2024-26 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program açıklandı. Orta vadeli program, çok yıllı bütçeleme sistemini ifade eder. Türkiye 2006’dan beri her yıl, gelecek üç yılı kapsayan orta vadeli programlar hazırlıyor.
Orta vadeli program üç yıllık bütçe dönemi içinde uygulanacak makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri içerir. Kalkınma planları ile uyumlu olarak, çeşitli alanlarda birbirleriyle tutarlı bir amaç ve politikalar seti sunar.
Programlarda tutarlılık
Orta vadeli programlar her yıl yeniden hazırlandığından, beş yıllık planlara kıyasla, hedef ve politikalara esneklik kazandıran bir yapıya sahiptir. Belirsizliğin yüksek olduğu ortam ve dönemlerde esneklik önemli bir avantaj sağlayabilir. Ancak Türkiye gibi bilimsel disipline sahip olmayan ülkelerde ve özellikle bilgiyi ciddiye almayan yönetimler döneminde, esneklik keyfiliğe dönüşebilir.
Türkiye’de hazırlanan orta vadeli planlarda bu eğilim değişen ölçülerde hep var oldu. Programlarda en gerçekçi tahminler programın hazırlandığı yıla ve programın ilk yılına ilişkin göstergeler için yapıldı. İkinci ve üçüncü yıllar için genellikle fazla iyimser, hatta kimi zaman dilek ve temennilere dönüşen tahminlere yer verildi.
Fakat 2024-26 dönemini kapsayan programda, dönem sonu bir yana, programın hazırlandığı yıla ilişkin veriler bile inandırıcı olmaktan çok uzak. 2023’e ait veriler güven verici olmayınca, 2024-26 dönemine ait rakamlara güvenmek söz konunu olamaz.
Herhangi bir plan ya da program için gerekli olan en temel özellik tutarlılıktır. Programın hedeflerinin doğruluğu yanlışlığı, yeterliliği yetersizliği bir yana, önce tutarlılığı sorgulanmalıdır. 2024-26 programını ilk olarak tutarlılık açısından değerlendirmek gerekir.
İçinde bulunduğumuz 2023 yılı sırasıyla 2021-23, 2022-24, 2023-25 orta vadeli programlarında yer aldı. Yani bundan önceki üç programda bu yıla ait hedefler kondu, tahminler yapıldı. Şimdiki 2024-26 programında da baz yılı olarak yer alıyor.
Eski programlarla mevcut durumu karşılaştırınca, bazı konularda hedeflerin gerçekleştiği bazılarında da çok büyük sapmalar yaşandığı görülüyor. Bu programların karşılaştırılmasıyla durum daha iyi görülebilir.
Verilerde güvenilirlik
Büyüme rakamlarına bakınca programlar başarılı görünüyor. 2021-23 yıllarını kapsayan ilk programda 2023 için yüzde 5 büyüme hedeflenmiş. Sonra da 5-5.5 gibi hedefler konmuş. Gerçekleşme 4.4’te kalmış ama dolar cinsinden GSYH beklenenin çok üzerinde büyümüş.
GSYH için önceki programlarda sırasıyla 875, 925, 867 milyar dolar hedefleri konmuş ama gerçekleşme bunları aşarak 1.067 milyar dolara ulaşmış. Buna bağlı olarak kişi başına GSYH da 10 bin 33, 10 bin 703, 10 bin 71 dolar hedeflerini aşarak 12 bin 415 dolar olarak gerçekleşmiş.
Burada ilginç bir husus, bu hedefleri de aşan büyümenin, döviz kuru hedeflerinde görülen olağanüstü büyük sapmaya rağmen gerçekleşmesi. 2023 dolar kuru için önceki programlarda 8.02, 9.77, 21.51 TL tahminleri yapılmasına karşın, aynı yılın dolar kuru 23.88 TL olarak gerçekleşmiş. Bu değerin ne kadar gerçekçi olduğu bir yana, bu büyük sapmaya rağmen büyüme hedeflerinin aşılması şaşırtıcı. Burada bir inandırıcılık sorunu olduğu anlaşılıyor.
