Türkiye, 20 Temmuz 2016’da girdiği OHAL döneminden henüz çıkabilmiş değil. 20 Ocak 2018 tarihine kadar uzatılan OHAL kapsamında ortaya çıkan ekonomik ve politik sonuçlar devasa sorunlara yol açmış durumda. Bir yanda milyonları etkileyen yüz bini aşkın kamu ihraçları öte yandan STK’leri, işletmeleri, yerel yönetimleri etkileyen kurum kapatma ve kayyum atama vakaları “olağan üstü işleyişi” sıradanlaştırıyor.
Meclisin görev alanında bulunan birçok başlıkta KHK’ler çıkarıldı, çıkarılıyor, KHK’ler yasal süresi içerisinde ne meclis gündemine alınıyor ne de Anayasa Mahkemesi denetimine açık. Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyeleri gibi istifa yoluyla veya Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyeleri gibi kayyum atanma yoluyla, milyonlarca seçmenin katılımıyla yapılmış seçimler fiilen iptal ediliyor.
OHAL döneminde işsizlik, enflasyon ve faiz oranlarının tek haneliden çift haneliye yükselmesi, grevlerin yasaklanması, ücretlerin reel olarak azaltılması, borçlanmanın artması, cari açık ve bütçe açığının artması gibi “tüm yurttaşları etkileyen” ekonomik geriye gidişler yaşanmaya başlandı. OHAL’in ne zaman sonlandırılacağının bilinmemesi nedeniyle ülke siyasal ve ekonomik bir istikrarsızlığa savruldu. Türkiye’nin “net dış borcu” 2001 krizi öncesi seviyesini (yüzde 31,5) yeniden geçti (yüzde 33,9) ve “brüt borç stoku” yeniden GSYH’nin yarısını (yüzde 51’8) geçti.
OHAL’in ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlar uzun bir dönem etkilerini gösterecektir. Örneğin kapana medya kuruluşlarının ve derneklerin yeniden oluşumu ve kurumsallaşması için yıllara ihtiyaç olacaktır. Üniversitelerde ortaya çıkarılan çoraklaşmanın sonuçları hiçbir zaman giderilemeyecektir. Bu kapsamda öncelikle bir “Zarar Tespit Komisyonu’nun” oluşturulması elzemdir. Milyonlarca yurttaşın yaşamının hoyratça zarar gördüğü binlerce hak ihlalinin açıkça yapıldığı bilinmektedir. Bu konuda insan hakları örgütlerinin raporları günden güne artıyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) başlattığı “OHAL’in Zararları Araştırması” bu yönüyle mağdurların OHAL’e dair görüşlerini derleyecek bir çalışma. Araştırma için oluşturulan Anketin tanıtım yazısında “periyodikleşen darbelere karşı çıkışın demokratik bir yaşam ve ülke için zorunlu olduğu, gelinen aşamada ise OHAL’in kalıcı bir KHK-Darbe düzenine evrilmeye başladığı ifade edildi.
Bu araştırma kapsamında OHAL sürecinde yaşanan maddi ve manevi zararlara dair veriler derlenecek, OHAL’in değerlendirmesi yapılacak. Araştırma “Darbe ve OHAL’lerin yaşanmadığı demokratik, laik, insan ve yurttaş haklarına dayalı, barış içinde bir hukuk devleti özlemiyle” cümlesiyle başlıyor. Üç dakikalık ankete katılım ile herkes araştırmaya görüşünü iletebilir. Katılımcıların sosyal durumlarını, OHAL’den etkilenme durumlarını ve OHAL’e ilişkin görüşlerini aktarabileceği araştırma sonuçlarının Aralık ayı içerisinde kamuoyunun bilgisine sunulması bekleniyor.
* Araştırmaya bu linklerden katılabilirsiniz: KESK, DİSK, TMMOB, TTB