Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) özel sağlık kuruluşlarında resmi tatil günlerinde de poliklinik hizmeti verilmesine yol açan uygulamadan vazgeçti. SGK bu kararı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası’na üyelerinden gelen şikayetleri de göz önüne alarak verdi.
Ardından sosyal medya dahil olmak üzere çeşitli yayın kuruluşlarında, “hafta sonu hastalanmayalım mı?”, “böyle rezillik olmaz!”, “bu kararın kime yaradığı belli” olarak özetlenebilecek haber/yorum/eleştiriler çoğaldı.
Bilgi eksikliğinden olduğunu tahmin ettiğimiz yorumlar, özellikle sağlık ve sosyal güvenlik alanında yap-boza dönen mevzuatın, bilgi sahibi olabilmeyi zorlaştıran uygulamaların da bir sonucu.
İşin özeti şu: Resmi tatil günlerinde (adı üzerinde yasal olarak çalışılmaması gereken günler) özel sağlık kuruluşlarında verilen poliklinik hizmetlerinin SGK tarafından karşılanmaması. Yani Sosyal Güvenlik Kurumu’yla anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarında, dini ve resmi bayramlar ile pazar günlerinde de acil hastalar, kanser ve diyaliz tedavileri açık. Burada bir değişiklik yok.
Doktorun da tatil yapmaya hakkı var
Peki, TTB bu uygulamayı neden talep etti? Nedeni son derece basit. Doktorlar, özel sağlık kuruluşlarında 7 gün 24 saat ve tüm resmi tatillerde çalışmak zorunda kalıyor. Herkesin ailesiyle, sevdikleriyle birlikte olduğu tatillerde onlar çalışmak zorunda bırakılıyordu. Üstelik pazar yerine pazartesi verilmesinde herhangi bir fark olmayan hizmetler için. Yani acillerdeki doktorlardan söz etmiyoruz.
Peki, bunun kime yaradığı açık değil mi? Demek ki değil.
Doktorların da herkes gibi resmi tatil günlerini dinlenerek geçirmeye, ailesiyle birlikte olmaya, kendini geliştirmek için gereken zamanı en verimli biçimde kullanmaya özetle tatil yapmaya hakkı var.
Bunu söylemek ve talep etmek zorunda kaldıkları bir dönemden geçen hekimlerin kimi özel sağlık kuruluşlarında 9-10 saate yaklaşan mesailer yaptıklarını, oldukça düşük ücretlerle çalıştıklarını, Cumartesi günleri de rutin olarak çalışmak zorunda bırakıldıklarını pek kimseler bilmiyor anlaşılan.
Şehirlerarası yolcu otobüslerinde şoförlerin en fazla koltukta kalması gereken süre ve muhakkak şoför değiştirilmesi gibi kısıtlamalar yapılması ne kadar can kurtarıcı ise hekimlerin çalışma sürelerinin düzenlenmesi, tatil yaparak yenilenebilmeleri de can kurtarıcı. Hekimlerin insan olarak, çalışan olarak sahip oldukları hakların pek umursanmadığı bu dönemde kişilerin aldıkları hizmetin niteliği açısından bu kaygıyı taşımalarını ve buna ilgi göstermelerini beklemek gerekir belki de.
Sağlık hizmeti almak için gittiğiniz doktorun o gün baktığı yüzüncü hasta olmak ister misiniz? Gözlük muayenesi olmak, ilaçlarınızı yazdırmak için pazar günü ya da tatil günü hastanede olmak ister misiniz?
Dinlenmiş, iş koşulları nedeniyle mutsuz olmayan, keyifli bir hekime muayene olmak herkesin hakkı. Hekimlerin haklarına sahip çıkmak, kendi sağlığınıza sahip çıkmanın da bu nedenle yollarından biri. (ÖE/HK)