Benim gibi İkinci Dünya savaşı’nda çarpışan ve o zamandan beride savaşları protesto eden biri için, hayret etmek kaçınılmazdı:
"Acaba, bizim politik liderlerimiz delirdiler mi? Bizim yeni tarihimizden, hiçbir şey öğrenemediler mi? Savaşta “kazananın” olmadığını, daha öncekinin iyi (faşizmin yenildiği ikinci dünya savaşı kastediliyor -ç.n ) olmasına rağmen, bu savaşta da çoğunluğu sivil ve çocuk, binlerce insanın öldüğünü bilmiyorlar mı?"
Kore savaşını “kazandık mı?" Sonuç ortada. Savaş, Güney Kore’de bir diktatörlük, diğerinde ise başka bir şey bırakarak bitti.
İki milyondan fazla – çoğunluğu sivil – insan öldü. Amerika Birleşik Devletleri, çocukların üzerine Napalm bombaları yağdırdı. 50 bin ABD'li asker hayatını kaybetti.
Vietnam’da “kazandık mı?" Çoğunluğu sivil, iki milyon Vietnamlıyı öldürdükten sonra ve yeniden arkamızda yanmış, sakat, yalnız çocuklar ve de 58 bin ölmüş ABD'li askeri bırakarak, geri çekilmeye zorlanmadık mı?
Birinci Körfez savaşını “kazandık mı?" Kesinlikle hayır. Evet, Saddam Hüseyin’i Kuveyt’ten dışarı attık, “zaferi” az ölüm ile elde ettik ama 100 bin Iraklının ölümüne sebep olduk.
Bu savaşın sonuçları, ABD için bir felaket oldu: Saddam iktidarda kaldı. Ve bu diğer savaşın nedeni olarak gösterildi. Ayrıca, ABD, Irak’ta ekonomik kısıtlamaların daha fazla artırılmasını onayladı. Birleşmiş Milletler yetkililerine göre de, binlerce insan, bu yüzden hayatını kaybetti.
ABD, Afganistan’da, Taliban’a karşı “zafer” ilan etmesine rağmen şimdi, Talibancılar saldırılarını artırarak geri döndüler.
Şu anda, Afganistan’daki, ABD'nin askerleri kayıpları, Irak’takini geçmiş durumda. Acaba Barack Obama’ya, Afganistan’a daha fazla birlik göndererek, “zafer” kazanabileceğini düşündürten şey nedir? Eğer bu sadece askeri bir duygu ile yapılsaydı, bu savaş ne kadar sürerdi ve her iki taraftan kaç insan ölmüş olurdu?
Irak’a yapılan saldırının yanlış, Afganistan’a yapılanın, doğru olduğunu söyleyenlerin, çok daha fazla haklı nedenleri olmalıydı.
Afganistan’daki çatışmaların yeniden canlanması, ABD'lilerin, müdahalenin kaynağı üzerine iyice düşünmelerinin, tam zamanı olduğunu gösterdi.
Kaçırılan uçaklar, Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagona çarpması sonucu 3000 den fazla insan öldü. Elbette bu, herhangi bir ahlak tarafından affedilemez, terörist bir eylemdi. 11 Eylül. 2001 olayı bizi sendeletti.
Heyecan içindeki ulus provoke edildi. Bunun üzerine Başkan Bush, “terörizme karşı bir savaş ilan ederek” Afganistan’ın bombalanmasına ve istila edilmesine karar verdi.
Öfke ve korku içine sürüklenen, perişan durumdaki ABD halkı da bunu onayladı. Tabii ki, teröristlerin dışında hepimiz teröre karşıydık.
Elbette, hemen, teröre karşı ses çıkarmak iyi bir şeydi. Ama Bush’un bir problemi vardı. ABD'lilerin çoğunluğu, henüz olayın sıcaklığı içindeydi ve bu konu üzerinde etraflıca düşünmemişlerdi:
Ne de onların, kendilerini beğenmişliklerine rağmen(!), terörizme karşı savaşmanın, nasıl bir şey olduğu konusunda fikirleri vardı.
El Kaide – nispeten küçük, bir fanatikler grubu, ama acımasız – görüldüğü kadarıyla da bu saldırıların sorumlusu. ABD, Osama Bin Laden ve diğerleri konusunda bilgi sahibiydi.
Fakat onların, tam olarak nerede bulunduklarını bilmiyordu. Zaman kaybetmeden de, bütün ülkeyi bombaladı. Bu birçok insanın kendisini iyi hissetmesine neden oldu. “Bir şey yapmak zorundaydık” tümcesinin söylendiği duyuldu.
Evet, bir şey yapmak zorundaydık. Ama düşüncesiz ve insafsızca değil. Acımasız bir suçlunun yaşadığı mahallenin, tamamının bombalanmasını buyuran, bir polis şefinin emrini, bizler onaylamak mecburiyetinde miydik?
Hızlı bir şekilde Afganistan’a saldırdı. Üç bin sivil öldürüldü. 11 Eylül saldırılarında ki ölümleri fazlasıyla aştık. Yüzlerce Afgan evlerinden çıkarıldı ve onlar amaçsızca dolaşan mültecilere dönüştürüldü.
Afganistan işgalinden iki ay sonra, Boston Globe, bir hastanenin yatağından, 10 yaşında, “ bir Pazar günü, akşam yemeğinden sonra bombalanan evlerinde, iki gözünü ve kollarını kaybetmiş” bir çocuğu betimledi.
Onu tedavi eden Doktor: “ Amerika Birleşik Devletleri, bu çocuğun, Obama Bin Ladin olduğunu sanıyor, olmalı. Eğer böyle değilse, niçin bunu yapıyor?” şeklinde konuştu.
Bizler, ABD’nin başkan adaylarına sormalıyız: Afganistan’daki bizim savaşımız, terörizmi bitiriyor mu yoksa buna neden mi oluyor? Savaşın kendisi zaten terörizm değil mi? (HZ/AP/EZÖ)
* Howard Zinn, Anthony Arnove ile birlikte “Voices of a People's History of the United States” yazıyor. Yeni kitabının adı “A Power Governments Cannot Suppress”dır.
* Atiye Parılyıldız rebelion.org'dan çevirdi.