Doların 2024’te 36.74, 2025’te 43.93, 2026’da 47.79 TL olacağı varsayılıyor ki, aynı inandırıcılık sorununun önümüzdeki yıllar için de geçerli olduğu görülüyor.
Önceki programların istihdam ve işsizlik hedefleri de aşılmış görünüyor. Önceki programlarda 2023 için istihdam hedefleri sırasıyla 30.7, 31 ve 31.5 milyon kişi olmasına rağmen 31.6 milyon kişilik istihdam sağlanmış. İşsizlik oranı da önceki yüzde 10.9, 11.4, 10.4 hedeflerine karşın yüzde 10.1 olarak gerçekleşmiş.
İstihdamdan söz ederken nüfus verilerine değinmemek olmaz. Önceki programlarda Türkiye’nin 2023 nüfusu sırasıyla 87.2, 86.4, 86.1 milyon kişi olarak hesaplanmış fakat yeni programda 2023 nüfusu 85.9 milyon kişi olarak görünüyor. Yani nüfus hesaplanırken 1 milyondan fazla hatta 1.5 milyon kişiye yakın bir hata yapılmış.
Eskiden her beş yılda bir nüfus sayımları yapılırdı. Artık Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi var. Böyle bir imkan varken, ülke nüfusu üç yıl arayla nasıl bu kadar farklı hesaplanıyor, anlamak zor. Nüfusta bu kadar hata varsa, “kişi başına” diye başlayan sosyal göstergelere nasıl güvenilecek.
Bu hatanın her yıl tekrarlanması da ilginç. Türkiye’de dünyanın her tarafında olduğu gibi nüfus artış hızı düşüyor. Cumhurbaşkanının bu olağan süreçten rahatsız olduğu ve tersine çevirmek için çaba sarf ettiği malum. Kurumlar nüfus artışının yavaşlayacağını ifade etmekten mi çekiniyorlar, bilmiyorum.
Çok ciddi sapmalar olan üç alanı daha belirtelim. Önceki programlarda 2023 için enflasyon oranı yüzde 5, 8, 25 olarak tahmin edilmiş. Gerçekleşme yüzde 65 olarak gösteriliyor. 2026’da da yüzde 8.5’e düşeceği söyleniyor.
2023 bütçe açığı önceki programların hepsinde yüzde 3.5 olarak tahmin edilirken, gerçekleşme yüzde 6.4 olarak açıklanıyor.
Cari işlemler dengesi önceki programlarda sıfır veya sıfıra yakın tahmin edilirken, yüzde -4 olarak gerçekleştiği belirtiliyor. Dış ticaret açığı önceki 42, 52, 80 milyar dolar hedeflerini aşarak 112 milyar dolara ulaşıyor.
Keyfi yönetimlerin programları
Son dönemlerin orta vadeli programlarının hedefleri ve gerçekleşme düzeyleri böyle. Hükümetler kendi hazırladıkları programlara isterlerse uyarlar, istemezlerse uymazlar. Plana, programa uymamak bir suç değildir ama yine de bir cezası vardır. O ceza hükümetin güvenilirliğini kaybetmesi, programlarının ciddiye alınmamasıdır.
Oysa planlar, programlar zaten insanlara, kurumlara hedef göstermek, önlerini görmelerini sağlamak, verilerle uyumlu hareket etmelerine imkan vermek amacıyla hazırlanır. Ortada güven kalmamışsa bu amaçların hiç birine ulaşılamaz. Program yapmanın anlamı kalmaz. Bu program ne kamu kurumlarının uygulamalarını, ne firma kararlarını, ne hanehalkı davranışlarını etkileyecektir. Ne yurt içini ne yurt dışını inandıracaktır.
İnsanlar da, toplumlar da, devletler de hayatı plansız programsız sürdürmeyi seçebilirler. Belirsizlikler içinde bir dünyada yaşıyoruz, hayat karşımıza nasıl bir sorun ya da ihtiyaç çıkarırsa ona göre bakarız, denebilir. Galiba yapılan da bu zaten.
TIKLAYIN - Orta Vadeli Program: Hükümetin 2026 dolar hedefi 47,8 TL
(BD/HA)