2013'teki Altın Kelebek Ödülleri’nde “En İyi Müzik Grubu” seçilen Duman’ın “Darmaduman” albümünün kokusu hâlâ tazeydi. Ve o sırada Türkiye’de milyonlarca kişi Gezi Direnişi’nde direniyordu. Duman’a ödülünü takdim etmek üzere sahneye gelen Bulutsuzluk Özlemi’nin vokalisti Nejat Yavaşoğulları, “Duman bir dünya grubudur, dünya çapında bir gururdur” diyerek heykelciği Kaan Tangöze’ye verdikten sonra Duman’a yaraşır bir konuşma yapan Tangöze, “Gruplar konserlerle grup oluyor” deyip kendilerini dinlemeye gelenlere teşekkür ettikten sonra Gezi Direnişi’ne de selam göndererek onlara ayrıca saygılarını sunmuştu. Bir de kıyak geçerek albümdeki “Eyvallah” şarkısını yayınlayıp Gezi Direnişi’nin marşı haline getirmişlerdi.
Aradan 11 yıl geçti. Grup elemanları, Kaan Tangöze, Batuhan Mutlugil ve Ari Barokas solo albümlerini yayınladı. Normalde dört yılda bir albüm çıkaran Duman kanadında yeni albümle ilgili ses seda çıkmıyordu. Ancak onlar, Kaan Tangöze’nin dediği gibi, “konserlerle grup olan” bir gruptu ve topçu ağzıyla söylersek, “sahada ayak basmadık yer” bırakmamışlardı.
Gup, yurtiçinde, Avrupa’da, Amerika’da arka arkaya konserler verirken Duman fanatikleri yeni albüm diye bastırdıkça bastırıyor, Duman ise bir gün Amsterdam’da ertesi gün Diyarbakır’da verecekleri konserin duyurusunu yapıyordu. Nihayetinde, çok değil, bundan birkaç ay önce Duman yeni albüm için stüdyoya girdi. Çok fazla oyalanmadan, en azından şimdilik iki şarkı yayınlayarak gazımızı bir nebze olsun almış oldu. “Nerde Benim Kafam” ve “Kufi” adlı yeni şarkıları, elbette ki birkaç saat içinde dillere pelesenk oldu.
Ağzından salyalar akan dünya
İki farklı sound ve iki farklı “içeriğe” sahip şarkılardan “Nerde Benim Kafam”, tam bir “kirli grunge” şarkısı. Cayırtılı gitarları, Kaan Tangöze’nin bu “pis” sound’a cuk oturan orta halli “kart” sesi ve Batuhan Mutlugil’in Telecaster’ıyla attığı solosuyla dünyanın “salyalar akan” rezilliğine içip içip başkaldıran grup, bu başkaldırışını dünyayı sallamadan, istediğinde yeni bir sayfa açıp yola devam edebileceğini haykırıyor.
“Kafalarda kufiler”, ayna karşısında “şeker” ezenler
Diğer şarkı “Kufi” ise çok başka “kafalar”da gezinen, şarkı sözleriyle ironinin dibine vuran bir parça. Ellerini göğe açmış, kafalarında kufilerle “ayna karşısında” “şekerleri” ezip, “ayran gibi temiz kafalar”la “saraya” yürüyen güruha “masmavi gökyüzünden” bakmayı tercih eden Duman, diğer yandan da “bu kafayı” çözemediğinden dem vuruyor. Ritmik bir sound’la muhteşem sözleriyle “Kufi”, Duman diskografisinin en önemli şarkılarından biri olarak şimdiden yerini aldı bile. Her iki şarkı da Duman’ın tavizsizliğinin vesikasını taşıyor ve bıkmadan usanmadan dinlenip duruyor.
Yirmi beş sene olmuş be baba!
Gelelim diğer mevzuya… 2007 yılında, Bulutsuzluk Özlemi’nin Harbiye Açıkhava’da düzenlenen yirminci yıl kutlama konserine, birçok sanatçı ve grup gibi Duman da katılmış ve Nejat Yavaşoğulları’yla birlikte efsane bir “Uçtu Uçtu” düeti yapmıştı. Yavaşoğulları, şarkı sonrası gruba teşekkür edip onları uğurlarken Kaan Tangöze mikrofonu elden bırakmadan, ağzından ağır ağır dökülen kelimelerle şöyle demişti: “Yirmi sene olmuş be baba!” Bunun üzerine Yavaşoğulları da, “Kaan. Siz ne olacaksınız?” diye sorarak Duman’ın önünde daha çok uzun yıllar olduğuna vurgu yapmıştı. Ve haklı çıktı. Duman’ın 1999 yılında yayınladığı ilk albümün üzerinden tam 25 yıl geçti. Bu süreye konser ve seçkileri de sayarsak on albüm sığdırdılar. Ancak onlar en az albümleri kadar önem verdikleri binlerce konserleriyle hep dinleyicilerinin arasında oldular. Zaten Duman’ı tornacıdan CEO’suna, İlahiyat Fakültesi öğrencisinden ırgatına kadar her kesimden dinleyiciye sahip olmasında hep bu dinleyicilerinin arasında olması ve bundan gelen içtenlikle samimiyet yatıyor. Bir Duman konserinde, tüm ceketler, kimlikler, farklı farklı dünya görüşleri kapının dışında bırakılıyor ve Kaan Tangöze’nin “başlama vuruşu” olan “İyi akşamlar arkadaşlar!” selamıyla dünya ortalama üç saatliğine duruyor. İşte o üç saatte, Duman sahneden çok şey anlatıyor. Nice yirmi beşinci yıllara diyelim ama şunu da sormayı ihmal etmeyelim: Tam on bir yıl yeni albüm için bizi bekletmek, bize reva mı be baba!
(BS/HA)