NYT editörleri tarafından özenle seçilen her bir fotoğraf ve aynı zamanda fotoğrafları tamamlayan kısa açıklamalar, gerçekte bir öyküyü eş deyişle bir ideolojiyi kurmaya çalışıyor. 8 ana tema altında toplanan fotoğraflar, seçilen başlığın içeriğiyle de çok uyumlu. Göstergebilimsel çözümlemeyle çok daha derinlikli bir okuma yapılabilecekken yerimizin sınırlıkları içinde genel bir değerlendirmeyle yapılandırılmaya çalışılan öyküye ulaşmaya çalışırsak:
Terör Günü başlığı atılan ilk gruptaki fotoğraflarla öykü başlar. Olaydan kısa süre sonra hayli uzaktan çekilen fotoğrafta Dünya Ticaret Merkezi olarak adlandırılan birinci kule yanarken bir uçakta ikiz kulelerden diğerine yaklaşmaktadır. Diğer fotoğraflarda ise yanan binalar ve yine çok uzaktan çekilmiş binalarda cam kenarına toplanan insanlar; sokakta kaçan insanlar yer alır. Bu grupta sadece iki fotoğrafta henüz kanayan yaralarıyla insan görüntüleri ve bunların aldıkları ilk yardım vardır. Arama-kurtarma çalışmaları ve itfaiye çalışanları ise bu gruptaki fotoğraflarının diğer aktörleri. Böylesi bir felakette işte bu kadar kan-yaralı görüntüsünün yer alması uygun görülmüş.
1 Gün Sonra başlıklı ikinci grup ise, Manhattan'ın ana karadan çekilen romantik çağrışımları ağır basan bir fotoğrafla başlar. Yaşanan felakete ve hâlâ ikiz kulelerden yükselmekte olan dumana karşın adanın güzelliği ve dolayısıyla Amerika'nın güzelliği ön plana çıkarılmaya çalışılır. İkinci fotoğraf ise trende çok serinkanlı gazete okuyan insanlara ayrılmıştır; gözü bu olaya yönelen tüm dünyaya ve Amerikalılara "hayat normal akışına" devam ediyor , paniğe gerek yok dercesine... Kayıpların fotoğraflarında -belki de- yakınlarını arayan insanlar görüntülenmiş ama onlar da çok serinkanlılar ya da editörler sadece bu fotoğrafları uygun buldu yayınlamaya.
3 Gün'de ise, itfaiyecilerin çalışmaları konu edilir. Devlet gerekli kurumlarıyla işbaşında, bu zor günlerde halkını kucaklamaktadır.
Dalgalanan Bayraklar bölümünde ise, bağımsız devlet olmanın sembolü olarak kabul gören bayraklar yer alır. Fotoğraflarda rüzgarda özgürce dalgalanan Amerikan bayrakları sadece Amerika'yla sınırlı değildir. Avrupa'da da ülkesinin bayrağını taşıyan Amerikalılara yer verilmiştir. Milliyetçilik duygularını geliştirmeye ve yurttaş bilincini yeniden üretmeye dönük mesaj ise son fotoğrafta şu metinle hayli duygusal ve çarpıcı bir şekilde verilir: "Bir Washington sakini olan Hermono Lnu terörist saldırı olayında/konusunda aralıksız yayın yapan televizyonu izledikten sonra 'ağladı ve ağladı', evini terk etti ve Perşembe günü ulusunun başkentini ziyaret etti".
Mesajdan da anlaşıldığı gibi, ön planda sırtı objektife dönük genç bir erkek ulusunun dalgalanan bayrağıyla birlikte oturmaktadır; arka planda ise Beyaz Saray. Gencin ten renginin hayli koyu olması ise bir tesadüf olmasa gerek.
Bush New York'ta başlığı ise tümüyle Başkan'ın halkının yaralarını sarmakta -ama yaralı görüntüsü yok- olduğu; birlik-beraberlik ve dayanışma mesajlarının verildiği fotoğrafları içerir. Başkanı polislerin omuzuna dokunurken , itfaiyecileri tebrik ederken, halkının elini tutarken ve megafonla onlara seslenirken görüyoruz. Ve son karede Bush elindeki ABD bayrağını havaya kaldırır. "En büyük ABD"de ısrarlıdır!..
Dua Günü başlığındaki fotoğraflarda ise, din toplumsal yaşamdaki tüm politik/ideolojik işlevleriyle işbaşındadır. Bu nedenle olsa gerek en çok fotoğraf da (21) bu bölümde kullanılmıştır.
İlk fotoğraf, kullanılan renk ve ışıkla hayli duygusal bir görüntüyle Brooklyn'de mum diken iki genç insana ayrılmış. İkinci fotoğraf ise en soldan en sağa bütün politikacıların hazır bulunduğu Washington'daki National Katedrali'ndendir. Fotoğrafın altındaki metinde politikacıların bu uzlaşısına gönderme yapılarak "tek vücut olmuş bir Amerika" ima edilir.
