Bütün yaşananlardan sonra Denktaş'ın mı Türkiye'yi, Türkiye'nin mi Denktaş'ı sürüklediğini soruyor Tahsin...
"İngilizlerin 1931'de provokasyon yarattı"
"Bir Kıbrıs Sorunu"ndan bahsedebilir miyiz? Böyle bir "sorun" nasıl ortaya çıktı?
Bir Kıbrıs sorunu var aslında. 1821'den beri, Yunanistan'ın bağımsızlığını ilanından bu yana gelen bir sorundur bu.
Yunanistan kendi topraklarını belirlerken Kıbrıs'ı da dahil etti.Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, Türkiye'nin Osmanlı topraklarındaki haklarından feragat etmesi süreci geldi arkasından.
İngilizler o yıllarda bir denge kurmuştu, İngiliz ve Türk oyları Rum oylarından fazlaydı 1930 seçiminde seçilen bir Türk Rumlarla birlikte oy kullanınca denge bozuldu. 1931 isyanı bahanesiyle İngilizler meclisi kapattı ve bir daha açmadı. Bu isyanlar hakkındaki belgeler 100 yıl ambargoludur, onlar açılınca meselenin özü de ortaya çıkar.
Türk hükümeti, Kıbrıslı Türklerin Anadolu'ya göç etmesini istiyordu, gönderdikleri Konsolos Asaf bu işi başaramayınca, Türk milliyetçiliğini yaymaya başladı. O tarihten sonra Kıbrıslı Türklerin liderleri Ankara'dan tayin edilmeye başladı. Birincisi Necati Özkan, ikincisi Fazıl Küçük, üçüncüsü de Raif Rauf Denktaş'tır...
2. Dünya savaşından sonra Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) bastırmasıyla sömürgeciliğin lağv edilmesi söz konusu olunca, İngilizler 1947de Kıbrıs'a bir anayasa önerdiler. Buna göre, Mecliste büyük çoğunluk Rumlardan oluşacak, Kıbrıslı Türklere azınlık hakkı verilecek, savunma ve dış işleri bir süre İngilizlerin elinde olacaktı.
"Türkiye 1955'de Kıbrıs kavgasına girdi"
Aslında o dönemki sorun, İngiliz nüfuz bölgelerinin ABD denetimine geçmesiyle ilgilidir. Ortadoğu'daki bütün politik değişimlerin altında da bu nüfuz sorunu yatar.
O dönem Kıbrıslı Türklerin temsilcisi olarak atanan Rauf Denktaş azınlık hakkını savunuyordu. Rum solcular bunu kabul etmek meylindeydi ama, kilisenin önderliğindeki sağcı hareket bunu engellemek istiyordu.
Rumlar 1950 Ocak ayında bir plebisit yaptılar orada Rumlar Yunanistan'a bağlanmak istediklerini belirtti. Yunanistan 1954'de Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurarak self determinasyon hakkını tanınmasını istedi.
Türkiye daha önce "Bizim Kıbrıs davamız yok" derken birden Kıbrıs eski sahibine iade edilmeli" demeye başladı. 1955'le birlikte yer altı faaliyetleri başladı.
Yeni araştırmalarla ABD'nin teşvikiyle Yunan Özel Harp Dairesi'ne bağlı EOKA'nın 1957'de de Türk Özel Harp Dairesi'ne bağlı TMT'nin kurulduğu belgelendi.
Celal Bayar Atina ziyaretinde Yunanlılara "Bu sorun sizinle İngilizler arasında dedi ve asıl olarak İngilizlerin Kıbrısta kalmasını istiyordu.
Türkiye açısından sorunun başlangıcı olarak 1929 tarihini verirsek, esas olarak kavgaya girişi 1954-55 yıllarıdır. Londra'ya taraf olarak Türkiye gitti. Enteresandır, Türkiye Kıbrıs için kavgaya girdi, ardından 6-7 Eylül olayları gündeme geldi...
Şunu söylemek lazım; ilk kez biz Rumlara saldırdık. 7 Haziran 1958'de Türkiye Haberler Bürosu'na bomba koyduk ve ondan sonra Rumlar katliam yapıyor dedik. 1.5 ay süren olaylarda 110 sivil öldü. Olayların ardından İngiltere ile ABD uzlaşmaya varınca Eisonhover, Yunanistan ve Türkiye'ye Kıbrıs'ın bağımsız devlet olacağını söyledi.
