1998 Haziran’ından beri “Öğrenci Seçme Sınavı”na iştirak ediyorum. İlk 2 girişimde örgün bir üniversiteyi kazanamadığım için kayıt yaptırmadım.
Daha sonraki denemelerimde, 2007 ÖSS’ye kadar farklı farklı Açık Öğretim bölümlerine kayıt yaptırıp hem askerlik durumunun ertelenmesini, hem de iş hayatında deneyim kazanmayı hedefledim.
1998’de ilk sınava girişimden sonra herkesin hatırlayacağı gibi sınav soruları çalındı ve tekrar bu sınava girmek zoruna kaldık.
Moral bozukluğu, heyecan üst üste binince sonuçlar açıkladığında sınavı kaybettiğimi öğrendim.Aynı sorunu 1981 yılında doğanlar hatırlayacaktır; Anadolu Liseleri Sınavlarında da yaşamıştık.
1999 ÖSS’sinde de yaşadığım başarısızlıktan sonra bir dahaki sınav her ne olursa olsun (örgün veya açık) bir üniversiteye kayıt yaptırmaya karar verdim.
Her sınav kağıdı gelişinde “Acaba sınava hangi okulda gireceğim? Nasıl gidip döneceğiz? Başarılı olabilir miyim?” gibi klişe sorularla beynimi yordum.
2007 ÖSS her şeyin dönüm noktası oldu.
Ancak aksilikler peşimi bırakmadı. Günler öncesinden sınava gireceğim okulun yerini tayin edip hazırlıklara başlamıştım.
Sınav sabahı evden çıktığımda karşılaştığım manzara ise bu aksilikler silsilesinin habercisi gibiydi.
Sınavın yapılacağı okula kendi özel aracımla gideceğim için içim rahattı ancak aracın hemen önünde duran otopark bariyerinin bitişiğine park eden araba tüm planları altüst etmişti. Nitekim sorunu halettik. Sınav yerine biraz geç de olsa gitmeyi başardım.
Saatler 09:30’u gösterdiğinde ne yazık ki Türkiye’de yüz binlerce gencin hayatını etkileyecek sınav başlamıştı.
Ne yazık ki diyorum çünkü benim de aralarında bulunduğum birçok gencin hayatı bu sınava bağlıydı.
Sınav başladı. Benim kolumda saat yok.(Aksilik bu ya, saatimi arabada unutmuşum.) Bir gözetmende vardı.
- Hocam saatinizi alabilir miyim? Arabada unutmuşum heyecandan.
- Ne biçim öğrencisiniz anlamıyorum ki???!!!
Sınav sırasında dikkatimi çeken bir şey de önümde oturan genç kadındı. Sırasının altı tam takımdı, su, çikolatalı gofret, sakız, şeker, yedek kalem ve silgi...
Bakakalmıştım. Derslik en alt kattaydı ve bahçeye bakıyordu. Önümde oturan kadın sürekli olarak dışarıya bakıyor, dışarıdan da “ Hadi kızım!!! Hadi kızım!!! Başaracaksın!!!” sesleri geliyordu.
Biran için “Bu kişi at mı? Ben hipodromda mıyım?” diye düşündüm. Tabi kendi kendime gülmeye başladım.
Sınavı bitirdikten sonraki çıkış anını zaten tahmin edersiniz. “Annecim, babacığım, ablacığım, ağabeyciğim vb…” bağrışmalar, sarmaş dolaş sarılmalar…
Arabaya döndüğümde ise gördüğüm manzara inanılmazdı. Aracın ön ve arka farklarını gayet profesyonelce kırıp dökmeden söküp götürmüşler.
Bütün aksiliklere rağmen sınavım iyi geçmişti. Artık yeni bir hayat için kapıların açıldığına emindim.
9 yıllık deneyimime göre:
ÖSS sınavına girecekler için ise tavsiyem fazla heyecanlanmamaları ve hayatın bu sınavdan ibaret olduğunu düşünmemeleri.
Kıyafet olarak pamuklu ürünler tercih edilmeli. Sınavı ise dershanede ve evde çözdükleri deneme sınavları gibi düşünmeleri.
Bu düşünce gerçekten insanı çok rahatlatıyor.Sakız kullanmayın. Şekerli sakız hiç kullanmayın. Vücutta salgılanan enzimlerden dolayı çok çabuk acıkabilirsiniz. Saate çok bakmayın çünkü zamanın o şekilde çok zor geçtiğini görürüsünüz.
Peki sınavı kazanınca sorunlar halloluyor mu?
Sınavı kazanıp da hem de istediğim bölüme girdiğimde tüm problemlerimin hallolduğunu düşünüyordum fakat esas maraton bu dakikadan sonra başlıyormuş.
"Dakika" diyorum çünkü benim gibi uzun yıllar tecrübe kazanarak üniversiteye girdiğinizde hayatınızda geride kalan yılların ne kadar değerli olacağını anlıyorsunuz.
Bir kere yaşıtlarım üniversiteden mezun olmuştu ve adaptasyon için zorlayıcı bir etken oldu. Ayrıca daha önce çalıştığım için tekrar eğitim hayatına kaldığım yerden devam etmekte de zorlandım. Eğitim masrafları da diğer yandan zorlayıcıydı.
Yeni bir okul yeni bir hayat gibidir. Uyum sağlayabilmek ise hepsinden önemlidir. Sosyal aktivitelere katılmak insanlarla çabucak tanışıp kaynaşabilmenin, yeni arkadaşlıklar kazanmanın en kolay yoludur.
Türkiye'de yaşayan her genç gibi benim de hayatla ilgili birçok endişem var. Türkiye’deki işsizlik ve eğitim sıkıntısını düşününce bunlar ayyuka çıkıyor.
Üniversite mezunu olup da geleceği için kaygılanmayan genç yoktur. İstediğim maaş ve iş konumu konusunda halen sıkıntı yaşıyorum.
Geçtiğimiz haftasonu Türkiye’de sayıları 1.5 milyonu bulan ÖSS 2008 sınavına girmiş gençler için yeterince stresli geçmiştir. Sonuçları almak bir yana seçim yapmak bir yana…
Bütün bunları bir araya getirince sanırım endişelerimin kaynağı da anlaşılmıştır. Her şey bir yana, hayatla olan bağımızı kesmeden ilerisi için seçim yapmak tüm taşıdığımız endişelere rağmen en iyi seçim olacaktır.(HB/EZÖ)