Metin 28 yaşında katledildi, öldürülmesinin üzerinden de yaşı kadar yıl geçti.
O günden bugüne her yıl yattığı yerde buluşup, memleketin nereden nereye geldiğinin kritiğini yapıyoruz. Ne yazık ki her yıl öncekini aratır durumda karşımızda duruyor.
Ülkede TGC' nin verilerine göre 1909 Hasan Fehmi Bey'den günümüze kadar 67 gazeteci cinayeti işlenmiştir. Çağdaş Gazeteciler Derneği ise sayının 78 gazeteci olduğunu belirtmektedir.
Metin beğenmesek de katilleri yargılanan ilk gazeteci oldu. Bu hiç kolay olmadı, hem bizim için, hem de sahiplenen kamuoyu için. Bildiğimiz üzere İstanbul'a "kelle koparmaya" gelmiş olan Orhan Taşanlar, 5 Ocak'ta cezaevinde öldürülen tutukluların cenazelerini izlemek isteyenler için gözaltına alınmaları, Metin'in öldürülmesinin, yüzlerce insanın işkence edilerek spor salonuna toplatılma emrini vermiş oldu.
Gazeteci Metin Göktepe, katledilişinin 28’inci yılında anılacak
Metin'in gözaltına alındığını inkarla başlayan süreç, alınmıştı ama bırakılmıştı yalanına evrilmiş, tanıkların ve başta annem olmak üzere ailemizin, gazeteci arkadaşlarının, gazetesi Evrensel'in, bütün muhaliflerin göz göre göre gelen bu katliama çok ciddi karşı çıkışıyla bir süreç başladı.
Metin'den önce özellikle Kürt illerinde öldürülen gazetecilerin batıda çok bilinir olmaması yanında, artık İstanbul gibi bir büyük şehirde de binlerce kişinin gözleri önünde işlenmiş bir cinayetin görünür olmasına yol açmıştı. İlk günlerde ana akım medya da görmemiş, "gazetecinin şüpheli ölümü" şeklinde haber olabilmişti.
Ancak başlangıçta genç gazetecilerin, devamında ÇGD'nin, Nail Güreli ve Turgay Olcayto 'nun, sendikaların, hukukçuların, STK'lerın, geniş bir halk kesiminin oluşturduğu kamuoyu baskısı sonucunda delilleri karartan, inkar eden iktidar da dönemin Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı annemden özür dilemek zorunda kalmıştır. Annem tarafından "Ben özür değil, oğlumun katillerinin yargılanmasını istiyorum" diyerek reddedilmiştir. Israrlı bir takip sonucu açılmış olan dava, gözden uzak olsun diye önce Aydın'a, ikinci duruşma için de Afyon'a kaçırıldı.
Daha ilk duruşmada binlerce insan, ülkenin her yerinden otobüslerle Aydın'da mahkemeye akın etti. İktidara amaca ulaşılamadığı görüldüğünde dava bu defa da Afyon'a sürüldü. Yaklaşık üç yıl, her ay yapılan duruşmanın sahiplenilmesi hiç ivme kaybetmeden sürdü. Tüm sorumlular yargılanmasa da katiller 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Adalet arayan insanlar her duruşmada, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve daha birçok ilden insanlar Afyon'a taşındılar. Mahkemeyi 6,5 yıl hapis cezası vermeye zorlayan, adalet arayan insanların çabasıydı.
Ancak maalesef kamuoyunca Rahşan Ecevit Affı olarak bilinen af sayesinde 18 ay yatarak salıverildiler.
O günden bugüne baktığımda ne yazık ki gezi duruşmaları, 10 Ekim katliamı davası, Suruç davası, Dink cinayeti davası ve daha niceleri gibi pek çok katliam duruşması da yalnızlaştırıldı.
Bugün Metin gideli 28 yıl oldu, bizim Metin'e verebileceğimiz iyi bir haber yok ne yazık ki. Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri'nin genç gazeteciliğe örnek olması, gazeteciliği teşvik etmesi dışında.
Memlekette yine adalet askıda, yine sokakta işlenen kadın cinayetleri, yine düşüncenin suç sayılması, yine gazeteciliğin suç sayılması artarak devam ediyor.
Ama elimizden alamadıkları umudumuz baki...