Yale Universitesi Tarih Profesörü Timotyh Snyder’ın 15 Kasım 2016’da kendi Facebook sayfasında bir gönderi yayınladı. T. Snyder yayınladığı Facebook gönderisine “20. Yüzyıldan 20 Ders” başlığını atmıştı.
Facebook notu özünde kendisinin son kitabı “Tiranlık Üstüne: Yirminci Yüzyıldan Yirmi Ders” başlıklı kitabında kaleme aldıklarının kısa bir özeti niteliğinde. Bu kitap 2017’de Zeynep Erez’in çevirisiyle, Oldivo Kitap tarafından Türkçe olarak da basıldı. Bununla birlikte kısa bir süre önce, yakın bir mesai arkadaşımın atılan bir Twitter mesajına dikkatimi çekmesi üzerine, Synder’ın Facebook gönderisi hakkında, yazar ve müzisyen Josh Jones’un 20 Ocak 2017’de “Open Culture” web sitesinde yayınladığı “Yale Universitesi Tarih Profesörü Timotyh Snyder’a Göre, Demokrasinin Otoritaryenizmden Nasıl Korunacağına dair 20yy’dan 20 Ders” başlıklı bir yazıyı okuma fırsatım oldu. Yazıyı okuduktan sonra doğrudan T. Snyder’ın orijinal Facebook notuna yöneldim ve birazdan aşağıda okuyacağınız çeviriyi gerçekleştirdim. Ancak, Snyder’ın çalışmaları hakkında genel bir çerçeve sunduğu için J.Jones’un yazısından da hatırı sayılır derecede faydalandım.
Josh Jones’a göre, Timotyh Snyder II. Dünya Savaşının hemen öncesinde ve savaş sırasında totalitaryan rejimlerin “yükselişi ve düşüşü” hakkında en önde gelen bilim insanları arasında yer alıyor. Bugüne kadar Snyder yaptığı çalışmalarda “Nazizmin Alman milliyetçi hareketinden ibaret olmadığı” ve “kolonyalist” bir kökene sahip olduğu iddiasında. Bu kolonyalist köken, Rusya, Afrika ve ABD’de insanların yok edilmesine, ırkçı insanlıktan çıkarmaya ve toprak gaspının ideolojik olarak haklılaştırılmasına öncülük etti. Ayrıca, Snyder aşırı-kapitalizmin resmedildiği ABD’nin, Büyük-Buhran döneminde dahi, Hitler’in “tasavvuruna enerji verdiği” görüşünde. Zira Hitler “dünya sınıfı” olarak tanımladığı Alman halkını “ırksal olarak saf ve bozulmamış” olarak nitelendirmiş ve Almanlara “Amerikan halkıyla karşılaştırılabilir bir hayat” vaadetmişti.
ABD’de Kasım 2016 seçimlerinden sonra, Synder “Bir Hitler Profili” başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda Snyder herhangi bir çağdaş figürle karşılaştırma yapmasa da, yazının hedefinde Donald Trump’ın olduğu aşikardır. Snyder tarihin tekerrürden ibaret olduğunu kabul eden bir bilim insanı değil, Ancak, bizler “bir klişe olarak bu fikri reddetmek konusunda fazla hızlı davranıyoruz ve tarih hakkında hiç düşünmüyoruz Tarih bir olasılıklar dizini sunar.” Haliyle, tarih bize geçmişten öğrenebileceğimiz bazı dersler sunar.
“Hitlerin Dünyası Çok Uzakta Olmayabilir” diyen Snyder, yazdığı makalelerde, sadece Hitler’in Nazizmine değil günümüz Stalin döneminin SSCB’sine, günümüz Rusyasındaki Putin’in faşizmine ya da eski Yanukovich’in Ukraynası kadar geniş bir yelpazede totaliter ve otoriter rejimlerin profilini çıkartmıştır. Her ne kadar, Synder bu rejimleri birmiş gibi gösterdiği ve “alimaneliğin en üst kademelerine” çıkmakla eleştirilse de, adı geçen dikta rejimlerinde yaşan katliamları ve seri insan hakları ihlallerini düşündüğümüzde, Josh Jones’un da vurguladığı gibi “Stalinist Rusyanın, Çarist Rusyadan daha fazla, herhangi birinin demokrasi ideası olduğunu söylemek oldukça zordur.”
