Komşu iki ülkenin teyakkuza geçmesine sebep olan kasırga Ayvalık ile Midilli'yi ayıran boğazda kendini sadece yağmurla göstermişti. Buna rağmen karşılıklı olarak liman başkanlıklarının ilân ettiği ve halkı adeta paniğe sevk eden seyir yasağı yüzünden iki yaka arasındaki ulaşım sekteye uğramıştı.
Midilli merkezli AegeanDocs festivaline iki günlük gecikmeyle ulaşmak üzere, deniz vasıtasıyla Ayvalık'tan hareket edip Cunda'nın önünden geçerken bir sahil güvenlik botu aksi yönde seyir halindeydi. Arkasından çektiği kapkara ve büyükçe bir şişme bot bomboş savrulmakta, koyun sürüsü gibi sıkıştırılmış kalabalık bir mülteci grubu deniz kuvvetlerine ait geminin havuzunda karaya doğru hızla taşınmaktaydı.
Midilli'ye ulaştığımızda ise Frontex birliklerinin çeşitli temsilcilerinin limanı adeta zaptettiğini görecektik. Birleşik Krallık, İtalya ve Bulgaristan gibi ülkelerin bayrağını dalgalandıran, Avrupa Birliği'nin deniz hududunu kollamakla mükellef gemileri bir yana, Yunanistan deniz kuvvetlerine ait çeşitli boyutlardaki temsilcileri manzaraya hâkimdi. Bir ile yedi Ekim tarihleri arasında gerçekleşen AegeanDocs belgesel film festivali boyunca nöbetleşe üstlenmiş oldukları bu görev yüzünden limanda hareket durmadı, genellikle gri rengine boyanmış gemilerin giriş ve çıkışları birbirini takip etti, dipten mütemadiyen hissedilen motor gümbürtüsü atmosferi zapt etti.
Adaya korku hâkim
Midilli halkını birkaç sene önce dünyaya tanıtan mültecilere yönelik yardım severliğinin yerini ise gerginlik almıştı. Adanın kapasitesini çoktan aştığı bilinen Moria kampının vaziyeti AB'nin skandallarından birine dönüşmüş, Türkiye'nin de dahil olduğu anlaşma kapsamında, belki ayıpları örtme adına bu son aylarda Yunanistan ana karasına mülteci transferleri yoğunlaşmıştı.
Bu arada adada kavgalar, saldırılar, hırsızlıklar artmış, bir zamanlar açık bırakılan kapılar özenle kitlenir olmuştu. Genç erkek mültecilerden müteşekkil grupların bariz olarak hissedilen agresif enerjisi bilhassa kadınlara yönelik olarak kendini gösteriyordu. Konuk edildiğim otel ile festivalin ana mekânı arasındaki kısa mesafede gidip gelirken bile mevzubahis taciz enerjisini şahsen gözlemledim.
Adalıların Suriyeli, Afgan veya Iraklı'larla alakalı şikayetleri yoktu. Sahra çölünün güneyinden gelenlerle de ilgili sorun yaşamıyorlardı. Zaten onların bir kısmı İzmirli Levanten bir ailenin yadigârı, Aziz Valentin'in kemikleriyle ünlenmiş Meryem Ana Metastasis kilisesinde Katolik dinine bağlılıklarını her pazar yapılan ainlerde şevkle ifade ediyorlardı. Zaten en çok acıdıkları kadınlar ve çocuklardı.
Birçoğuna göre mesele durumdan faydalanmaya çalışan özellikle Cezayir ve Fas'tan gelen bazı mültecilerdi. Adalıların bazılarının dediğine bakılırsa, aralarında IŞİD'e dahil olanlar bile vardı ve huzuru bozmaya bilhassa gelmişlerdi. Buralardan gitmeyip yerleşecekleri için Müslümanlığın etkisinin bundan sonra epeyce hissedileceğine dair tasalarını ifade eden bile oldu.
AegeanDocs destekli çekilmiş biyografik birçok belgeselde de aslında verilmeye çalışılan mesaj mültecilerin bir tehdit veya bir sayı olarak görülmemesi gerektiğine dairdi. Onları yakından tanımaya yönelik filmleri seyretmek, belki buralardan asla ayrılmayacakları için atılması gereken ilk adımlardan biriydi. Dehşet verici şartlarda insanların sıkış sıkış yaşadığı Moria'nın yakınındaki Karatepe mülteci yerleşimi aslında çok daha insancıldı. Özellikle ailelerin ve çocukların misafir edildiği mıntıkada eğitime yönelik iyimser bir tablo bile vardı. Bilhassa akşam saatlerinde faal olan teknik okullarda da mucizeler yaratılmaya çalışılıyordu.
