Günde kaç kez soluk alıyorsunuz, hiç düşündünüz mü?
O solukla akciğerlerinize giren havanın içinde ve yaşamsal olan oksijen dışında neler var, neler soluyorsunuz? Evde, işte, ofiste, yolda, parkta, otobüste, metroda….
Çeşitli kimyasallar, gazlar, tozlar, parçacıklar, bakteriler, virüsler, küfler, mantarlar?
Yaşadığınız kentin havası nasıl, kirli mi? Kirliyse de bu çok mu önemli? Yaşadığınız kentin havasını kim kirletiyor? Kim daha fazla sorumlu, bir fabrika mı, termik santral mi, taşıtlar mı, evlerde yakılan kömür mü?
Kim temiz tutacak havayı? Kentin havası temiz değilken bireyler olarak siz biz hepimiz ne yapabiliriz ki?
Bu denli soru soracak ve dert edecek bir mesele mi hava kirliliği? “Ciğerlerimize Giren Katil” başlığı da nereden çıktı?
İstanbul’da Ekim ayında düzenlenen bir sempozyuma siz de katılsaydınız bu sorular ve daha da çoklarına yanıt bulabilirdiniz. Türk Tabipleri Birliği, Türk Toraks Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından düzenlenen “Nefes Alamıyoruz! Hava Kirliliği İklim Değişikliği ve Sağlık” başlıklı sempozyum 15 Ekim’de Salt Galata’da gerçekleştirildi.
Sempozyumda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “görünmez katil” olarak tanımladığı hava kirliliği; hava kirliliği ve sağlık ilişkisi, iç ortam ve dış ortam hava kirliliği, küresel iklim değişikliği ve enerji politikaları ekseninde tartışıldı. Sempozyuma katılan hekim meslek örgütleri temsilcileri hava kirliliği üzerine bilgiler paylaşarak sorunu gündeme getirmeye çalıştılar.
Bilmem sempozyumda da tartışılan aşağıdaki bazı bilgileri paylaşsam bu “sessiz katil” konusunda aklınıza düşürmeye çalıştığım sorulara yanıt verebilir miyim?
- Hava kirliliği hem dış ortamda hem iç ortamda ölüm ve kanser başta olmak üzere birçok kronik hastalığın nedeni.
- Akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 36’sı, Kronik Obstruktif Akciğer Hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 35’i, inmeye bağlı ölümlerin yüzde 34’ü ve kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin de yüzde 24’ünün sorumlusu hava kirliliği.
- Çocukların hava kirliliğinden etkilenimi anne karnında başlıyor. Bu etkilenim başta akciğer olmak üzere pek çok organın gelişimini bozuyor.
- Hava kirliliği yılda toplamda (hem iç hem de dış ortamda) 7 milyondan fazla ölüme yol açıyor. Kadınlar ve çocuklar bina içi (ev, okul vb) hava kirliliğinden daha çok etkileniyorlar. Enerji santralleri, sanayiye bağlı emisyonlar ve ulaşım sistemleri gibi nedenlerden kaynaklanan dış ortam hava kirliliği dünyada her yıl 3 milyon erken ölüme neden oluyor.
- DSÖ ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın (IARC), 17 Ekim 2013’de yaptığı açıklamaya göre, dış ortam hava kirliliğinin akciğer kanserine yol açması ile ilgili olarak yeterli bilimsel kanıtın oluştuğu ve yine mesane kanseri olasılığını arttırdığı ifade ediliyor. Hava kirliliğinin en önemli bileşeni olan Partiküler Madde (PM) de ayrıca tek başına kanser yapıcı olarak ilan edilmiş durumda.
- Türkiye’de hava kirliliği son yıllarda giderek artıyor, gerek resmi veriler gerekse bilimsel raporlar, Türkiye’nin hemen tüm illerindeki hava kirlilik düzeyinin Dünya Sağlık Örgütü’nün normal kabul ettiği değerlerin çok üzerinde olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, ülkemizde kabul edilen sınır değerlerin, Dünya Sağlık Örgütü hava kalitesi rehberlerinde yer alan sınır değerlere göre çok yüksek olduğunu dile getiriyor.
Hekim meslek örgütleri tarafından düzenlenen sempozyumun sonuç bildirgesi önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak.
Soluduğumuz havanın temiz olması yaşamsal! Hem iç hem de dış ortamda! Özellikle yetişkin bir bireyin günde 17 bin ile 30 bin kez nefes aldığı, yaklaşık on bin litre havanın ciğerlerine girip çıktığı düşünüldüğünde!
Çin’de “Ulusal Kırmızı Alarm” ilan ettiren, İran’da okulların tatil edilmesine neden olan hava kirliliği sessiz bir katil.
Havanın kirlenmesi, ölüm kalım meselesi! (CIY/HK)