Brezilya’nın hurdaya çıkardığı NAe São Paulo isimli savaş uçak gemisi sökülmek amacıyla İzmir Aliağa’da bulunan hurda gemi söküm tesislerine getirilecek.
Gemide 900 ton civarında asbest bulunduğu belirtiliyor.
Asbest kansere yol açan bir kimyasal madde. Ancak gemideki tek sorun asbest değil. Gemi hiç asbest içermese dahi son derece tehlikeli başka toksik maddeler barındırıyor.
Önlem alınması şart
Bu büyüklükteki bir gemide tahminen yüzlerceton kurşunlu boya ve onlarca ton organik kalay bileşiği bulunacaktır.
Kurşun çocuklarda nörolojik gelişim bozukluklarına yol açan çok tehlikeli bir toksik madde. Organik kalay bileşikleri ise hormonal sistemde bozukluklara yol açıyor.
Anne karnında fetüsün ve doğum sonrası çocukluk çağında (ilk altı yaş çok kritik) kurşuna maruz kalmak beyin ve sinir sisteminde hasara, büyümede yavaşlamaya, anemiye, işitme kaybına, davranış ve öğrenme sorunlarına neden oluyor.
Çocuklarda kandaki kurşun seviyesinin artışı ile bilişsel melekelerinde gerilemeler olduğu net bir şekilde ortaya konmuştur. Dolayısıyla çocuklarda kurşun maruziyetini azaltmaya yönelik her türlü önlemin alınması şarttır.
Kurşuna madencilik ve metalürji faaliyetleri, atıklar, kurşunlu bileşikleri içeren boyaların kullanımı ve çevresel ortamlardan gıdalara ve sulara kurşun bulaşması ve bu gıdaların ve suların içilmesi yoluyla maruz kalıyoruz.
Çocuklarda kurşun için zararlı olmadığı belirlenmiş bir maruziyet düzeyi ya da bir eşik değer yok.
Kurşun hemen her seviyede çocuklar için tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla genel koruyucu yaklaşım kurşuna maruz kalma yollarını olabildiğince kontrol etmek esasına dayanıyor.
Sessiz sinsi bir hastalık
Madencilik ve metalürji faaliyetlerinin büyük bir dikkatle yapılması, kurşunlu boyaların kullanımının yasaklanması, tehlikeli atıkların uygun bir şekilde bertaraf edilmesi kurşun maruziyetini azaltmak için uygulanabilecek yöntemlerden bazıları. Ancak ülkemizde bu yöntemleri bütüncül bir yaklaşımla ele alan ve yürürlükte olan bir kamusal sağlık politikası yok. Örneğin Türkiye içeriğinde kurşun bulunan boyaların kısıtlanmasına-yasaklanmasına yönelik çalışmaları yapan ülkeler listesinde yer almıyor.
Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi çocuklarda kurşun maruziyetini azaltmak amacıyla yürütülecek kamusal sağlık politikalarında ilk hedef olarak çocukların kanındaki kurşun seviyesinin 5 mikrogramın (desilitrede) altına düşürülmesini öneriyor. Kanındaki kurşun seviyesi bu değerden daha yüksek olan çocuklarda sağlık sorunlarının daha fazla olacağı kabul ediliyor.
Uzun vadeli amaç elbette 5 mikrogram seviyenin de altına inebilmek. Hatta son yıllarda bu hedefin 2,5 ya da 3,5 mikrogramın altına çekilip çekilemeyeceği de tartışılıyor. Ancak şu aşamada 5 mikrogram geçici olarak kabul edilen bir hedef referans değerdir.
Burada akla Türkiye’de kanındaki kurşun seviyesi 5 mikrogramdan fazla olan çocuk sayısı kaç sorusu gelecektir.
Lancet dergisinde 2021 yılında yayınlanan kapsamlı bir araştırma bu soruya yanıt veriyor.
Yapılan çalışmada, ülkemizde 0-14 yaş aralığında yaklaşık 19 milyon çocuk olduğu ve kanındaki kurşun seviyesi desilitrede (100 ml) 5 mikrogram seviyesini aşan çocuk sayısının 6,3 milyon olduğu belirtiliyor.
Bir başka deyişle ülkemizde yaşayan 0-14 yaş aralığındaki her üç çocuktan biri kurşun maruziyeti nedeniyle acı çekiyor. Sessiz, sinsi bir hastalık halinden, gözle görülemeyen ya da aşikâr klinik belirtileri olmayan bir şeyden söz ediyorum.
Kanındaki kurşun seviyesi 10 mikrogramı aşan çocuk sayısının ise yaklaşık 2,2 milyon olduğu belirtiliyor.
Bu tespitler ortada çok ciddiye almayı gerektiren bir sorun olduğunu gösteriyor.
Kurşun içeren çöplerin (örneğin plastik çöplerinin), kurşun içeren her türlü atık maddenin, hurdanın, çöpün ülkemize ithal edilmesi milyonlarca çocuğun kurşun nedeniyle yaşadığı ve farkında olmadığı sorunları çoğaltmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bu kötülük ülke çocuklarına yapılmamalı.
Gemi söküldüğünde içerdiği kurşunun ne kadarının çevresel ortamlara bulaşacağı ya da tam olarak kaç çocuğun hayatının tehlike altına gireceği net olarak söylenemez elbette. Ama bu noktaya takılmak gereksizdir. Önemli olan maruziyet yollarının önünü kesmektir. Kurşun maruziyetini azaltmanın en önemli yolu budur çünkü.
Meseleyi kurşun üzerinden anlatmaya çalıştım ama organik kalay bileşikleri, balast suyu vb. gibi çok başka sorunlar da var. Dolayısıyla NAe São Paulo ya da benzeri bir başka hurda gemi söküm için ülkemize getirilmemeli.
İlk yapılacak şeylerden biri tehlikeli-toksik madde içeren hurda gemi, atık, çöp vb. ithalatına son vermek ve bu konuda faaliyet gösteren sektörlere sıkı yaptırımlar uygulamak olmalı.
En kısa sürede ise çocuklarda kurşun maruziyetini azaltacak bir ulusal sağlık programı uygulamaya konulmalıdır. Mevcut siyasal iktidardan bunları beklemek olanaksız elbette.
Çocukların sağlığını, geleceğini önemseyen muhalif partilerin bu meselelere de çözüm oluşturacak politikalar belirlemesi gerekmektedir. Daha fazla gecikmeden…
(BŞ/EMK)