Türkiye Taksim'den yana değildi
Türkiye Taksim'den yana değildi, Kıbrıs Cumhuriyetinin devamından yanaydı ama Denktaş buna direndi, İsmet İnönü'yü de dinlemedi. Şunu not etmek lazım; İsmet Paşa Özel Harp Dairesi'ne meramını anlatamadı. Gerçek şu ki; Yunanistan da Kıbrıs Cumhuriyetinden yanaydı, iki tarafın özel harp daireleri bu sürecin sorumlularıdır. Kıbrıs'ta kavgayı onlar çıkardı.
Bizim devlet adamı diyebileceğimiz kimsemiz olmadı, İsmet İnönü dışında Kıbrıslı Türkleri kimse savunmadı, O zamanlar Kıbrıslı Türk yargıçlar İnönü'nün ricasıyla Rumlarla birlikte çalışırdı.
1974'de bozulan anayasal düzeni yeniden kurmak için Türkiye Kıbrıs'a müdahale etti, 30 Temmuz'da Cenevre'de bozulan anayasal nizamı kurmak için taraflar anlaştılar Ecevit ve Kissinger'in desteğiyle bugünkü sınırları çizdi 29 sene bu işi böyle götürdük ne kanun, ne nizam hiçbir şey dinlemedik. Kıbrıs Cumhuriyeti bütün adanın temsilcisi. Sonuç biz yenildik. Türkiye de yenildi.
Bundan sonra neler olabilir?
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıydık, Avrupa Birliği (AB) vatandaşı da olacağız. Kuzey için BM, Türkiye ve AB pazarlık yapıp meseleyi çözmeye çalışacak. Türkiye Kıbrıs'ı kendi malı saydı, kullanamadığımız Kıbrıs Cumhuriyeti haklarımızı da kaybettik. Türkiye Cumhuriyeti derken askerlerden bahsediyorum. Türkiye'de sivillere hak tanınmamıştır. Bugün Kıbrıs Türkü üzgün, toplum öldürüldü.
Türk hükümeti başlangıçta statükonun karşısında tavır koyuyordu...
Hükümetten hiçbir zaman umutlanmamıştık ki. Yaşayarak şunu öğrendik; siviller Türkiye de söz sahibi olamadı 1963'de İsmet İnönü adaya özel bir gazeteci bile gönderdi. Bugün 500 bin Rum ABde oy hakkına sahip oldular. Böyle bir durumda memleketin bir kısmı da işgal altında...
Ne olmalıydı sizce?
Bizim hatamız başından belliydi, İsmet İnönü yasal zemini terk etmeyin demişti. Biz sorunu Osmanlı kılıcıyla halletmeye çalıştık. Hele Irak'dan sonra başımıza ne gelecek bilmiyorum ...
ABD Türkiye'yi destekliyor, Annan Planı ABD, İngliz planıdır... Denktaş'ın önerilerine de çok yakındır. 29 yıllık yasadışı durumun yasallaştırılmasıydı Annan Planı, Zaman içerisinde özel çıkarlar bir yana bir de milliyetçilerin provokasyonlarıyla çözümsüzlük oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) bir takım laflar etti, ama ciddiye alınacak sözler değildi bunlar.
16 Nisan'da Ortaklık Belgesi imzalanıyor ama 2004 Mayıs'ına kadar da bir sürecin olduğu söyleniyor...
Aslında o süreç Kıbrıs'ın kendine ilişkin değil. Diğer üye devletler yeni devletleri oylamasıyla ilişkili bu tarih. Bu süre içerisinde çözümden yanayız diyecekler ama Rumların ne mecburiyeti var ki. Eğer biz bu süreci kabul etseydik Rumların birşeyler düşünmesi gerekecekti.
Bir bölgeyi işgal edip ondan da yetinmeyip sivil insanlar getirip nüfus yaratmak savaş suçudur, bir de üzerine Rumların tapulu mallarına sahip çıkılmış. Çok acıdır ama defaaten bu konuda yazılarla uyardım., neyle karşılaştık Osmanlının Girit olayıyla. Kimin hatırına; Denktaş mı Türkiye yi Türkiye mi Denktaş'ı sürükledi? (NK/BB)