Farklılıklara kucak açan Amerika imajı
Amerika'nın değişik bölgelerinden farklı dinlerden insanlar, otantik giysileriyle terörist saldırıda ölenlerin anısına dua ederken görüntülenir. Örneğin başörtülü Müslüman kadınlar camide, Filistinli çocuklar başlarındaki yöresel bantlarıyla kilisede mum dikerken ve Hintli çocuklar da kapanan küçücük elleriyle terörist saldırıda ölenlerin anısına dua ederken görüntülenmiştir. New York Times'ın bu çok profesyonel hazırlanmış fotoğrafları okuyucularına şu mesajı verir:
"Amerika bu kadar farklı dinden ve ırktan insana kucak açmıştır ama onlar da bu güzel ülkeyi çok benimsemişler, tek vücut olmuşlardır. İşte bugün her dinden ve ırktan insan aynı acı etrafında birleşmiştir."
İsviçre'de trafik, Tayvan'da kandil
Amerika bu acısında uluslararası düzlemde de elbette yalnız değildir, dünyanın her yerinde bu acının paylaşıldığına ilişkin fotoğraflar bunun için bir kanıttır. İsviçre'de trafik durmuş , sürücüler arabalarından inerek duran trafikte saygı duruşundadır; Madrid'de iş yerini terk eden çalışanlar geniş bir alanda destek mesajlarını iletir; Tayvan'da yüzden fazla insanın yaktığı kandil Amerika'da ölenler içindir. Amerika'nın müttefikleri Brüksel'de dalgalanan NATO bayrağının gölgesinde suçlulara, bunlara yardım ve yataklık edenlere göz dağı verircesine toplanmıştır.
Acının Portreleri ise, yakınlarının fotoğraflarını göz yaşları içinde taşıyanların görüntülerini içeren iki fotoğrafla başlar. Diğer beş fotoğraf ise muhtemelen yaşamını yitiren ve kayıplar şeklinde fotoğrafları sergilenen kişilere aittir. Her ne kadar acının portreleri adı konulsa da fotoğraflardaki yüzler pozitif enerji verircesine çok sıcak gülüşlere sahiptir.
Son bölüm ise Ayinler'dir. Fotoğrafların konusu da başlıkla uyumlu çok farklı dinlere mensup din adamları eşliğinde saldırıda ölenlerin anısına yapılan dinsel törenlerden görüntülerdir.
New York Times'ın kullandığı fotoğraflar; 20 bin civarında insanın öldüğü öne sürülen bir terör eylemi sonucunda, halktaki paniği ve tedirginliği artırmama ve serinkanlılığı pekiştirme adına, sorumlu yayıncılığa iyi bir örnek kabul edilebilir. Ceset, yaralı, acı ve göz yaşı içindeki insanların olabildiğince yansıtılmaması kuşkusuz olumlu ilkeler.
Her dinden ve ırktan insanların saldırıda ölenlerin anısına dua ederken görüntülenmesi de, ülke içindeki farklı dinden ve uluslardan insanlara düşmanlık beslenmemesi/saldırılmamasına dönük bir başka olumlu mesajdır.
"Panik satmak kimseye para kazandırmaz"
New York Borsası'nın açılmasından bir gün önce de New York Times gazetesinde David D. Kirkpatrick imzalı makale, Cramer'dan şu alıntıyla basının sansasyona yönelmemesi gerektiğinin altını çiziyordu:
"Anti-terör ile dâhiyane bir akıl arasında bağlantı kurabilirim, panik satmak kesinlikle hiç kimseye hiçbir para kazandırmaz."
Basın politika ilişkisi
Bununla birlikte New York Times'ın özenle seçtiği fotoğraflarla yansıyan basın-politika ilişkisini de unutmamak gerekir. Fotoğraflarda yansıtılan birlik, beraberlik ve dayanışma mesajları, milliyetçi duygu ve düşünceleri harekete geçirerek neredeyse kesin görünen savaşa destek sağlanır. ABD halkından olduğu kadar dünya kamuoyundan da destek sağlandığı mesajları; dünyanın çok farklı coğrafyalarından görüntüler aracılığıyla verilmeye çalışılır.
Olası muhalefetin önlenmesi için de hegemonyanın yeniden üretilmesi gerekir. İşte bunun için de Bush'un itfaiyeciler ve olay yerindeki insanlarla sıcak ilişkileri, soldan sağa ülkenin bütün politikacılarının aynı katedralde görüntülenmesi, sürekli ağlayan insanların ancak Amerikan bayrağı ve "halkının başkenti"nde teselli bulabilmesi, siyasi iktidara ve onun alacağı kararlara yönelik rızayı yeniden üretmek ya da bundan sonraki politikalara meşruiyet zemini kurmak içindir.(NU)
(1) Bu metin NYT'nin 16 ve 18 Eylül 2001 tarihli internette yüklü fotoğrafları incelenerek yazılmıştır.