Yunanistan halkı aslında ırkçı değildi, hatta kendisi geçmişte oradan oraya savrulmuş, kök salacak yeni yurtlar aramış, ayrıca mültecileri defalarca bağrına basmıştı, bunun unutulmamasında fayda vardı…
AegeanDocs ödülleri
Festivalin kapanışı daha önce duyurulanın aksine 7 Ekim gecesi yapıldı. Ödüllerin de dağıtıldığı gecede yönetmenliğini Ann Shin'in üstlendiği My Enemy, My Brother (Düşmanım, Kardeşim) adlı filminin gösterimi yapıldı. Belgeselde yıllar süren İran-Irak savaşında, karşı cephelerde yer almalarına rağmen iki askerin dostluğu ön plana çıkarılıp barış mesajı veriliyordu. İki eski düşman daha önce savaştıkları yerlere 20 sene sonra döndüklerinde IŞİD tarafından altüst edilmiş bir coğrafya ile karşılaşıyorlar…
Limana nazır Midilli Belediye Tiyatrosu binasında gerçekleşen törende uluslararası çapta en iyi belgesel ödülünü Distance (Mesafe) adlı çarpıcı eser kazandı. Alımlı varlığıyla festivali onurlandıran filmin yönetmeni Albena Mihaylova seyirciyi ailesinin mahrem taraflarıyla yüzleştirdi. Bulgaristan/İsviçre ortak yapımı 75 dakikalık film katı komünist rejimin ezdiği ilerici fikirli gençliğe bir saygı duruşu gibiydi. Mihaylova'nın gayet zeki ve başarılı erkek kardeşi baskıya dayanamayarak intihar etmiş, ailenin tüm fertleri seneler sürecek bir krize sürüklenmişti. Albena'nın bazı gerçekleri görmezden gelmeyi tercih eden otoriter annesiyle ilişkisinde belgesel çekiminin katkıları yadsınacak gibi değildi...
Jüri özel ödüllerinden birine Yeliz Şükrü ve Stavros Papageorgiou imzasını taşıyan Missing Fetine (Kayıp Fetine) layık görüldü. Kıbrıs yapımı belgesel bir zamanlar adanın para karşılığında evlendirilip gurbet ellerde izi kaybedilmiş kadınlarına saygı duruşu niteliği taşıyordu.
Fransa'nın plaj şemsiyesi, şezlong ve diğer herhangi turistik bir hizmetle kuşatılmamış kocaman bir kumsalına ise bizi genç yönetmen Julia Pinget sürükledi. A Place in the Sun (Güneşte Bir Yer) adlı sevimli belgesel karavanları ile tatil geçirmek isteyenlerin son kalelerinden birini savunmaya yönelik direnişe bizi dahil etti. Jüri özel ödüllerinden birini almasındaki sebepler irdelenirse, tüm gezegende sürmekte olan tabiat alanları talanına yönelik öfkenin payının büyük olduğu söylenebilir.
Jüri özel ödüllü diğer uluslararası eser Nice Very Nice (Güzel Çok Güzel) adlı 16 dakikalık kısa film oldu. Cezayirli şirin sinemacı Zidani El Kheyer, eşini kaybettikten sonra onun anısına evini süslemeye girişmiş 88 yaşındaki zarif beyefendi Didou'nun çok özel hayatına bizi hassasiyetle dahil etti.
Yunanistan yapımları arasında en iyi belgesel ödülü Eleni Alexandrakis'in yazar Kostis Papagiorgis hakkındaki Kostis Papagiorgis, the Sweetest Misanthrope (Kostis Papagiorgis, En Tatlı Mizantrop) belgeseline verildi.
Yunanistan'da ikisi mülteci olmak üzere, üç gencin dünyasına, gelecekle ilgili belki ulaşılması zor ideallerine ve sıkıntılarına eğilen Yunanistan/Avusturya/İsveç ortak yapımı Europe, the Dream (Avrupa Rüyası) adlı filmleriyle Anneta Papathanasiou ve Angelos Kovotsos'a da aynı kapsamda ödül verildi.
Bir zamanlar özellikle Anadolu'dan göç eden soydaşlarını bile kabul etmekte zorlanmış olan Yunanistan halkının zor bir süreçten geçtiği, komşu ile işbirliği ve dayanışma içerisinde olunması gerektiği kesin!
Bir dahaki AegeanDocs'ta buluşmak üzere... (MT/EKN)
* Festivalin ödülleri hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.