Fotoğraf: https://twitter.com/VMUnityArena
Covid-19 pandemisinin en çok etkilediği gruplar arasında engelli bireylerin olduğu aşikar. Türkiye özelinde düşündüğümüzde; ilaç teminlerinde aksamalar, özel eğitim gören engelli öğrencilerin eğitime ulaşmada yaşadığı sorunlar, pandemi bahane gösterilerek bir kez daha uzatılan ve hâlâ uygulanmayan erişilebilirlik düzenlemeleri gibi birçok başlık saymak mümkün. Ancak bu yazı, pandeminin engelli bireyler üzerindeki olumsuz örneklerinden çok, istemeyerek de olsa engelli bireyleri kapsayan bir uygulama hakkında olacak.
11 Ağustos 2020 Salı günü, İngiltere'nin Newcastle kentinde, yeni normal düzenlemeleri kapsamında bir konser düzenlendi. "Birleşik Krallık'ın ilk sosyal mesafeli konseri" olarak duyurulan bu konser, Newcastle'da 11 Ağustos – 19 Eylül arası gerçekleşecek olan konserlerden ilkiydi.
Engelliler kazara konserlere dahil edildi
Bu konserleri izlemek için birbirinden ikişer metre uzaklıkta duran, en fazla beş kişinin girebileceği 500 platformdan biri için bilet alınması yeterli. Yani, bu konser özelinde en fazla 2500 kişi... Pandemi öncesi konserler düşünüldüğünde, en fazla 2500 kişinin izleyebileceği konserler, konserleri ayakta ve daha fazla kalabalıkla beraber izleyemeyi seven müzik severler için biraz istenmeyen bir durum olabilir. Ancak, bu konser organizasyonunun ve fotoğraflarının gösterdiği başka bir nokta var. O da yeni normal konser formatının aslında çok daha kapsayıcı olduğu ve aslında bu kapsayıcılığın, engelli olmayanları güvence altına almak isterken kazara yürümede zorluk yaşayan veya tekerlekli sandalye kullanan engelli bireyleri de konserlere dahil etmesi.
Bu konser düzenlemesi, başta engelli bireyler olmak üzere, Twitter'da oldukça ilgi çekti. Engelli bireylerin yaptığı ilk vurgu, alanın erişilebilirliğinin neredeyse kusursuz olmasıydı. Tekerlekli sandalye kullanıcılarının rahatça hareket edebileceği; baston, yürüteç kullananların veya yürümede güçlük yaşayanların kalabalık arasında düşme kaygısı yaşamadan eğlenebileceği bir ortam... Veya benim gibi, uzun süre ayakta durmakta sorun yaşayan ve ayakta saatlerce durmanın zorunlu olduğu etkinliklerden kaçınan kronik ağrı sahibi engelliler için oturacak sandalyeler...
Görsel betimleme: Bir çimenlik üzerinde aralarında ikişer metre mesafe bulunan, beş metrekarelik onlarca platformlar var. Platformların üzerinde en fazla beş kişi olmak üzere insanlar bulunmakta. Çimenliğin bir ucunda konser sahnesi görünüyor. Hava karanlık.
Bu organizasyon sadece engelli bireyler tarafından coşkuyla karşılanmadı. Hem kalabalık konserleri seven hem de konser sırasında insanlarla çok yakın olmayı sevmeyen ve konser sırasında oturmak isteyen müzik severler de bu organizasyona bir hayli ilgi gösterdi. Bu konuda sanırım atılan tek birtweet'i örnek göstermek yeterli olacaktır. Tweet'te, konserle ilgili başka bir tweet alıntılanmış ve şöyle yazılmış: "Tüm hayatım boyunca oturabileceğim festivaller bekliyordum." Sadece bu tweet, bu yazının yazıldığı gün itibariyle 680.000'den fazla beğeni almıştı. Sanıyorum ki, bu tweet'in en az, engelli bireyler kadar engelli olmayan bireyler tarafından da beğenildiği varsayımını yapmak yanlış olmayacaktır. 680.000 beğeninin içinde saatlerce ayakta durmaktan hoşlanmayan, yakınında içilen sigara dumanından rahatsız olan, tanımadığı insanlarla temas halinde olmaktan hoşlanmayan engelli olmayan kişilerin de olduğu söylenebilir.
Ancak tabii ki, bu yeni normal konserlerine olumsuz eleştiriler de bulunuyor ve bu eleştirilerin en başında ise bu düzenlemenin alışılmış festival ruhunu yansıtmadığı geliyor. Konserden atılan video içeren tweet'ler, belki de eleştirenlerin beklentilerini tam olarak karşılayamayabilir. Ancak bu görüntüler, konserlerde eğlenmenin tek yolunun binlerce kişinin iç içe olmasına gerek olmadığını gösterir nitelikte.
Bazı pratikler çok çabuk değişebilir
Bu düzenleme hakkındaki eleştirilere bir başka boyuttan bakmak da mümkün. Pandemi bize, çoğu zaman sorgulanmasına gerek bile duyulmayan bazı pratiklerin aslında çok çabuk değişebileceğini ve insanların bu değişimlere uyum sağlayabileceğini gösterdi. Tabii ki bu değişim için keşke pandemi gibi bir deneyimi yaşamıyor olsaydık. Ancak şu anda yeni edindiğimiz ve pandemi sonrası dönemde kullanabileceğimiz pratikler, geliştirilip daha da kapsayıcı hale getirilebilir.
