Gazeteci Mahalli, ABD'nin Saddam Hüseyin sonrası Bağdat yönetiminin çoğunlukla Şiilerden oluşacağını gündeme getirmesiyle İran'a göz kırptığını, İran'ın da ABD ile Şahlık dönemindeki iyi ilişkilere dönmek çabasında olduğunu söylüyor.
Ortadoğu'da yakın gelecekte yeni çatışmalar, savaşlar yaşanmamasının büyük ölçüde "Kuzey cephesini" elinde bulunduran Türkiye'nin tavrına bağlı olacağını vurgulayan Mahalli, sorularımızı şöyle yanıtladı:
ABD istikrarsızlığı körüklüyor
Kuzey Irak'a asker yığma nedenini KDP ve KYB'ye gözdağı vermek şeklinde açıklayan Türkiye'ye KDP'den "çatışma çıkabilir" yanıtı geldi. Bu gerilimin nedeni ne ve sonu neye varacak?
Bence bu gerilimin arkasında da geleneksel olarak ABD'yi aramak gerekiyor. Sonuçta Kuzey Irak ile ilgili olarak Irak muhaliflerinin toplantısı, Irak'ın geleceğinin belirlenmesi ile ilgili olarak bir sürü senaryo üretip gönderen ABD yönetimi çok kurnaz bir şekilde bölgede Kuzey Irak dengelerini alt üst etmek istiyor. Bununla da yetinmeyerek, Irak muhalefetini kendi içinde garip bir çatışmaya sürüklemek istiyor. O da yetmiyor Kürtlerle Türkiye'yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Önümüzdeki aşamada bu da yetmezse bu sefer Türkiye'yi İran ile karşı karşıya getirmek isteyecektir. Çünkü İran ile de Kuzey Irak denklemlerinde ve Irak'ın genel denkleminde şu veya bu şekilde mutlaka taraf olacaklardır.
Şu anda İran'da yaklaşık olarak 50-60 bin Irak muhalefetine bağlı yani Şiilere bağlı bir milis gücü var. Bunlar tabii ki Irak'a gidecektir. Bütün bunlar göz önüne alındığında oradaki durumun ne kadar karmaşık bir hal alacağını net olarak gösteriyor. Bu da ABD'nin Irak'ta ve Irak üzerinden de bölgede istikrar istemediğinin göstergesi. Bu çerçevede ABD'nin Irak'a saldırısı demokrasi vaat etmiyor, tam tersine 1; Irak içinde bir iç savaşı körüklemeye çalışıyorlar. 2; onunla bağlantılı olarak da Türkiye'yi ve Arapları, İran'ı, Kürtleri birbirine kırdırmak istiyorlar.
ABD'nin bu kargaşayı çıkarmakla ulaşmaya çalıştığı esas hedefi ne?
ABD, yalnız Irak'a yönelik değil, dünyaya egemen olmak istiyor. Zaten bunu kendileri de açıklıyor. Hakimiyet ise iki eksene bağlıdır, biri; ekonomik çıkardır, (yani petrol) ikincisi de; şu anda ABD'yi yöneten petrol tekellerinin yanı sıra silah tekellinin çıkarları;. Bölgedeki çatışmalarla silah tekellerinin fabrikalarının tam kapasite çalışmasına yardımcı olmak.
Çatışma çıkmaması için neden yok
Böyle bir ortamda KDP sözcüsü Hoşyar Zebari'nin söylediği gibi Türkiye ile Kuzey Iraklı güçler arasında bir çatışma tehlikesi görüyor musunuz?
Ortadoğu dengeleri açısından bakıldığında her zaman bu yönde bir olasılık vardır. Kaldı ki Türkiye ile Kürtler de değil yalnızca İran ile Irak'ın sekiz sene savaştığını unutmamak lazım. Daha önce de Kürtlerle Irak'ın elli sene çatıştığını unutuyoruz, şu an daha iki-üç sene öncesine kadar Türkiye'nin PKK ile 15 sene savaştığını unutuyoruz. Dolayısıyla işin içinde ABD'nin çıkarları varken bu tür savaşların, çatışmaların çıkmaması için hiçbir neden yok.
Gerilim olmadan önce de bölgede bu tür çatışmaların çıkacağını, ABD'nin bölgede istikrar istemediğini söylüyorduk. Böyle bir ABD Irak'ta ve Ortadoğu'da istikrar istemez.