Snyder 1 Aralık 2016’da Facebook gönderisine eklediği birinci son notta “eğer sizin için faydalı olduğunu düşünüyorsanız, bu yazıyı basın ve dağıtın” diye yazmış. Bu vesileyle 20. Yüzyıldan 20 Dersin meraklıları tarafından basılıp dağıtılması için ben de aşağıdaki çeviriyi gerçekleştirdim.
Aslında benzer nitelikteki bir diğer metin daha önce “Faşizm geliyorsa nasıl yaşamalı? Yale Üniversitesi'den Prof. Timothy D. Snyder'in öğütleri” başlığı altında, Prof. Dr. Zeynep Direk’in derlemesi ve çevirisiyle “Siyasi Haber”de 13 öğüt halinde sıralanmıştı. Fakat bu metinde ortak noktalara rağmen bazı farklılıklar mevcut ve Snyder’ın Facebook gönderisinden hareket edilmemiş. Benzer bir şekilde Zeynep Erez’in çevirdiği kitaptaki sıralanan 20 dersle, Snyder’ın Facebook gönderisi arasında da ufak tefek bazı farklılıklar söz konusu. Bu nedenle çeviriyi yaparken Snyder’ın Facebook sayfasındaki orijinal notu temel aldım. Snyder’ın orijinal metni her ne kadar Donald Trump yönetimi altındaki ABD toplumu düşünülerek kaleme alınmış olsa da global bir perspektife sahip.
Yine de bazı paragraflarda yerel bağlamı kurabilmek için parantez içinde ufak notlar düştüm. Doğrusunu isterseniz Türkiye’de son 5-6 yıllık yaşadığımız otoritaryen süreci göz önüne aldığımızda hem yazının yaygınlaştırılması hem de Snyder’ın son kitabının tanıtımı açısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Bu vesileyle çok daha önce Hannah Arendt’in “Biz Mülteciler” çalışmasında ve Timothy Snyder’ın da kitabının hemen kitabının hemen başında iç sayfada alıntıladığı filozof Leszek Kolakowski’nin “Siyasette kandırılmış olmak bir mazeret değildir” sözünün, okuyucu için yerel bağlamda bir hayli anlam ifade edeceğini düşünüyorum.
Özellikle zorba rejimler altında yaşamak için bir dizi hayatta kalma taktiği üreten bu 20 dersi okur okumaz, size Josh Jones’un da tavsiye ettiği üzere ya kitapçınızın yoluna düşüp veya internet üzerinden “Tiranlık Üstüne: Yirminci Yüzyıldan Yirmi Ders”i alıp okumanızı salık veririm.
Naçizane kaleme aldığım bu yazıyı ve çeviriyi özgürlüklerimiz ve haklarımız için mücadele ederken, şu anda cezaevlerinde rehin alınan insan hakları savunucusu dostlarıma ve tüm diğer demokrat aktivistlere ve gazetecilere adıyorum. Onlar birazdan okuyacağınız 20. Yüzyıldan çıkarılacak 20 Dersi çoktan çıkartıp, kendilerine ilke edinmiş olanlardır. Ve “ Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar.” (Nazım Hikmet)
Yirminci Yüzyıldan Yirmi DersTimothy Snyder, 15 Kasım 2016 , Facebook Gönderisi “Amerikalılar demokrasinin faşizm, Nazizm, ya da komünizme teslim olduğunu gören Avrupalılardan daha bilgili değildirler. (Bizler de öyle!- Çev.) Bizim tek avantajımız onların deneyimlerinden öğrenebilmemizdir. Şimdi bunu yapmak için iyi bir zaman. Günümüz koşullarına uyarlanmış, yirminci yüzyıldan yirmi ders işte burada. ” 1. Peşinen itaat etmeyin. Otoritaryenizmin gücünün çoğu özgürce verilir. Böyle zamanlarda, bireyler baştan daha baskıcı bir hükümetin neler isteyebileceğini düşünürler ve ardından daha kendilerinden istenmeden bunları yapmaya başlarlar. Bunu çoktan yaptınız, yapmadınız mı? Durun. İlerisi düşünülerek yapılan itaat otoritelere neyin mümkün olduğunu öğretir ve özgürlüksüzlüğe ivme kazandırır. 