Pandeminin başlangıcında, Türkiye'de sokağa çıkma yasakları olduğu günlerde, engelli bireyler aslında kendilerinin çok uzun zamandır karantinada olduklarını dile getirmişlerdi. Pandemi ise karantinanın ve dolayısıyla kısıtlamanın engelli olmayanlar için de geçerli olduğunu gösterdi. Pandemi sebebiyle yapılan bu düzenlemeleri engelli bireyler daha önce talep etseydi, ya ekonomik sebeplerle ya da fiziksel imkansızlıklarla reddedilirdi.
Burada düşünülmesi gereken nokta ise pandeminin bir kesimi, grubu, cinsiyeti gibi kısıtlı sayıda insanı değil, tüm insanlığı ve dolayısıyla çoğunluğun alışık olduğu pratikleri değiştirmeye zorunlu bırakması oldu. Yani, pandemi öncesi dönemde hiç de sorgulanmayan ve normal karşılanan binlerce kişinin katıldığı konserlerde iç içe dans etmesi gibi bir pratik çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşemeyecek hale geldi ve pandemiye uygun şekilde düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler kazara, engelli bireyleri de kapsayacak şekilde oldu. Kazara diyorum, çünkü aslında kapsayıcılığın mümkün olduğu pandemi öncesinde de bilinmesine rağmen, harekete geçilmedi. Bu yeni düzenlemeler de kapsayıcılık bakımından nelerin mümkün olabileceğini gösterdi.
Kapsayıcılığı biraz daha detaylı incelemek ve engelli bireyler için ne anlama geldiği üzerinde durmak gerekebilir. Engelli çocukların eğitimleri hakkında engellilik literatürde kullanılan bir görsel, bu yazıdaki konser örneğini daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır. Ancak belirtmeliyim ki, aşağıda vereceğim örnekleri, engellilik literatürüne atıf yapmaktan ziyade, kapsayıcılığın ne olduğunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak için kullanacağım.
Öncelikle üstteki dört daireyi tanımlayarak ve bu konser örneğinde ne anlama geldiğini söyleyerek başlayabiliriz. 'Dışlanma' dairesinde, pandemi öncesi konserleri örnek vermek yanlış olmayacaktır. Binlerce kişi arasında konseri dinlemenin engel durumları sebebiyle pek de mümkün olmayanları daire dışındaki mavi-kırmızı-sarı noktalar temsil ederken, daire içindeki yeşil noktalar konsere katılım sağlayabilenleri temsil ediyor.
'Ayrıştırma' dairesinde ise büyük ana daire dışındaki, içinde mavi-kırmızı-sarı noktaların bulunduğu küçük daire ise sadece engelli bireyler için veya engelli bireylere özel düzenlenen konser etkinliklerini akla getirebilir. Bu konserler de genellikle engellilik ile ilgili özel günlerde ve belediyeler tarafından düzenlenir.
'Entegrasyon' dairesinde ise, düzenlenen bir konserde veya büyük bir müzik organizasyonunda, büyük daire içindeki küçük dairede bulunan mavi-kırmızı-sarı noktalar, engelli bireyler için ayrılmış ayrı bir bölümde konsere katılan engellileri temsil ettiği söylenebilir. Küçük dairenin az sayıda katılımcı için ayrıldığı düşünüldüğünde katılımcı sayısı da çok sınırlı olur. Bu sebeple de engelli ve engelli olmayan arkadaş veya ailelerin aynı anda ve aynı yerde konserin tadını çıkarmaları zordur. İçinde engelli bulunan ve erişilebilir olduğu için engelli bireylere ayrılmış özel bölmeye gitmesi gereken iki farklı kalabalık arkadaş grubu veya ailenin aynı anda o bölgeye gitmesi neredeyse imkansızdır.
Konserlerde de işaret dili tercümanı olabilir
'Kapsayıcı' dairede ise, büyük daire içinde engelli bireyleri temsil eden mavi-kırmızı-sarı noktalar, engelli olmayan bireyleri temsil eden yeşil bireylerin arasına belli bir düzen olmadan dağıtılmış. Yani bu dairede engelliler dışarıda bırakılmamış, engelliler için daire dışında özel bir daire çizilmemiş veya engelliler için daire içinde özel bir yer ayrılmamış. Bu daire içinde, uygun koşullar sağlandığı için herkesin eşit erişimi var ve herkes istediği kişilerle, daire içinde istediği yerde bulunabiliyor. Ancak tabii ki, bu dairenin kapsayıcılığını arttırmak için, dairenin içine işaret dili tercümanı için de bir nokta koymayı unutmamalıyız. Evet, konserlerde de işaret dili tercümanı olabiliyor.
Erişilebilir olmadığı için konserlere gitmemeyi tercih etmek zorunda kalan engelli bireyler, hiç şüphesiz ki kapsayıcı daire içinde yer almak istiyorlar. Kendilerinin herhangi bir sebeple dışlanmadığı, kendileri için düzenlenen farklı konserlere gitmek istemeyen ve ayrı bir bölümde oturtulmak zorunda olmadığı o kapsayıcı daire içinde...
Yeni normalde bu düzenlemeyle yapılacak konserlerin ekonomik olarak sürdürebilirliği veya bilet fiyatlarındaki artış gibi konuların kesinlikle atlanmaması gerekiyor. Ancak pandemi düzenlemeleri bize, hiç sorgulama gereği duymadığımız bazı pratikleri sorgulayıp uyum sağlayabileceğimizi gösterdi. Burada tabii ki pandeminin yaşattığı sorunları göz ardı etmiyorum, ancak bu durumdan çıkarmamız gereken bir ders de var. O da tüm grupların hizmete erişimini sağlamak için bir sonraki pandemiyi beklemek yerine, bu pandeminin bize öğrettiklerini unutmamak ve kapsayıcılığı sürekli hale getirmek.
(AG/AÖ)