8 ve 22 Mart tarihlerinde tabip odaları/Türk Tabipleri Birliği (TTB) seçim süreciyle ilgili genel değerlendirmelerde bulunmuştum. (1 ve 2)
Artık bu hafta sonu, 7-8 Nisan’da Afyon, Aksaray, Ankara, Aydın, Osmaniye tabip odaları ile genel kurullar ve sandık başına gitme başlıyor.
Her ilin seçiminin özellikleri olmakla birlikte bu haftasonu yapılacak oda seçimleri arasında Ankara başka bir anlam taşıyor. Ankara seçimlerinde grupların diziliminde izlenen hat, sıklıkla TTB merkez seçimleri için de yol gösterici olur, geçmiş seçim tecrübeleri böyle.
2018-2020 dönemi için Ankara’da (şu birkaç günde bir değişiklik olmazsa) üç liste yarışacak: Çağdaş Hekimler (ÇH), Türk Hekimleri Birliği (THB) ve Hekimiz.Biz (HB) grubu.
Oysa 2016’da yapılan son Ankara Tabip Odası seçimlerinde ve TTB merkez seçimlerinde son iki grup bir arada seçime girmişti. Bu durumda bugün hangi gerekçeyle “ayrı” düştüklerine çok kısaca bakmakta yarar var.
Türk Hekimleri Birliği Ankara grubunun aday listesinde ana amaçlarını “Türk Hekimi’nin meslek odası gerçek sahiplerine kavuşuyor” sloganıyla ifade edip tabip odasını “ideolojik zincirlerinden kurtaracaklarını” söylediklerini görüyoruz. Bu grubun Türkiye’deki siyasi iktidara/ittifaka “zincirlerle” bağlı bir liste olduğunu hatırlatmaya gerek bile yok. Tahmin edileceği gibi hekim özlük haklarına ilişkin söylemlerinin hemen hiçbir inandırıcılığı bulunmuyor. Çünkü -en azından, kesintisiz olarak- 1999’dan bu yana Sağlık Bakanlığı’nda Bakan düzeyinde yer alıyorlar ve Hükümetteler: Hekimlerin ve sağlıkçıların durumu ortada. Hekimlik değerleri ve savunusu hakkında ise söylemleri bile yok!
Atatürk ilkeleri, vatan bütünlüğü ve hekim haklarının savunulması ilkelerinde birleşen, siyaset değil bütün hekimlerin haklarını savunmayı hedefleyen Hekimiz.Biz grubu “Türklüğe sahip çık, terörü lanetle, ayrımları vurgulama” hattını seçim sürecinde öne çıkartıyor.
Adı Türk Tabipleri Birliği olan bir kurumdan Türklüğe sahip çıkmasını beklemek ironi gibi olabilir. Ne var ki kısa süre önce meslek örgütlerinin adındaki “Türk, Türkiye” sözcüklerinin kaldırılacağının söylendiği hatırlanınca bir anlamı varmış gibi gözüküyor ama sadece “mış” ve sadece görüntü! Amaç, hekimler isme daralmış bir tartışma yürütüp kendi aralarında “bölünürken” meslek örgütünün işlevinin bütünüyle yok edilmesine güçlü bir karşı çıkış olmaması.
Her iki grup da (THB ve HB), ister inanın ister inanmayın, siyasetle uzaktan yakından işlerinin olmadığını/olmayacağını ısrarla vurguluyorlar. Bu durumda ister istemez lafta da olsa, hekimlik değerleri savunusu bu grupların öncelikleri diye düşünülebilir ama ne gezer. Yukarıda da söyledik, hekim örgütü olarak öncelikleri Türklüğe sahip çıkmak ama ayrımları (?) vurgulamadan!
Oysa bugün oda seçimlerinin ana önceliği çok net: Yaşanacak seçim/ler tabip odalarında bir yönetim değişikliğinin çok ötesinde güncel gelişme ve baskılar altında hekimlik değerlerine ait bir seçim özelliği taşıyor. Seçimlerde hekimlerin inanç ya da kamusal kimlikler/ulusal değerler üzerinden ayrıştırılması/ayrışmaya zorlanması, bir diğerinin ötekileştirilmesi, dışlanması, suçlulaştırılması kabul edilemez, yapılmamalıdır, bu yöndeki tutumlar hekimlerin birliğini parçalar.
Yazının başında THB ve HB’nin neden ayrı düştüklerine bakmaya çalışalım, demiştik. Önceliklerine bakınca bir fark olmadığı ortada. Hekimiz.Biz grubu Atatürk, vatan söylemiyle Çağdaş Hekim grubundan oy alarak Türk Hekimleri Birliği’nin seçimi kazanması için bir rol üstlenmiş oluyor. Bu durumda ayrı düştükleri değil ama THB ile HB’nin ayrı “görevlendirildikleri”, amaca varmanın böyle daha mümkün olduğu hesaplanarak yapılan bir “ittifak” olduğu anlaşılıyor.
Türkiye’de tek odaktan müdahale edilmeyen bir “şey” ve de seçim süreci olduğunu, özellikle de OHAL koşullarında düşünmek fazla iyimser olur. Ama yine de (16 Nisan referandumunda yaşandığı gibi oylama sürerken bir değişiklik olmazsa!) attığınız oyun sandıktan çıkmasının -henüz- mümkün olduğu bir seçimi, heyecanını yaşamak, tadını çıkarmakta fayda var diyerek hekimleri oda seçimlerine katılmaya, hekimlik değerlerini ve bağımsız meslek örgütü kimliğini savunmaya oy vermeye çağıralım. (EB/HK)