Hindistan’ın önemli araştırmacı ve gazetecilerinden olan, insan hakları ve barış hareketleri eylemcisi olarak tanınan Praful Bidwal’in "Tectonic Change in Nepal" başlıklı bu yazısı Pakistan’da çıkan The News International gazetesinin 24 Nisan 2008 günlü sayısında yayınlanmıştır.
Nepal Komünist Partisi (Maoist), Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana bütün ülkeler içinde demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk "aşırı sol" akım olarak bir tarih yarattı. Parti, tek aşamalı ve çoğunluk sistemiyle yapılan Nepal Anayasal (Kurucu) Meclis seçimlerinde parlak bir başarı kazanmakla kalmadı. Meclisin nisbi temsil esasıyla oluşturulan bölümünde de başlıca rakipleri Nepal Kongre Partisi ve Nepal Komünist Partisi (Birleşik Marksist Leninst)’i geride bırakarak birinci parti konumunda.
Doğrudan belirlenen 240 ve nisbi temsille belirlenen 335 koltuk için sayımlar kesinleştiğinde, seçilenler üye sayısını 601’e tamamlamak üzere 26 kişiyi daha belirleyecekler. NKP(M)’nin Anayasal Meclis’in ve gelecek Nepal hükümetinin omurgasını oluşturacağı kesin.
Açıkça söylemek gerekirse bu, NKP(M)’inin ikinci büyük siyasal zaferi. Birincisi, Nepal’in 240 yıllık monarşisi 23 Aralık’ta güçlü bir halk hareketi ile devrildiğinde ve ülke demokratik, federal ve laik bir cumhuriyet olma yolunu kesin olarak seçtiğinde yaşanmıştı.
Maocuların bu güçlü zaferini ne ile açıklayabiliriz? Bu, Nepal’in siyasal gelişme yönünü belirlemede ne anlama gelir? Ve yeni rejimin, Nepal’in komşuları ve diğer ülkeler ile ilişkilerinde tutumu ne olacaktır?
Bazı yorumcuların iddia ettiklerinin tersine, NKP(M)’in kazandığı zaferin nedeni, seçim ortamında gittikçe yoğunlaşan ve karşıtlarını tedirgin eden tehdit ve baskılar değil. Bu zafer seçmenlerin, Maocuları 2005 öncesinde giriştikleri ve yoğun bir şiddetin yaşandığı "halk savaşı"na dönmelerini önleme isteğiyle de açıklanamaz.
Bu tür nedenler ileri süren yorumcuların çoğu, seçim öncesi Nepal’deki Amerika Birleşik Devletleri (ABD) elçiliğinin yaptırdığı pek güvenilmeyecek kamuoyu yoklamalarına dayanarak Maocuların sadece yüzde 8 ila 10 oranında oy alacağını öngörmüşlerdi. Bu yorumcular, monarşiye karşı varolan yaygın tepkileri ve uzun yıllar boyunca kralla işbirliği yapmalarından dolayı Nepal Kongre Partisinin ve NKP (BML)’in halkın güvenini yitirmiş olduğunu dikkate almadılar ve ciddi bir şekilde yanıldılar.
Seçimleri izleyen, aralarında 28 uluslararası kuruluşun bin temsilcisinin de bulunduğu 20 bin gözlemci, yukarıdaki yorumların tersini söylüyor. Nepal’deki Birleşmiş Miletler (BM) görevlileri de öyle. Seçimlere katılımın yüzde 67 oranında olması da gerçek bir katılımın varlığını ortaya koyuyor.
Gözlemcilerin arasında eski ABD Başkanı Jimmy Carter ile Güney Asya’dan ve diğer ülkelerden 65 kişiden oluşan bağımsız Ulusal Seçim İzleme Komitesi de bulunuyordu. Komitenin ön raporuna göre, seçimler geniş ölçüde özgür ve adil bir şekilde geçti ve adayların kayıt işlemlerinden seçim sandıklarının mühürlenmesine kadar "uluslararası kabul edilmiş norm ve standartlara" uygun olarak gerçekleştirildi.
