"Eğitim, siyasetin gölgesinde kaldığında, geleceği inşa eden zihinler özgürlüğünü yitirir."
Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Alparslan Doğan, geçen hafta Silivri TOKİ Cumhuriyet Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti.
Doğan’ın ziyareti sırasında öğrenci ders saati olması rağmen okul bahçesine çıkarıldı, üstelik öğrenciler ülkücü başkanı bozkurt işaretiyle karşıladı.
Ziyarette öğrencilere Ülkü Ocakları'nın dergisi dağıtıldı. Doğan ve Silivri Ülkü Ocakları Başkanı Ferhat Yılmaz daha sonra ders sırasında sınıfları gezdi ve öğrencilerle sohbet etti.
Doğan, öğrencilere Ülkü Ocakları’na ait Kutadgu Bilig Dergisi dağıttı.
Eğitim kurumları, bireylerin toplumsal hayata hazırlanmasında ve eleştirel düşünce becerilerinin geliştirilmesinde temel bir role sahiptir. Okulların tarafsız ve objektif bir eğitim ortamı sunması, demokratik bir toplumun sürdürülebilirliği açısından kritiktir. Ancak, okullarda siyasi propaganda yapılması, bu tarafsızlığı zedeleyebilir ve çeşitli sosyolojik olumsuzluklara yol açabilir.
Okulların temel görevi, öğrencilere nesnel ve bilimsel bilginin aktarılmasıdır. Siyasi propaganda, eğitim müfredatının ideolojik amaçlar doğrultusunda manipüle edilmesine neden olabilir. Bu durum, öğrencilerin tarafsız bilgiye erişimini engelleyerek eğitimsel bütünlüğü bozar (Apple, 2004).
Siyasi görüşlerin okullarda propagandaya dönüşmesi, öğrenciler arasında kutuplaşmaya yol açabilir. Farklı siyasi görüşlere sahip ailelerin çocukları arasında anlaşmazlıklar ve hatta çatışmalar ortaya çıkabilir. Bu sosyal bölünmeler, okul iklimini olumsuz etkileyerek öğrenme ortamını zedeler (Giroux, 2001).
Siyasi propaganda, genellikle tek bir ideolojinin benimsenmesini teşvik eder ve alternatif görüşlere yer vermez. Bu durum, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini engelleyebilir ve onları dogmatik düşünce yapısına hapsedebilir (Freire, 1970).
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre, çocukların eğitim alma ve kendi görüşlerini oluşturma hakları vardır (UNICEF, 1989). Siyasi propaganda, bu hakların ihlaline yol açarak çocukların kendi düşüncelerini özgürce geliştirmelerini engeller.
Okullarda siyasi propaganda yapılması, toplumun eğitim kurumlarına olan güvenini sarsabilir. Ebeveynler ve toplum üyeleri, okulların ideolojik amaçlar için kullanıldığına inandıklarında kuruma olan destekleri azalabilir (Bourdieu & Passeron, 1990).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Milli Eğitim Temel Kanunu, eğitim kurumlarının siyasetten uzak durmasını öngörmektedir. Siyasi propaganda, bu yasal düzenlemelerin ihlaline neden olabilir ve hukuki sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, eğitimcilerin etik sorumluluklarına aykırıdır (Milli Eğitim Temel Kanunu, 1973).
Okullarda siyasi propaganda yapılması, eğitimsel bütünlüğün zedelenmesinden öğrenciler arasında kutuplaşmaya kadar birçok olumsuzluğa yol açabilir. Eğitim kurumlarının tarafsızlığını koruması, demokratik bir toplumun ve sağlıklı bireylerin yetişmesi için elzemdir. Bu nedenle, okullarda siyasi propagandayı engelleyecek politikaların ve denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
1-Apple, M. W. (2004). İdeoloji ve Müfredat. Routledge.
2-Bourdieu, P., & Passeron, J.-C. (1990). Eğitimde, Toplumda ve Kültürde Üreme. Sage Publications.
3-Freire, P. (1970). Ezilenlerin Pedagojisi. Continuum.
4-Giroux, H. A. (2001). Eğitimde Teori ve Direniş: Muhalefet İçin Bir Pedagojiye Doğru. Bergin & Garvey.
5-Milli Eğitim Temel Kanunu. (1973). Kanun No: 1739.
6-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. (1982).
7-UNICEF. (1989). Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi.
(AÖ/RT)