*Fotoğraf: AA
Pandemi nedeniyle okulları kapatma kararının ilk olarak alındığı 2020 Mart ayından beri yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen yine 'kapattım, açtım' sınırlılığını aşmayan bir 'açılma' dönemi daha başlıyor.
Hala sorunu tüm boyutlarıyla masaya yatırıp çözüm odaklı adım adım uygulamaya sokulan herhangi bir eğitim politikasının geliştirilmemiş olduğunu görüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 15 Şubat sonrası için açıklamış olduğu okulları kademeli açma programında, daha öncekilerden farklı olarak yerel durumların gözetilmesi ve Covid-19 vaka sayısında belirli bir yüzde oranının kriter olarak alınması söz konusu.
Çözüm önerileri
Kapsamlı bir pandemi mücadele programında belirli bir eşik konularak açma kapama kararlarının alınması gerekliliği işin başından beri sağlık bilimcilerinin ısrarla belirttikleri bir durum. Sağlık bilimcilerin konuyu bilimsel ele almasının doğal sonucu olarak rastgele değil hastalık seyrindeki belirli aşamalara bağlı kararlar alınmasıydı ısrarla önerdikleri. Bu öneriler elbette şeffaf bilgi paylaşımını zaten şart gören bir bakış olmakla beraber kamusal bir mücadeleyi de olmazsa olmaz gören; yine bilimsel bir bakışa dayanıyordu.
Mesai saatlerinin ayarlanması, fabrika gibi kalabalık iş yerlerinde yapılacak düzenlemeler, toplu ulaşım önlemleri gibi ve de her şeyden önemlisi insanları yoksulluğa ve açlığa mahkum etmeyecek ekonomik güvencenin sağlanması gibi hayatın tüm alanlarının kamusallığı ve devletin bunun sorumluluğu ile varlık teşkil ettiğine dayanan bir programa dahil olabilecek çözüm önerileriydi.
Adaletsizlik iyice arttı
Eğitim-öğretim hayatının, okul hayatının özneleri; fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişim bütünlüğüyle öğrencilerdir. Eğitim öğretime dair hiçbir konuda olmadığı gibi pandemi döneminin eğitim politikası da öğrencilerin sosyo-ekonomik durumlarını görmezden gelerek geliştirilemez.
Zaten olan adaletsizlik ve yoksulluk bu dönemde öğrenciler içinde kat kat artarken, bu eşitsizliği yok sayan kararların geçici çözümler dahi yaratamazken sorunları derinleştirdiğini görüyoruz. Bu eşitsizliğin önemli bir yönü bu dönemde vergilerle de büyük çoğunluk için erişilmez hale getirilen bilgisayar ve internet aracılığıyla verilen bilgiye- öğretime ulaşılmaz olması. Ama bu sadece bir yönü. Hijyene indirgenmeyen hakiki önlemler alınıp ortamlar oluşturularak öğrencilerin bedensel olarak birarada, sosyal ilişkilerle eğitim ortamlarının olmaması öğrencilerimizin büyük çoğunluğunun sosyal, fiziksel ve duygusal gelişimlerini daha fazla olumsuz etkiliyor.
Hiç hazırlık yok
Geleceklerini sınav ve rekabete, ezber sistemine mahkum eden, eleştirel bakışa sahip gençler değil de kölelerin yaratılmak istendiği sistem ise her zamankinden fazla bir telaşla dayatılmaya çalışılıyor. Geçirdiğimiz tatil sürecinde yüz yüze ile beraber online eğitimin de süreceği açıkça ortada iken, uzaktan eğitimin içeriği ile ilgili de bir değişimin, hazırlığın yapılmamış oduğunu görüyoruz.
Bir yandan bilimsel araştırmaların 12 yaş altı çocuklarda bulaşın az olduğu gibi verilere dayanarak o yaş grubunun devinimsel hareketlerindeki kayıpları azaltmak için yüz yüze eğitim başlatılıyor. Ancak benzer gelişim süreçleri için diğer yaş gruplarında uzaktan eğitim içeriğinde zaten problemli olan müfredatları değiştirmek ise akıllara dahi gelmiyor. Rehberlik ve psikoljik danışmanlık öğretmenlerinin, drama eğitmenlerinin, birçok alanda üniversite akademisyenlerinin geliştirdiği oyunla öğrenme gibi çeşitli alternatif yöntemler mevcut iken, kayıpları en aza indirmek amaçlı programlar geliştirmek üzere kolektif çalışmalar tercih edilmiyor.
Göçmen öğrenciler
Pandemi döneminin sosyo-ekonomik olarak çok daha görünür hale getirdiği eşitsizlikten en fazla etkilenenler ise göçmen, sığınmacı çocuklar. Küreselleşmenin bir gelişmesi olarak yaşanan göç kriziyle yurtlarından olanlara insanlıktan da çıkarılmış gibi bir muamelenin reva görüldüğü bu çağda pandeminin en büyük mağduriyeti göçmen çocuklar yaşıyor. Bu yer yüzü felaketinin bize söylediği en çarpıcı hakikat ise ancak göçmenlerle birlikte düşünülmüş bir çözüm hepimizi kurtaracak bir çözüm olabilir.
(NÖ)