Bazı yazarlar, çay kahve gibidir: Bağımlılık yaratır.
Ahmet Büke de benim için o yazarlardan…
Ahmet Büke’nin öyküleri, bozkırda uzun uzun yürüyüp gün batımını seyretmeye benzer. Ya da çölde günlerce yol alıp küçük bir vahaya ulaşmaktır.
Ahmet Büke, son kitabı İnsan Kendine de İyi Gelir’de çizgiroman tadında bir dünya sunuyor bize…
Uçan çocuklar, vantuzlu ayaklarıyla gökdelenlere tırmanıp cam silen adamlar, gizli örgüt için çalışan teyzeler, darbeden kaçan arsalar vs. vs…
Büke’nin bu zengin hayal gücü, sürükleyici anlatımı, nahif bakışı, tuhaf bir bağımlılık yaratıyor.
Bir sinemaya gider, ya da bir dergiyi izler gibi abone oluyorsunuz öykülerine…
Zekice oyunlar, içinizi burkan siyasi çağrışımlar, uçuşan imgeler, haz veren intikamlarıyla onun öyküleri, sizin bir parçanızdır artık. Ya da siz o dünyanın bir parçasısınız. Belki bir öyküde uçar, işkenceci bir polisten intikam alır, halk için soygun yapan bir Robin Hood oluverirsiniz.
Bir çizgi romanın, bir filmin, bir mahallenin, bir cezaevinin üstünde uçar, yapacağınız muzırlıkları düşünürsünüz.
Yine de bütün bunlara rağmen ona yetişemezsiniz. Mutlaka okumadığınız bir öyküsü, bir ya da birkaç kitabı kalmıştır.
Edebiyatımızın zeki, hınzır ve duyarlı çocuğu bir yandan yazarken, öte yandan evlerin, balkonların üzerinden uçar ve halkın Robin Hood’u olmayı sürdürür. Ve sizi uçurup bıraktığı mahallede birden terk ediverir. Yazarsız bir öyküde ne yapılır, bilmiyorsanız, öğrenmenin tam zamanıdır. Yazarının (ya da anlatıcının) kalmayı reddettiği bir öyküde yaratan sizsiniz artık. O atmosferde tamamen kendinizle baş başasınız.
Bütün bu değişik deneyimler için Ahmet Büke’nin öykülerine yol alma zamanıdır. Çünkü; “İnsan Kendine de İyi Gelir”… (SY/HK)
* Kitabın künyesi: "İnsan Kendine de İyi Gelir", Ahmet Büke, Eylül 2015, on8 Kitap, 200 sayfa.