolojik haritalar, insanların Seine Nehri'nde hala korsan tekneleriyle gezindiği tarih öncesi çağlardan başlıyor, ilk Parislilerin nereye yerleştiklerini keşfediyor, ardından yüzyılları aşıyor ve başkent gözlerimizin önünde yeniden inşa ediliyor.
Turun ilk bölümü Fransız Devrimi'nin şafağına kadar.
Müzenin basamaklarını çıktıkça yavaş yavaş, giderek daha tanıdık gelen parçalar, yaşınız ne olursa olsun sizi kendi yaşadığınız olaylara geri götürüyor. Paris’in gündelik yaşamının yüzyıllar içinde nasıl dönüştüğünü seyrederken bir ara bahçede yer alan sevimli kafede keyif kahvesi içmeyi unutmayın.
Zamanda yolculuğa Le Peletier de Saint Fargeau köşküyle devam ediyoruz. Burada, Fransız tarihinde bir dönüm noktası olan Devrimi yeniden yaşıyoruz. XVI. Louis tarafından verilen son emir bile var!
Resimler, heykeller, modeller, işaretler, çizimler, gravürler, posterler, madalyalar ve madeni paralar, tarihi ve anıt objeler, fotoğraflar, ahşap kaplamalar, dekorasyonlar ve mobilya parçaları bir araya gelerek 640 binden fazla sanat eseri, başkentin eşsiz tarihini ve hafızasını oluşturmuş.
Paris’in ruhunu anlamak, deneyim ve duygu açısından zengin bir ziyarette bulunmak isterseniz Müze Carnavalet’a bir göz atmadan evinize dönmeyin.
Yazımı güzel bir haberle kapatayım: Bu muhteşem müzeye giriş hala bedava!
Kaynakça: https://www.carnavalet.paris.fr
(ZR/AS)