Suriye'nin ikinci hedef olması normal
Buna bağlı olarak da son günlerde "ABD'nin Irak'tan sonraki hedefi Suriye" şeklinde yorumlar-haberler yapılıyor. Bu yorumların gerçeklik payı ne kadar ve özellikle neden Irak'tan sonra Suriye?
Şu an 22 Arap ülkesi içinde ABD'ye hayır diyebilen, hava sahasını, topraklarını açmayan, onun BM'deki bütün planlarına karşı çıkan, Arap ülkelerini ABD'ye karşı uyaran tek ülke Suriye'dir. Dolayısıyla Suriye'nin ABD'nin hedefi olması doğaldır. Bir zamanların en anti Amerikancı ülkesi İran bile şu anda ABD ile flört halinde. Keşke yalnız Suriye olsa hedef olan. Suriye Irak'la birlikte hedef olacak tek ülke değildir, Irak sonrasında -umarım yanılıyorumdur- ABD'nin bütün emirlerine "hayır" diyecek olan herkes hedef olacaktır Türkiye de dahil olmak üzere.
İran ile ABD yeniden balayına
İran'ın şu anda verebileceği tepki ne olabilir acaba. Son günlerde Irak sınırlarına doğru asker konuşlandırdığı haberleri çıktı. Bundan sonra alacağı tavır ne yönde şekillenebilir?
ABD, çok yönlü oyun oynadığı için -zaten 17 Aralık'ta yapılan Londra toplantısında da ilk defa Irak'ın Şii ağırlıklı bir yönetim olmasından söz edildi- dolayısıyla bu İran'a bir göz kırpmadır. İran da böyle bir fırsatı kaçırmak istemiyor. Irak'ta bir Şii yönetiminin başa gelmesi İran'ın işine gelir. Bunlar üzerinden Irak'ın geleceğinde bir pay edinme şansını arıyor olmaları doğal. İran da bütün bunları göz önüne alarak ve ikinci hedefin kendisi olmasını da önlemek için ABD ile Şah döneminin 50 yıllık balayını özleyenlerin olduğunu da biliyoruz.
Arap devlet yönetimlerinin İstanbul'da yapılan Dış İşleri bakanları toplantısından sonra ABD saldırısının önlenmesine yönelik olarak pek sesleri çıkmadı. İstanbul'dan sonra yapılması öngörülen ikinci Ortadoğu ülkeleri zirvesi de o toplantıdan sonra yapılmadı. Arap ülkelerinin suskunluğunun ardında ne yatıyor?
Arap ülkeleri değil de Arap yönetimleri demek daha doğru olur. Çünkü Arap halkaları yüzde yüz bir şekilde anti Amerikancıdır. ABD, Türkiye'nin dostluklarına dayalı gücünden rahatsız oldu, Türkiye'nin barış için Ortadoğu açılımını baltalamak için her türlü yola başvurdular. Dolayısıyla kendi yandaşı Arap yönetimlerini -özellikle Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan- baskı altında tutarak bunlara "aman Türkiye'ye yanaşmayın" şeklinde telkinlerde bulundu. Arap ülkeleri de buna uydular. Ama bu yönetimlerin tümü de halkalarının ayaklanmasından korkuyor, ki hiç şüphe yok ki Ortadoğu halkları da ayaklanacaktır.
Herşey Türkiye'ye bağlı
Bu gelişmeler ışığında kısa vadeli olarak Ortadoğu için nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz, bu konudaki fikriniz ne yönde?
Her şeyi Türkiye belirleyecektir. Kuzey cephesi olmazsa, savaş riski giderek azalır. ABD, savaşı göze alamazlar. Kuzey cephesinin olmaması ABD'nin başarı şansını da düşürecektir. Dolayısıyla Türkiye'nin "Evet" veya "Hayır"ı çok şeyi belirleyecektir. Bölgenin tarihi açısından da Türkiye'nin sorumluluğu çok çok büyüktür. Türkiye taraf olur ve ABD'ye destek verirse bölgeyi, Türkiye'yi inanılması güç tehlikeler bekliyor, umarım yanılıyorumdur...Ama herkes görecektir ki bölge en az 15-20 yıl çok kan ve gözyaşı olacaktır.(HA/BB/NK)