Bir tek günde, haberlerde hızlı, kısa bir tarama ne çok çocuk hakları ihlaliyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Madde bağımlısı arılarla madde bağımlısı öğrenci bulma
En akıllara zarar örnekle başlayalım. Madde bağımlısı öğrencileri tespit etmek için kendi yöntemini bulan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer. Bunun için tıpkı narkotik polis köpekleri gibi uyuşturucu bağımlısı arılar yaratıyormuş. Bağımlı arı bağımlı öğrenciyi bulacakmış. Uyuşturucuyu bulmak zor değilmiş. Arılar da onunmuş kime ne.
Özer bunu bir basın toplantısında gururla açıklıyor. Bir tür mucitle karşı karşıyayız. Hani bunun eğlencesi bir yana, neden dedektifliğe soyunur? Çocukları uyuşturucudan korumanın yolunun narkotikçilik oynamaktan değil de bir sosyal politika işi olduğunu neden akıl etmez?
Kurtuluş gününde iç düşman propagandası ve silah
Erzurum Pasinler'de "Kurtuluş Günü" törenleri. Çocukların elinde oyuncak silahlar. Aşkale'deki gibi Ermenileri hedef gösteren, çocukları travmatize eden öldürme görüntüleri daha az anlaşılan. Ama Doğan Haber Ajansı'ndan Turgay İpek'in haberine göre Belediye Başkanı Selami Teymur diyor ki, kurtuluş öncesi Ermeniler Doğu Anadolu'da büyük katliamlar yapmışlar, "geçmişte atalarımızın ve şimdi bizim başımızda bulunan bu benzer meseleleri bizden sonraki nesillere aktarmayı milli bir görev olarak benimsememiz gerekiyor"muş.
Bir de törene katılan hemen her çocuğun elinde oyuncak silah bulunduğu bilgisi var haberde. "Çocuklarınız neden silahlı", sorusuna vatandaşlar, 'Bu bizim geleneğimiz. Kurtuluş törenlerinde onlar da silaha sarılarak bu coşkuyu doyasıya yaşıyor' diyormuş.
Haber aslında bir hak ihlaline, soruna dikkat çekmiyor değil. Ama fotoğrafında ellerindeki silahları objektife doğrultmuş çocuklar var. Muhabirin kurduğu bir kare yani. Bir muhabir bunu neden yapar?
Ceza diye çocuk kilitleme
Bir başka haber Adana'dan. Spor malzemeleri satan bir yetişkin, "işe gelmeyen 13 yaşındaki kardeşini cezalandırmak için mağazaya kilitliyor." Habere göre, 22 saat sonra polisler sesleri duyup aileyle bağlantı kuruyor ve mağazanın açılmasını sağlıyor.
Ama muhabir ve editör, haberde çocuğun adını, kimliğini açık açık deşifre ediyor.
"Yaramaz" öğrenciye ayrı sırada yan oturma cezası
Bu haber de İzmir'den. Habere göre, bir ilköğretim okulunda "disiplinsiz" ve "yaramaz" olduğu söylenen birinci sınıf öğrencisine öğretmenin verdiği ceza, "kapının yanına yazı tahtasına yan olarak oturtulmuş sırada oturmak".
Haber bir çocuk hakları ihlalini gündeme getiriyor ama, çocuğun adının yalnızca baş harflerini verse de, okulun tam adını, çocuğun sınıfını ve şubesini açık açık yazıyor. Aslında yine kimliği deşifre etmiş oluyor. Keşke bir de uzman görüşü olsaydı.
Çocuğun üstün yararı nerede?
Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin (ÇHS) en önemli ama en çok görmezden gelinen maddelerinden biri, kararlarda, edimlerde, etkinliklerde çocuğun üstün yararının gözetilmek zorunda olduğu. Ayrıca çocuğun gelişme hakkının tanınması, gözetilmesi bütün toplumun sorumluluğu. Buna eğitimciler de, aile de, gazeteciler de dahil. (TK/GG)