2. Bir kurumu savunun. Mahkemeleri ya da medyayı veya bir mahkemeyi ya da bir gazeteyi takip edin. Eğer onlar adına hareket ederek onları kendi kurumunuz haline getirmiyorsanız, “bizim kurumlar” demeyin. Kurumlar kendi kendilerini korumazlar. Eğer en başından itibaren savunulmazlarsa, domino taşları gibi yıkılmaya başlarlar. 3. Profesyonel etiği anımsayın. Devlet liderleri olumsuz bir örnek oluşturduklarında, doğru uygulamayla ilgili profesyonel taahhütlerin yerine getirilmesi daha da önem kazanır. Hukukçular olmadan bir hukuk devletini yıkmak ve yargıçlar olmadan göstermelik yargılamalar yapmak zordur. 4. Politikacıları dinlerken, belli kelimelerin ayırdına varın. “Terörizm” ve “aşırılığın” yaygın kullanımına karşı dikkatli olun. “İstisnai” ve “Olağanüstü” gibi ölümcül kavramlara karşı uyanık olun. Vatansever söz dağarcığının aldatıcı kullanımına tepki gösterin. 5. Düşünülmez olan gerçekleştiğinde, sakin olun. Terörist bir saldırı olduğunda, otoriter yönetimlerin güçlerini pekiştirmek için daima bu tür eylemleri planladıklarını ya da beklediklerini hatırlayın. The Reichstag (Hitler zamanında yakılan Almanya’nın Meclis Binası – Çev.) yangınını düşünün. Hitler’in kitabındaki en eski hile, güç dengesinin sona ermesini, muhalefet partilerinin kapatılmasını, ve benzerini gerektiren ani felaketlerdir. 6. Dilinize özen gösterin. Herkesin kullandığı ifadeleri telaffuz etmekten kaçının. Herkesin söylediği şeyleri aktarmak için olsa bile, kendi konuşma tarzınızı yaratın. (Yatmadan önce internet kullanmayın. Elektrikli aletlerinizi yatak odanızdan uzakta şarj edin ve okuyun.) Peki ne okumalı? Belki Václav Havel’in “Güçsüzlüğün Gücü”nü, George Orwell’ın “1984”ü, Czesław Milosz’un “Tutsak Zihin”i, Albert Camus’nun “Başkaldıran İnsan”ı, Hannah Arendt’in “Totalitaryanizmin Kaynakları”nı, ya da Peter Pomerantsev’in “Hiçbirşey Doğru Değil”ini ve “Her şey Mümkün”ünü okuyabilirsiniz. 7. Diğerlerinden ayrışın. Birisi bunu yapmak zorunda. Sözde ve fiiliyatta, herkesin yaptığını yapmak kolaydır. Farklı bir şeyler yapmak ya da söylemek size tuhaf gelebilir. Fakat tedirginlik olmaksızın, özgürlük yoktur ve bir örnek oluşturduğunuz anda, statükonun büyüsü bozulur ve diğerleri sizi takip eder. 8. Hakikate inanın. Hakikati terk etmek özgürlüğü terk etmektir. Eğer doğru diye bir şey yoksa hiç kimse iktidarı eleştiremez, çünkü bunu yapmak için herhangi bir temel yoktur. En körleştirici ışıklar için cüzdanı en kabarık olanlar ödeme yapar. 9. Soruşturun. Bir şeyin nedenini kendiniz için bulun. Uzun makalelere daha fazla zaman ayırın. Basılı medyaya abone olarak araştırmacı gazetecilere destek sağlayın. Ekranınızdaki bazı şeylerin size zarar vermek için orda olduğunun farkında olun. Yabancı propaganda ataklarını inceleyen siteleri öğrenin. 10. Somut politikalar uygulayın. İktidar sizin koltuğunuzda gevşemenizi ve ekran karşısında duygularınızın yok olmasını ister. Dışarı çıkın. Bilmediğiniz yerlere gidip tanımadığınız insanlarla konuşun. Yeni arkadaşlar edinin onlarla birlikte hareket edin. 11. Göz teması kurun ve sohbet edin. Bu sadece nezaket değildir. Bu aynı zamanda etrafınızdakilerle bağlantı içinde olmanın, gereksiz sosyal bariyerleri kırmanın ve kime güvenip kime güvenmeyeceğinizi anlamanın bir yoludur. Eğer bir ihbar kültürünün geçersek, gündelik yaşamınızın psikolojik manzarasını bilmek isteyeceksiniz. 