Çoğu yorumcu, Maoculara verilen yaygın desteği şaşkınlıkla karşıladı, çünkü NKP(M) aralarında yer almaya çalışsa da, seçimden ana partiler olarak gene Nepal Kongre Partisi ve NKP (BML)’nin çıkacağını düşünüyorlardı. Oysa sandıktan NKP(M) ana parti olarak çıktı. NKP(M), Nepal’in son zamanlardaki siyaset gündemini doğrudan belirlemese de etkilemeyi başarmıştı.
Parti, kitlelerin hayalgücünü yakalamıştı, çünkü kalkınma için "aşağıdan yukarıya" köklü bir yaklaşımı savunuyordu ve her kalkınma projesinin köyleri temel alan bir halk örgütlenmesi tarafından onaylanacağı, ihtiyaçları temel alan bir politika talep ediyordu.
Her beş kişiden üçü günde 2 dolardan az harcıyor
Nepal’de yoğun bir yoksulluk yaşanıyor. Halkın yüzde 66’sı günde 2 dolardan daha az harcıyor ve mülkiyette büyük eşitsizlikler var. Ailelerin yüzde 16’sı tamamıyla topraksız ve toprak sahibi olan ailelerin yüzde 47’si toprakların sadece yüzde 15’ine sahipken, en tepedeki yüzde 5 oranını oluşturan aileler bütün toprakların yaklaşık yüzde 37’sine sahip.
Elit gruplar -Brahmin’ler, Chetri’ler ve Newar’lar- bütün resmi görevlerin yüzde 90’ını ellerinde bulunduruyor. 1999’da hükümetteki bakanlıkların dörtte üçünü ve parlamentodaki koltukların yüzde 61’ini bunlar almıştı.
NKP(M) köklü bir toprak reformunu savunuyor. Ayrıca daha küçük etnik gruplara veya uzun zamandır Nepal politikasında belirleyici rolleri olan ve Katmandu bölgesi dışında yaşayan Janajati’lere yönelik çalışmalar da yürütmektedirler. Kongre Partisi ve NKP(BML) nin yapmadığını yaparak, Nepal nüfusunun yüzde 37’sini oluşturan Janajati’lerin ve yüzde 13’ünü oluşturan Dalit’lerin talep ve özlemlerini dile getirmektedirler.
Maocuların halka yönelik yoğun taleplerinin temel kaynağı bu. Kadın-erkek eşitliğini de vurguluyorlar ve kadrolarında kadınlar güçlü bir şekilde temsil ediliyor.
Nisan 2006’da Maocuların, monarşinin kaldırılması ve seçimle işbaşına gelecek bir Anayasal Meclisin kurulması talepleri doğrultusunda gerçekleştirilen 19 günlük ayaklanma sırasındaki kitlesel seferberlik, özgün adıyla Jan Andolan, NKP(M) için bir dönüm noktası olmuştur. Jan Andolan sırasında bir milyon insan sokakları doldurmuştu.
Bu, politik güçler dengesinde ciddi bir kaymayı hızlandırdı ve cumhuriyetin kurulmasını sağladı. Bu doğrudan doğruya, yeraltına çekildiği 1996'dan bu yana NKP(M)’nin sürdürdüğü politik çalışmaların bir ürünüydü.
Nepal’deki politik gelişmeleri tek başına NKP(M) belirleyemez. Parti, Kral Gyanendra’nın çekimesi ve partiye bağlı Halk Kurtuluş Ordusu ile Nepal Ordusunun bütünleştirilmesi konularındaki taleplerinde ısrar etmekle birlikte, diğer partilerle birlikte çalışacağı, yeni bir anayasa yapılıncaya ve 2010'da yeni seçimlere gidilinceye kadar bir koalisyon hükümeti oluşturulacağı konusunda güvence verdi.
