Mehmet Naci Temeltaş nasıl anlatılır bilemiyorum. Sadece kardeşim değil, sırdaşım, güvendiğim yol arkadaşım, yoldaşım ve örnek aldığım güzel bir insandı. Yaşamımızın büyük bölümü birlikte geçti.
Diyarbakır’da Elektrik Mühendisleri odası (EMO) yönetiminde geçirdiği dört dönemde sadece oda ile ilgili çalışmalar yürütmedi. İnsan hakları savunucusu bir sosyalist olarak, yaşanılan dönemin çetin koşullarına aldırmadan tüm sorunlarla ilgili çalışmalar yürüttü.
Diyarbakır Demokrasi Platformu’nun oluşturulması çalışmalarında yer aldı. İnsanın insan gibi yaşaması, gerekli koşulların oluşturulması için gereken her alanda çalışması vardı.
Bir an bile geri adım atmadan ve ilkelerinden en ufak taviz vermeden yürüttüğü çalışmaları her zaman bitirdi, yarım bırakmadı, üşenip yılmadı.
Gerçek bir devrimci ve sosyalistti. Yaşamı boyunca da öyle kaldı.
Elektrik Mühendisi olarak çok iyi yerlere gelebilme imkanı varken mücadeleyi tercih etti. Mühendisliği mücadeleden arta kalan zamanlarda yapabildi.
Diyarbakır EMO’da iki dönem başkanlık olmak üzere dört dönem yönetim kurulu üyeliği, TMMOB 34 ve 35. Dönem yönetim kurulu üyeliği yaptı. Dev Maden Sen danışma kurulu üyeliği döneminde maden işçilerinin bilinçlenmesi yönünde eğitimi ve maden işçilerinin ölümlerinin önüne geçilmesi için çalışmalarını yıllarca yürüttü.
Hangi çalışma içerisine girerse girsin hiçbir zaman ön plana çıkmadı. Yaptığı çalışmaları inanarak yaptı. İsim yapmak, tanınmak, bilinmek, medyatik olmak için en ufak çabası olmadı. Belki de bu nedenle dostları, çalışma ve mücadele arkadaşları tarafından çabuk unutuldu.
29 Temmuz 2012 tarihinde yakalandığı amansız hastalık sonucu yaşamını yitirmesi sonrası bir kez Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen bir anma yapıldı. Güzel cümlelerle yaptığı mücadele anlatıldı. Onun dışında herhangi bir anma, hatırlama olmadı.
Belki de beni yazmaya iten asıl unsur da bu oldu.
Anılmaması, hatırlanmaması ve çabuk unutulması!
Yaptığı, yürüttüğü fikir mimarı olduğu en önemli çalışmalardan birisi de bianet’in oluşumuydu. TMMOB yürütme kurulundayken ortaya attığı, henüz isimlendirilmemiş BİA projesi konusunda yapmış olduğu çalışmaları unutmak mümkün değil.
Nadire Mater’in “Bizim evdeyiz, Naci ve Ertuğrul (Kürkçü) ‘bir şeyler yapmalı’ diye konuşuyorlar. Ben konuşmuyorum, çünkü Naci kendi adına ve TMMOB adına bizi aradığında ‘proje yorgunu Nadire’ fikre bayıldıysa da olaya mesafeli kalmaya karar vermişti. Ne olduysa, Naci ve Ertuğrul koca İstanbul'da başka bir yer bulamayıp bizim evde buluştular. Naci, başka bir iletişimin mümkünatı ve ana akım medyanın dışında bir şeylerin yapılabilirliği üzerine o kadar heyecanla konuşuyordu ki ne zaman olaya dahil olmaktan kaçmak için iliştiğim uzak koltuktan kalkıp ikiliye katıldım hatırlamıyorum bile” diyerek anlattığı BİA çalışmalarının doğuşuyla birlikte yıllar süren zorlu çalışmalara başlanmıştı.
“Hemen kendimizi yollara vurduk. Memleketin dört bir yerinde yerel medyayla toplantılar yapıyor, sorunları konuşuyor, çözüm yolları üzerine tartışıyorduk. Acelemiz vardı. Naci ile bir Cumartesi günü Urfa'ya gittik, akşama İstanbul'a döndük. Sabahına kendimizi sel basmış Antalya'da bulduk. Toplantımıza da sadece üç gazeteci geldi. Acıklıydı. Akşam İstanbul dönüşü uçakta hem uçtuk, hem uçtuk. Naci haklıydı, devam dedim yeniden.
Sonra birlikte yerel medya temsilcileriyle, akademisyenlerle, TMMOB temsilcilikleriyle çok toplantılar yaptık birlikte. Hikaye uzun. Naci mücadele insanıydı, inatçıydı, onun defterinde vazgeçmek yoktu. Böylece, BİA da aynı zamanda bir inat projesi olarak Naci'nin inadıyla ilk adımları attı” diyerek devam ediyordu Nadire Mater.
“Temeltaş bizim için BİA'nın ortaya çıkmasında aldığı inisiyatifle de çok kıymetli bir insandı. Kurucu zihinlerimizden birini kaybetmiş olduk. Naci'nin ısrarı olmasaydı belki de biz hiçbir zaman ana akım dışı habercilik meselesine bu kadar büyük bir cesaretle giremezdik.” diyen Ertuğrul Kürkçü, Naci Temeltaş’ın BİA için öneminden bahsediyordu.
Cenaze töreninde, TMMOB eski Yönetim Kurulu Başkanlarından Yavuz Önen; “Naci, sessiz, ama çok kararlı bir arkadaşımızdı. 2 dönem beraber çalıştık. Bu zorlu dönemde Naci büyük yükler taşıdı. bianet oluşumunun mimarı oldu. Onunla hoş sohbetlerde biz adeta yürekleri tokuştururduk. Naci gerçek bir yoldaştı. Yoldaşlığın en önemli özelliği olan güvenilirliği esastı. Onun yerini doldurmak zor. Büyük bir boşluk bıraktı” diyerek anlatmıştı Naci Temeltaş’ı.
Yine aynı törende, Naci Temeltaş’ın Diyarbakır’da EMO Şube Başkanlığı yaptığı dönemlerde KESK’e bağlı Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi‘nde görevli olan, günümüzde Kadın Merkezi Vakfı (KAMER) Başkanlığını yapan Nebahat Akkoç, “1990 – 1993 yılları döneminde, Demokrasi Platformu kuruluş sürecinde Barış Mitingi yapmaya çalıştıkları sırada Naci Temeltaş’ı tanıma şansı bulduğunu” belirtti. Akkoç, “O, şu dünyadaki değerlere göre en terbiyeli, en düzgün insanlardan biridir. Çok görüşmediğim, ama başım sıkıştığı zaman arayabileceğim üç beş insandan biriydi” diyerek konuşmasını bitirmişti.
Naci Temeltaş için birçok insan güzel şeyler söyledi.
Naci Temeltaş yaşamını insan hakları ve sosyalist mücadeleye adamış, son nefesine kadar da inandıkları doğrultusunda taviz vermeden çalışmıştı.
Hatırlanmak belki de en çok onun hakkıydı.
Bir gün, bianet’in herhangi bir etkinliğinde fikir mimarı Naci Temeltaş’ın anılmasını duymak dileği ile kendisini kardeşi ve yoldaşı olarak saygıyla anıyorum… (NT/EKN)