12. Dünyaya karşı sorumluluk üstlenin. Gamalı haçlara (Nazi işareti: Çev.) ve diğer nefret sembollerine dikkat edin. Bunları görmezden gelmeyin ve alışmayın. Bu işaretleri bizzat kendiniz sökün ve diğer insanlar için bir örnek teşkil edin. 13. Tek partili devleti engelleyin. Devletin yönetimini üstlenen partiler başlangıçta başka şeylerdi. Onlar rakipleri için politik yaşamı imkansız kılacak tarihsel bir anı kötüye kullandılar. Halen yapabiliyorken sürece yerel ve genel seçimlerde oy kullanın. 14. Eğer yapabiliyorsanız, düzenli olarak hayır işlerine katkıda bulunun. Bir hayır kurumu seçin ve otomatik ödeme talimatı verin. İşte o zaman ve diğerlerinin de iyi bir şeyler yapmasına yardım eden sivil toplumu destekleyerek özgür bir seçim yapmış olduğunuzu bileceksiniz. 15. Özel bir hayatınız olsun. Kötü yöneticiler sizin hakkınızda bildikleri şeyleri sizi sindirmek için kullanırlar. Kötü amaçlı yazılımları bilgisayarınızdan temizleyin. E-postaların havaya yazıldığını hatırlayın. İnternetin alternatif biçimlerini kullanmayı ya da daha az kullanmayı düşünün. Kişisel paylaşımlarınızı bizzat kendiniz yapın. Aynı nedenle yasal bir sorun yaşarsanız kendiniz çözün. Otoritaryenizm bir şantaj devleti gibi çalışır, size takabileceği bir kanca arar. Çok fazla kancanın olmaması için çabalayın. 16. Diğer ülkelerdekilerden öğrenin. Yurtdışındaki arkadaşlıklarınızı sürdürün, ya da yurtdışından yeni arkadaşlar edinin. Buradaki mevcut zorluklar genel bir akımın unsurlarıdır. Ve hiçbir ülke tek başına bir çözüm bulamayacaktır. Ailecek hepinizin muhakkak pasaportu olsun. 17. Paramiliterlere dikkat edin. Daima sisteme karşı olduğunu iddia eden eli silahlı adamlar üniforma giymeye, ellerinde bir Liderin resmi ve meşalelerle yürümeye başladığında, son yakın demektir. Lider yanlısı paramileterler, polisler ve askerlerle iç içe geçtiğinde her şey bitti demektir. 18. Eğer silahlanmak zorunda kalırsanız, iyi düşünün. Eğer bir kamu görevi kapsamında silah taşıyorsanız, Tanrı sizi korusun ve yardımcınız olsun. Ancak, şunu bilin ki geçmişin kötülükleri bir gün kendilerini usulsüz şeyler yaparken bulan polisleri ve askerleri içermiştir. Hayır demeye hazır olun. (Eğer bunun ne demek olduğunu bilmiyorsanız, ABD Yahudi Soykırımını Anı Müzesiyle bağlantıya geçin ve profesyonel meslek etiğiyle ilgili eğitim talebinde bulunun.) (Bunu Türkiye için İnsan Hakları Örgütlerinden veya Türkiye Barolar Birliği ya da Türk Tabipleri Birliği gibi profesyonel örgütlerden talep edebilirsiniz- Çev.) 19. Elinizden geldiğince cesur olun. Eğer hiçbirimiz özgürlük için ölmeye hazır değilsek, o halde hepimiz özgür olmayan bir şekilde öleceğiz demektir. 20. Bir vatansever olun. Yeni başkan öyle değil. Gelecek kuşak için Amerika’nın ne anlam ifade ettiğine dair iyi bir örnek oluşturun. Buna ihtiyaçları olacak. (Bunu pekala Türkiye için de düşünebilirsiniz – Çev.) --Timothy Snyder, Housum Tarih Profesörü, Yale Universitesi, 15 Kasım 2016. (T. Snyder’ın 1 Aralık 2016 tarihli Facebook gönderisinin son notu: Eğer bu metnin sizin için faydalı olduğunu düşünüyorsanız, lütfen basın ve çevrenizde dağıtın!) (T. Snyder’ın 2 Aralık 2016 tarihli Facebook gönderisinin son notu: Kamusal ve çok okunan bir şey haline geldiği için arkadaşlarımın da işaret ettiği üzere fazlasıyla bağlama özgü olan bir web sitesinin referansını kaldırdım.) |
(HA/ÇT)