14 Nisan 2014 tarihinde Boko Haram, Nijerya’nın kuzeydoğusunda yer alan Borno eyaletine bağlı 60 bin nüfuslu Çibok kasabasını 200 kişilik silahlı bir grupla bastı. Silahlı grup beş saat boyunca kasabada kaldı ve kasabadaki ortaöğretim okulunun yurdunda kalan ve yaşları 15 ile 18 arasında değişen 276 kız öğrenciyi kaçırdı. Onları Sambisa Ormanı ve bataklıklarına götürdü.
Bu olay, Boko Haram’ın kaçırma olaylarının ilki değildi. Daha önce de çeşitli kereler köy ve kasabalara baskın düzenlemiş ve bir çok yetişkin erkeği öldürdükten sonra, kadınları ve kız çocuklarını kaçırmıştı. Ancak 14 Nisan tarihli bu olayla birlikte, örgüt uluslararası medya ve kamuoyunun dikkatini daha fazla üzerine çekti.
UNICEF Verilerine Göre Binin Üzerinde Çocuk Kaçırıldı
Şimdiye kadar bu 300 kız çocuğunun bir kısmı belli aralıklarla örgütün elinden ya kaçtı ya da Nijerya hükümetinin örgüt üyelerini serbest bırakılması karşılığında salı verildi.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Nisan 2018 tarihli bir açıklamasına göre, Boko Haram 2013 yılından bu yana Nijerya'da binin üzerinde çocuk kaçırdı.
Nijerya'nın kuzeydoğusunda faaliyet gösteren ve "Batılı eğitimin günah olduğunu" savunan Boko Haram, UNICEF verilerine göre çocuk kaçırmanın yanı sıra 2009 yılından bu yana iki bin 295 öğretmeni öldürdü ve bin 400'ün üzerinde okulu yıktı.
Wolfgan Bauer, Almanya’da yayın yapan haftalık Die Zeit dergisi için çalışan bir gazeteci. Bauer, 2015’te Boko Haram’ın elinden kaçmayı başarmış kadın ve kız çocuklarıyla konuşmak için Nijerya’ya gitti ve onlarla yaptığı görüşmeleri “Çalınan Hayatlar- boko haram ve afrika’nın kalbindeki terör” adıyla kitaplaştırdı. Kitap Almanya’da 2016 yılında yayınlandıktan sonra, Sergen Özhan çevirisi ile Kor Yayınları tarafından Haziran 2018’de Türkiye’de yayınlandı.
Altmışı aşkın çocuk ve kadın ile görüşme gerçekleştiren Wolfgan Bauer, bunların bir kısmına kitapta yer vermiş. Kitapta röportaj yaptığı kadınların güvenlik gerekçesiyle isimlerini değiştirmiş. Ancak aynı dikkat ve özeni kaçırılanların fotoğraflarını yayınlarken göstermemiş.
"Bana Sadece İsmimi Bıraktılar"
“Bana sadece ismimi bıraktılar. Geri kalan her şeyi benden aldılar. Artık başka birisiyim. Öyle hissediyorum. Artık tanımadığım birisiyim (…) Çocukken, bugün olduğumdan daha mutluydum. Hiçbir eksiğim yoktu. O günlerin hafifliğini özlüyorum”.
Bu sözler Boko Haram tarafından kaçırılan, tecavüze uğrayan, zorla evlendirilen 38 yaşındaki Sadiya’ya ait. Sadiya kaçırıldıktan sonra diğer kadınlar ve kız çocukları gibi sistematik olarak işkence görmüş, gözlerinin önünde infazlar gerçekleştirilmiş, tecavüze uğramış, zorla evlendirilmiş, intihar eylemi yapmaya zorlanmış. Sadiya, Bauer ile görüşmeyi gerçekleştirdiği tarihte tecavüzcüsünden altı aylık hamile imiş. Sadiya’nın 41 yaşındaki Batula’nın 13 yaşındaki kızı Rabi ya da 21 yaşındaki Rachel gibi. Ya da 16 yaşındaki Jara, 24 yaşındaki Mairo, 17 yaşındaki Lydia.. Bir de 23 yaşındaki İsa.
Wolfgan Bauer kitapta Boko Haram’ın tarihsel gelişimine, Nijerya ve Çad gibi ülkelerde hangi koşullarda geliştiğine, Nijerya’daki siyasal atmosfere ve bunun Boko Haram’ın gelişmesine nasıl etki ettiğine dair bilgilere de yer vermiş.
Nijeryalı Kadınlar İle Êzidî Kadınların Ortak 'Kaderi'
“Çalınan Hayatlar” kitabını okurken, sanki IŞİD’in kaçırdığı Êzidî kadınlarına, kız çocuklarına yaptıklarını okuyormuşum hissine kapılıyorum.
Çünkü…
Çünkü Boko Haram’ın uygulamaları ile IŞİD’in uygulamaları birebir aynı. Daha önce El Kaide’ye biat etmiş olan Boko Haram, 2015 yılında bir ses kaydı yayınlayarak IŞİD’e bağlılığını açıkladı.
