Kasım 2009'un sonuna doğru Novi Pazar'daki AD TRIKOTAZA tekstil fabrikasındaki 10 kadın işçi direnişe geçti. Direnişçi kadınlar 3 ila 7 yaş arasındaki çocuklarıyla birlikte elbise değiştirme salonunu işgal etti. Direnişten kısa bir süre önce AD TRIKOTAZA Fabrikası özelleştirildi.
Fabrikanın yeni sahibi, işçilerin yasal maddi taleplerini karşılamayacağını söyledi. AD TRIKOTAZA çalışanları Zoran Bulatovic ve Senada Rebronja'nın yöneticisi olduğu Tekstil İşçileri Sendikası'na üye olmuşlardı. Sendika kadınların bu direnişini destekleme kararı aldı ve hijyenik açıdan çok berbat durumda olan AD TRIKOTAZA fabrikasından işçileri alarak Novi Pazar'daki Sendikanın merkezine getirdi.
Tekstil İşçileri Sendikası Novi Pazar'da bulunan RASKA fabrikasındaki 1523 işçinin direnişin sonucunda ortaya çıktı.
Kadın işçiler yedi gün süren işgal direnişinden sonra açlık grevine girerek, medyanın ve kamuoyunun ilgi göstermesini beklediler, fakat bu bekleme süresinde hiçbir şey gelişme olmadı. Suskunluk devam etti. Kadınlar bu olumsuz durumdan etkilenmeksizin açlık grevine kararlı bir şekilde devam ettiler.
Fabrikada çalışan diğer işçiler de çeşitli biçimlerde kadınların grevini destekledi. Bu desteğin kırılması için birçok şey denendi ama işçileri bu dayanışmadan kimse vazgeçiremedi.
Açlık grevi devam ediyordu. Grevin devam ettiği süre içinde grevcilerden 59 yaşındaki kadın fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Bu gelişme olayın birden bire farlı bir boyuta sıçramasına neden oldu.
Yugoslavya'nın dağıtılması sürecinde, Milesovic'in milliyetçiliğini mahkum etme bahanesiyle, NATO'yu desteklemiş bulunan ünlü B 92 Radyosu, işçilerin içinde bulunduğu korkunç berbat durumlarından hiç bahsetmeksizin, açlık grevindeki kadın işçinin fenalaşmasını, sevimli ve sansasyonel bir haber olarak kamuoyuna lanse etti. Grev eyleminin dramatik bir hal aldığı bu evrede tüm gelişmelerden sorumlu yetkililer hiçbir olumlu müdahale girişiminde bulunmadılar. B 92 Radyosunun olumsuz tutumu ve yetkilerin kayıtsızlığı olayların seyrini 10 Aralık'ta değişmesine neden oldu.
10 grevci kadın, sendika lokalinde yangın bombası işlevini görmesi için 3 gaz kartuşunu hazır etti. On kadın yangın bombalarının etrafında daire oluşturarak yangın bombalarını ateşlediler. Patlayan bombaların tesiri ile bir anda büyük bir yangın çıktı. Yangınla birlikte güçlü bir duman bulutu her tarafı sararak etkisi altına aldı.
Sendikanın lokali kanatlı ve parmaklıklı bir kapıyla kapatılmıştı. Kadınlar yangın esnasında kapıyı açmayı ret ettiler. Daha sonra parmaklıklı kapıların sayesinde yangın söndürülmeye çalışıldı. Buna rağmen kadınlar dışarı çıkarıldıktan sonra da sürekli içeri girme çabası içinde oldular. 2 ila 4 arası çocukları olan bu dokuz kadın, bunları yaşamaktansa ölmeyi tercih edecek hale gelmişlerdi. Biri ağır olmak üzere yaralanan iki kadından biri hastaneye kaldırıldı. Tıbbı müdahale bittikten sonra, yaralı kadınlar tekrar sendika lokaline gelerek, ellerinde serum şişeleri ile mücadeleye kaldıkları yerden devam ettiler.
Bulatovic ve Rebronja yangın bombalarının patlamasından on beş dakika önce kadın işçilerle birlikteydiler. Her ikisi de kadın grevcilerin bu eylemi planlamalarından hiçbir şekilde haberdar değildiler. Kadın grevcilerin bu niyetlerinden haberdar olsalardı, hiç şüphesiz ellerindeki bütün imkanları kullanarak, bu intihar eyleminden kadınları caydırmaya çalışacaklardı. Buna rağmen ikisi de grevcilere destek vererek, direnişin bu aşamaya gelmesinin asıl sorumlulusunun var olan koşullar ve burnundan kıl aldırmayan hakim güçler olduğunu ifade ettiler. Halbuki işçilerin bu yasal ve haklı taleplerinin bir kısmı en azından olayların bu düzeye gelmesine meydan vermeden kolaylıkla karşılanabilirdi. Ancak hakim güçler bu grevin diğer işçilere örnek teşkil etmesinden korkarak olaylara kayıtsız kalmayı tercih ettiler.
Grevci 10 kadın işçinin talepleri; olası işsizlik durumunda sosyal güvencenin ve çalışılan tüm yılların emeklilik için geçerli kılınması.
10 kadın işçinin eylemi hala devam ediyor! Ve yeni bir girişimde bulunacaklarını geçen günlede kamuoyuna açıkladılar. Her ne kadar Bulatovic ile Rebronja AD TRIKOTAZA direnişini RAŞKA Direnişi ve Sırbaistan'nın diğer bölgelerindeki işçi direnişleriyle bütünleştirmeye çabalasalar da umutsuzluk her yeri sarmış durumda.
Sırbistan'daki özelleştirme koşullarının yaratığı bu iki işçi lideri, hakim güçlerin bu tutumlarından geri adım attırmak için en efektif ve yapıcı yolun işçi direnişlerinin bütünleştirlmesi ve mücadeleyi daha da güçledirerek mümkün olduğunu ifade etmekteler. Her iki sendikacı bizzat RASKA Direnişi sırasında kendi pratiklerinden biliyorlar.(CE/BÇ)
* Zoran Bulatovic ve Senada Rebronja ile yapılan röportajdan, 13 Aralık 2009.