"Devrimciler, işçiler, köylüler, öğretmen ve küçük memurlar, subay, öğrenci ve teknik elemanlar, esnaflar, yetimler, dullar, emekliler, kısacası ezilen ve sömürülen yoksul halkımız, sizlere sesleniyoruz.
Amerika ve onun emrindeki hainler yüzünden öz vatanımızda üvey evlat durumuna düştük, hiçbirimiz yarınımızdan umutlu değiliz. Kanımızı emen bir avuç hain ve onların arkasındaki Amerika'ya isyan etmek en kutsal görevimizdir.
Amacımız Amerika'yı ve bütün yabancı düşmanları temizlemek, hainleri yok etmek ve düşmandan temizlenmiş Tam Bağımsız Türkiye'yi kurmaktır."
5 Mart 1971'de THKO tarafından yayınlanan bu bildiriyi hazırlayanlar arasında Alpaslan Özdoğan da vardı.
Alpaslan Özdoğan devrimci dayanışma ve yoldaşlığın simge isimlerinden biriydi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde görkemli DEVRİM yazısı onun da içinde bulunduğu bir grup öğrenci tarafından yazılmıştı.
Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir İstanbul Maltepe'de çevrildikleri evde en çok onların ölüm haberini duyunca öfkelenmişlerdi.
Mahir Çayan, Alpaslan, Sinan ve Kadir'in öldüğünü duyunca balkona fırlamış ve "Yoksul Halkımız için dövüşüyoruz, sizin için sizler ve çocuklarınız için, Bağımsız Türkiye için," diye haykırmıştı.
31 Mayıs 1971 gecesi Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir bağımsızlık türküleri söylediler.
1 Haziran'da ise Mahir Çayan ağır yaralandı ve Hüseyin Cevahir katledildi.
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'in en büyük acılarından birini 31 Mayıs 1971'de hissetmişlerdi.
İbrahim Kaypakkaya, Alpaslan Özdoğan ve arkadaşlarını ihbar eden ve peşlerinden gidip ateş eden köy muhtarını cezalandırmıştı.
Sinan Cemgil, Nurhak Dağlarında, kendilerini çeviren askerlere, " Biz sizlerin, halkımızın, bağımsız onurlu ve bolluk içinde yaşayabilmesi için halk düşmanlarıyla, sizi sömüren ve asırlardan beri zulüm altında ezenlerle kavgaya tutuşmuş Halk Kurtuluş Ordusu'nun neferleriyiz" diye seslenmişti.
Çatışma sırasında önce Alpaslan sonra da Kadir ve Sinan Nurhak Dağlarında sonsuzluğa uğurlandılar.
Alpaslan Özdoğan 2 Haziran 1971'de burada toprağa verildi.
Ne yazık ki 68 hareketinin devrimci yiğitleri birer birer yitirildi.
Hüseyin Cevahir, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya ve diğerleri, ölüme gülümseyerek gittiler.
Tarih onları hep haklı çıkarttı.
Bugün Alpaslan Özdoğan'ı bir kere daha tüm devrim şehitlerini ve yitirdiğimiz tüm güzel insanlarımızı sevgi ile anıyoruz.
Bu anma töreninde bir araya gelen parti, örgüt ve kişiler olarak mücadelenin her aşamasında devrimci dayanışmayı arttırmak zorundayız.
Yürüdüğümüz yollar farklı olabilir ama hedefimiz aynıdır.
Eşitlik, Özgürlük, Devrim ve Sosyalizm.
Bu yıl da yitirdiklerimizi unutmadık, unutmayacağız. (CC/NM)
* Bu metin Alpaslan Özdoğan'ın ölümünün 37. yılında mezarı başında anılırken yakınları adına yeğeni Caner Canlı'nın yaptığı konuşmadır.