Boko Haram’ın Çibok’a saldırıp 276 kızı kaçırdığı Nisan 2014 tarihinden yaklaşık dört ay sonra, Ağustos 2014’te IŞİD, Êzidîler’in yaşadığı Şengal’e saldırdı. Bu saldırının sonucunda yüzlerce Êzidî erkeğini öldürdü, 100 binlerce kişi kutsal gördüğü mekanları bırakıp başka yere gitmek zorunda kaldı. Binlerce Êzidî kadınını ve kız çocuğunu kaçırıldı bu saldırılar esnasında. Êzidî kadınları ve kız çocukları IŞİD’lilerin tecavüzüne uğradığını, tecavüzcülerinden hamile kaldı, köle pazarlarında satıldı, işkence gördü.
Namık Kemal Dinç’in Eylül 2017 yılında Zan Yayınları tarafından yayınlanan “Kanatların Gölgesinde – şengal dile gelirse” adlı kitabı, o dönemi yaşayan Êzidî erkek ve kadınların tanıklıklarına yer veriyor. IŞİD saldırısı sonrasında Türkiye’ye geçerek Batman, Mardin, Diyarbakır gibi kentlerde kurulan kamplarda kalanların o döneme ilişkin tanıklıkları var kitapta.Orada da gündelik hayatlarını sürdürürken IŞİD'in saldırısı sonrasında kaçırılan, göçe zorlanan, öldürülen, işkence gören, zorla evlendirilen, tecavüze maruz kalan Êzidî kadınların, kız çocuklarının hikayelerine var.
Ya da Seivan Salim'in National Geographic dergisi için fotoğrafladığı IŞİD'in eline geçip sonradan kurtarılan Êzidî kadınların, kız çocuklarının anlattıkları ile o kadar çok benzerlik taşıyor ki, Nijeryalı kadın ve kız çocuklarının anlattıkları. Êzidî kız çocuklarının başından geçenler, Kasım 2015 tarihinde derginin internet sitesinde yayınlandı.
İsimleri Nijerya'da Sadiya, Taluta, Rabi, Batula iken bu kadınların, Şengal'de Seyhan, Cihan, Delvin, Nadia oluyor. İsimleri değişse de yaşadıkları aynı.
IŞİD elinde 8 ay esir olarak kalan 20 yaşındaki Dilo’nun National Geographic’te yayınlanan ifadesinden:
"IŞİD köyümüze geldiğinde saat sabah 11'di. Öğle yemeğini hazırlıyorduk. Evimize girdiler, bizi yakaladılar ve okul binasına götürdüler. Erkekleri, kadınları ve genç kızları ayırdılar. Erkeklere ne olacağı hakkında bir fikrimiz yoktu. Hepsini öldüreceklerini bilmiyorduk. Diğer kızlarla birlikte Tel Afer'e götürüldük. IŞİD militanları eve geliyorlar, hoşlarına giden bir kızı seçiyorlar ve onu alıp gidiyorlardı."
Boko Haram’ın kaçırdığı 16 yaşındaki Clara’nın anlattıklarına ne kadar çok benzeriyor:
“Bizi birer birer evlendirdiler. Odadan birer birer alıp götürdüler. Bir süre sonra on yaşındaki bir kız bile evlendirildi.”
Batılı Ülkelerin Sorunun Oluşumundaki Rolü
Wolfgang Bauer uluslararası toplumun Boko Haram’ın eylemlerine karşı takındığı tutuma dair fikirlerini kitabın son bölümünde ifade ediyor. Uluslararası alanda ülkelerin birbirlerini etkileme düzeyine dair belirlemelerinden ve Libya, Mali, Nijer, Çad gibi ülkelerde yaşanan değişimleri anlattıktan sonra şöyle diyor:
“Bu ülkelerdeki devlet düzeni tümüyle çökerse ya da ona bir alternatif bulunamazsa, ardından gelecek olan kaostur, tarafıların giderek radikalleşmesi, birçok farklı grubun yeni bir denga arayışı içinde birbirlerine düşmesidir. Şok dalgası hızla Almanya’ya ulaşacaktır.”
Almanya ve diğer Batılı ülkeleri konuya dair hassasiyete davet eden Wolfgang Bauer’in sorunun tespitinde ve çözüme dair söylediğinde, ortaya çıkan durumda Batı ülkelerinin ve sistemlerinin rolünü atlaması.
Ancak ne sorunun tespitine dair, ne de çözüme dair söylediklerinde, yazar ortaya çıkan durumda, Batı ülkelerinin ve siyasal sisteminin rolünü görmüyor. Yüzlerce yıllık sömürgecilik tarihini, Avrupa ülkelerinin bundaki rolünü izah etmeden, sorunun bir boyutunun Avrupa’nın kapısına dayanmasından dolayı yaşadığı kaygıyı dile getiriyor.
Yazar Hakkında | |
1970 Hamburg doğumlu. Hareketli bir gençlik dönemi yaşamıştır. Vicdani retçidir. Akşam lisesi ve Tübingen'de Eberhard Karls Üniversitesi'nde İslam bilimleri, coğrafya ve tarih öğrenimi görmüştür. 1994 yılından beri irili ufaklı birçok gazete ve mecmuada yazılar yazmaktadır. 2011 yılından beri haftalık Die Zeit gazetesinde muhabirlik yapmaktadır. Usta bir gazeteci olarak Wolfgang Bauer çoğunlukla kriz bölgelerini mercek altına almıştır: Bosna, Afganistan, Libya, Irak, Nijerya... Çalışmalarından hareketle bir düzine ödül almıştır. |
(FD/BK)