Okullar 12 Eylül’de açılıyor.
İlkokul birinci sınıfa başlayanlar ise geçtiğimiz 5 Eylül’de okula başladı. Eğitim ilk basamağına adım atacak birinci sınıf öğrencisi çocuklar heyecanla okula gelirken ailelerin kapı önlerindeki tedirgin bekleyişi sürüyor.
Gelir seviyesi yoksulluk sınırının altındaki aileler yaşam masraflarının yanında eğitim masraflarını karşılayamıyor.
Fakat anne ve babanın çalıştığı az çok yoksulluk sınırının üstündeki aileler de eğitim masraflarından korkuyor. Her şeyi olabileceği ölçüde en ucuzundan ve en uygunundan almaya çalışıp ekstra masrafları ve çocukların isteklerini erteliyorlar.
Ebeveynler çocuklarını kapıda bekliyor
Biz, İstanbul'un görece orta gelirli ailelerin yaşadığı Beşiktaş'taki bir ilk öğretim okuluna gittik. Şunu da eklemek gerekiyor, gittiğimiz okul diğer devlet okullarına göre görece eğitimli anne babaların çocuklarının gittiği bir okul.
Etrafında birçok özel okul var. Ama anne babalar çocuklarını buraya gönderiyor. Hiç merak edip özel okul fiyatlarına bakıp bakmadıklarını sorduğumda “Geçen yıl öyle bir hata yaptık” diyor içlerinden birisi. Ama bir daha hiç cüret etmediklerini de ekliyor.
En azından ailede iki ebeveyn de çalışıyor. Tek tük çalışmayan anneler ve ikinci çocuğunu büyütenler dışında çoğu anne iş hayatında aktif. Anasınıfına kadar ananelerin ve babaannelerin büyüttüğü çocuklarını kapı önlerinde bekliyorlar. İşten bunun için izin almışlar. Onlar işe dönünce çocuklar yine ananelere ve babaannelere teslim edilecek.
Servis zorunlu masrafa dönüşüyor
Aileler henüz oryantasyon haftasında net servis ücreti fiyatına erişemese de yaklaşık olarak 1200 lirayı bulacağını ifade ediyor. Servis şoförlerinden aldıkları taban fiyata hostes hizmet bedelinin ve birtakım ek masrafların (bu masraflar yüzde 35 yükseltiyor ücreti) dâhil olmadığını belirtiyorlar.
Dışarıdan soran biri için 800 lira civarı görünen bu masraf eklenen fiyat ve hizmet bedeliyle 1.600 liraya kadar çıkabiliyor. Çalışan anne ve babalar için servis bir tür zorunlu bir masrafa dönüşüyor böylece.
En pahalı okul ihtiyacı: Forma
Okul formaları ise ayrı bir masraf kalemi veliler için. Aileler yedekli yani iki çift takım aldıklarında 1600 lira vermek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Ailede çalışan iki ebeveyn olmasına ve görece maddi gelirin yüksek olmasına karşın çoğu aile tek forma almış görünüyor.
Bir veli neden “Bu masrafları Milli eğitim bakanlığı karşılamıyor” diyor, bu duruma el atmaları gerektiğinin altını çiziyor. Her geçen yıl nerdeyse iki kat artan üniforma ücretleri velilerin ilk şikâyet ettikleri konu.
Oryantasyon haftasında oldukları için öğretmenler çocuklara alınacaklar listesini vermemiş. Fakat veliler masrafların 2 bin liraya kadar çıkabileceğini öngörüyor.
O kadar da olmaz deyip kendini daha düşük ücretlere ikna eden veliler de mevcut. Devlet kitapları ücretsiz veriyor ama mutlaka çoğu ders için ek kaynaklar aldırılıyor. Kitap fiyatlarında yaşanan artış ise son günlerin ayrı bir tartışma konusu.
O sırada sağlık çalışanı bir anneyse çocuğunun çantasına eklediği basit şeyleri göstermeye başlıyor. En uygunundan bir resim defterinin 70 TL olduğunu, dörtlü oyun hamuruna ise 30 TL verdiğini belirtiyor.
Çocuğunun yoğun ısrarına rağmen çanta almadığını, istediği çantanın 400 TL üzerinde olacağını düşünüyor. Piyasada biraz daha ucuz ürünler satan bir markanın çantalarının da en az 325 TL olduğunu da ekliyor. İnternetten kırtasiye alışverişi yapmayacağını belki daha ucuzuna erişebilirim diye Cağaloğlu’ndaki toptan kırtasiye malzemesi satan yerlere bakacağını da ifade ediyor.
Çocuğunu bekleyen bir anne ise “Babası bir şekilde karşılayabiliyor ama ya karşılayamasa ne yapacağız, hiçbir şey”. İki çocuğu olan geçen yıl çocuğunu anaokuluna veren genç bir anneyse “Geçen yıl ben servise verdiğimde başta ücretler 400 Liraydı. Yıl sonuna geldiğimizde servis ücreti 960 Lira olmuştu” diye ekliyor.
Veliler okul önünde beklerken "daha hiçbir şey belli değil" diyorlar. Çocuklar için olan oryantasyon süreci, aslında veliler için de bir oryantasyon aynı zamanda.
Kendilerini yükselen fiyatlara, çocukları isteklerinden vazgeçirmeye hazırladıkları bir hazırlık süreci. Hepimizin hayatı gibi....Her an her şeyin değiştiği koşullarda yaşamanın getirdiği bir yaşam pratiği aynı zamanda.
(ED/EMK)