NKP(M)’nin ılımlı ve uzlaşmacı bir yol benimseyeceği anlaşılıyor. Ama parti, adımlarında dikkatli olmak durumunda. Katmandu’daki kurulu düzen ve gerici monarşi güçleri, Nepal’in istikrarlı, demokratik, eşitlikçi ve laik cumhuriyet doğrultusunda bir geçiş süreci yaşamasını engellemek için ellerinden geleni yapacaklardır.
Ellerindeki başlıca araç şiddet. NKP(M), onların girişeceği şiddet hareketlerine şiddetle karşılık verme tuzağına düşmemeli. Neo-liberal politikalar izlemesi için yapılacak baskılara da direnmesi gerekecek. Bu devlet adamlığını ve siyasal uyanıklığı gerektiriyor. Bu aynı zamanda yeni liderliğin dış baskılara da ustaca karşılık vermesi zorunluluğu anlamına geliyor.
Bu konuda etkili olacak dış güçlerin başında Hindistan ve ABD var. Hindistan’daki kurulu düzenin bir bölümü, kendileriyle esnek ilişkiler kurabileceği Nepal Kongre Partisi ve NKP(BML) kadar kolay kontrol edemeyeceği için Maoucuları şüphe ve düşmanca bir tavır içinde izliyor. Bu çevreler, Çin’in NKP(M)’e sıcak baktığını zannediyor. Oysa gerçek tamamıyla bunun tersi.
Ne yazık ki Hindistan, Maoculara karşı Terai düzlüklerinde yaşayan Madhesi nüfusunun bir bölümünü kullanmaya çalışmıştı. Ancak bu işe yaramadı.
Kurulu düzenin mensuplarına göre Nepal, sadece ülkenin Çin’le arasında yer alan bir "tampon bölge" veya daha da kötüsü, Hindistan’ın bir "etki alanı". Ulusal Güvenlik Danışmanı M.M. Narayanan böyle düşünen grubun içinde yer alıyor.
Seçimlerden tam bir hafta önce, Nepal Kongre Partisini açıkça destekleyen partizanca bir konuşma yapmıştı. Hindistan yetkilileri Maocuların, 1950’de Hindistan’la yapılmış olan barış ve dostluk anlaşmasını yeniden görüşmeye açacaklarından korkuyorlar. Yeni hükümetle ilişkileri sert politik taktiklerle sürdürmekten yanalar.
Çok şükür, daha sağlıklı düşünenler de var. Bunlar Hindistan’ın Nepal’de gerçekleşen durumu kabul etmekten ve 1950 anlaşmasının yeniden görüşülmesi anlamına gelse dahi mevcut politikaları yeniden gözden geçirmekten başka şansları olmadığının farkındalar. Dışişleri Bakanı Pranab Mukherjee, Hindistan’ın Nepal’deki durumu kabul ettiğine açıklık getirdi
Bakan, NKP(M) lideri Prachanda ile de görüşerek Hindistan’ın işbirliği konusunda güvence verdi.
Bakanın isteğiyle bakanlık üst düzey görevlileri 15 Nisan’da bir özel basın toplantısı düzenleyerek, Hindistan’ın Nepal’deki seçim sonuçlarını olumlu karşıladığını ve NKP(M)’yi "olağan yasal bir parti" olarak gördüklerini açıkladılar. Dışişleri görevlileri, Kasım 2005'te Maocularla, içlerinde Nepal Kongre Partisi ve NKP(BML)'nin de bulunduğu yedi partinin oluşturduğu birlik arasındaki anlaşma sürecinde Hindistan’ın sağladığı katkıları hatırlattılar.
Mantık, Hindistan’ın ABD’ye, NKP(M)’yi terör örgütleri listesinden çıkarması için baskıda bulunması gerektiğini söylüyor. Bu, Hindistan’ın Nepal’de ortaya çıkan yeni düzenle ilişkilerin sürdürüleceği konusundaki sözlerinin en iyi kanıtı olacak. (PB/AŞ/GG)
* Yazıyı orjinalinden Arif Şentek Türkçeleştirdi.