Sahnede üç kişi, canlandırdıkları birilerinin başından geçen üç öyküyü size anlatıyor. Üçü de en değer verdikleri şeyle, özgürlükleriyle sınanıyor. Toplum onlara kimi sevebileceğini, ne giyeceğini, neleri yazabileceğini söylüyor. Üçü de ödünler veriyor. Ama onlar ödün verdikçe özgürlük sadece gördükleri bir düş haline geliyor.
Seyircinin salona doluşmaya başladığı andan itibaren sahnede yer alan hızlı bir müziğin temposuyla dans eden bu üç kişi izleyeceğimiz oyunun temposuna ve karakterlerin sınır bilmezliğine dair de çok şey söylüyor. Girecekleri toplumsal mücadele ve maruz kalacakları baskılara karşın oyunun başında onları kısıtlayan her şeye dans ederek meydan okuyorlar.
Ekim ayı içinde seyirciyle buluşan "Birileri" adlı tiyatro oyunu, ilginç konusu, toplumun benimsemediği karakterleri ve özgürlük mücadelesi ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.
Yönetmenliğini İlyas Özçakır'ın, oyunculukları ise İrem Kalaycıoğlu, Gül Doğa Selvi ve Özgür Yetkinoğlu'nun üstlendiği oyun, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nden hareket yazılan 30 kurmaca hikâyenin üçlü hikayelerinden yalnızca biri ve projenin özgürlük ayağı.
"Özgürlük Üçlemesi" adıyla sahnelenen oyun Öykü, Onur ve Ferda karakterlerinin özgürlükle, hayatla ve baskılarla olan kavgasını sahneye aktarıyor. Oyunun her bir karakterini başka bir yazar yarattı. Öykü'yü Ekin Çağdaş Şişman, Onur'u Can Utku, Ferda'yı ise Alis Çalışkan yazdı.
Oyun boyunca toplumsal baskılarla mücadele ve karakterlerin birey olabilme çabası üç ayrı karakter özelinde anlatılıyor. Üç oyuncu da canlandırdıkları karakterin hikayesini sahnede tek başına aktarıyor. Bu bakımdan seyirci üç kişisel hikâye ile karşılaşıyor.
Oyun yönetmeni Özçakır, üç oyuncuyla üç karakteri ayrı ayrı çalışmış olsa da oyunda oyuncular ve oyun metinleri arasındaki güçlü bağ göze çarpıyor. Üç ayrı hikâye için tasarlanan kıyafetler, oluşturulan dekor, kullanılan nesneler sanat yönetimine de özen gösterildiğinin kanıtı. Oyunda kullanılan müziklerde de aynı özen göze çarpıyor.
Üç epizotlu oyunun üç karakteri ise şöyle: Öyküİrem Kalaycıoğlu'nun canlandırdığı Öykü'nün hikayesi kurumsal hayatla tek başına savaşan bir kadına dair. Öykü, herkesin iple cumayı çektiği plaza hayatının hiçbir yere kaçamayan ama kaçsa da bu hayattan kurtulamayacağını iyi bilen bilinçli bir beyaz yakalısı. Özgürlüğü eteğinden giysisine, içkisinden sigarasına kadar kısıtlanınca kurumsal hayat onun için bir cehennem oluyor. Özgürlük arayışı da o zaman başlıyor. OnurÖzgür Yetkinoğlu'nun canlandırdığı Onur karakteri ise cinsel yönelimini ailesiyle paylaşmayan, aile çevresinin "evlen" baskılarıyla mücadele eden kırk yaşlarında bir adam. Ailesinin kendisine Onur adını vermesinden gizli bir haz duyan, kendinden epey küçük sevgilisiyle ilişkisini herkesten gizleyen karakter, hayatını hiçbir zaman açık bir şekilde yaşayamıyor. Varoluşu ne toplumun kabulleriyle ne ailesinin kabulleriyle örtüşüyor. Ama o hayatını kendi bildiği şekilde sürdürmekten hiç vazgeçmiyor. FerdaÜç karakterli oyunun son halkası ise Gül Doğa Selvi'nin canlandırdığı Ferda'nın öyküsü. Ferda'nın çocukluktan beri arzuladığı tek şey yazar olmak. Ama yazdığı her metin ve o metinlerin her bir satırı onun izni olmadan sürekli değiştiriliyor. Yazdığı roman, hikâye, senaryo, reklam vb. tüm metinler hep bir başkasının kontrolüne giriyor. Artık kendi yaratımı üzerinde kontrolü kaybeden Ferda'nın özgürlük mücadelesi de tam bu noktada başlıyor. Ferda artık kendi olarak kalabilmek ve özgürlüğünü koruyarak üretebilmek için hem toplumla hem kendisiyle iki cephede birden bir savaşın eşiğine geliyor. |
"Sokakta da okulda da rastlayabileceğimiz 'birileri"
Oyun boyunca Öykü karakterinin hikayesi aracılığıyla özel hayatın gizliliği maddesine atıf yapılıyorken Onur karakteriyle evlenme ve aile kurma hakkına, Ferda karakteriyle de ifade özgürlüğüne değiniliyor.
Yaklaşık bir buçuk saat süren oyun üç ayrı epizotta aktarılıyor. Üç ayrı karakter özelinde üç ayrı hakka göndermeler içeren tiyatro metni, bugün ülkenin geçtiği toplumsal sürece de kendince ayna tutuyor. Kurumsal hayatta giyiminden kuşamına karışılan bir kadın, neden evlenmediği akrabaları tarafından sorgulanan bir eşcinsel ve yazdıkları sürekli sansürlenen yazar Ferda bugün sokakta da okulda da rastlayabileceğimiz "birileri."
Özgürlük üçlemesinin ardından emek vb. konularda yazılacak hak odaklı hikayelerle "Birileri" hak arayışına devam edecek.
* Oyun Programı: 24 Kasım Perşembe 20.30/ Hann Sahne
(ED/SD)