“Türkiye’de tarihi 30 sene öncesine dayansa da moto kuryelik özellikle çevrimiçi yemek sipariş şirketlerinin son 4-5 yılda yeni pazarlama stratejileri oluşturması ve internetten alışveriş alışkanlığının gelişmesi ile yaygınlık kazandı. Pandemi ile birlikte de başta yemek olmak üzere birçok sektörde paket servis ve eve teslim hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Neredeyse moto kuryelerle çalışmayan sektör ve işletme kalmadı. Moto kuryelerin sayısı yüz binleri bularak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.”[1]
Moto kuryelerin örgütlenme mücadelesi
2005’te ilk moto kurye derneğinin Ankara’da kurulması ile örgütlenme çalışmalarına başlayan kuryeler yıllar içerisinde çok sayıda dernek kurdu. Bu dernekler zamanla federasyonlar ve konfederasyon çatısı altında da birleşmeye çalıştı. Pandemi döneminde kuryeliğin daha görünür hale gelmesi ile birlikte tarihi yarım asır önceye dayanan taşımacılık sendikaları da kuryeler arasında örgütlenme arayışına girişti. Süreç içerisinde dayanışma ağı, birlik, komite adı altında farklı örgütlenme modellerini deneyimlemeye çalışan siyasi oluşumlar oldu. Geçen yıl “Ankara Yük Taşımacılığını Destekleyici Hizmet Verenler Odası” adıyla Esnaf Kurye Odası da kuruldu.
Moto kurye örgütlenmeleri zamanla sayı olarak artsa ve çeşitlilik gösterse de çok değişik tipte çalışma şartlarına sahip kuryelikleri kapsama, sayısı yüz binleri bulan kuryeleri örgütleme konusunda sınırlı kaldı. Moto kurye örgütlenmelerinin genel durumu başka bir yazının konusu olduğu için şimdilik kısa bir özet yapmakla yetiniyoruz.[2]
Dijital dayanışmanın yeni adresi: WhatsApp
WhatsApp, 2009 yılında akıllı telefonlar için geliştirilen platformlar arası çalışma özelliğine sahip anlık mesajlaşma ve arama uygulamasıdır. Uygulama, yazılı mesajın yanı sıra sesli ve görüntülü mesaj, görüntülü arama, görsel ve dosya yollama özellikleri ile çok sayıda kullanıcıya ulaşması uzun sürmedi. WhatsApp ismi, İngilizce “N’aber” anlamına gelen “What’s up” ifadesinden geliyor. SMS teknolojisine bir alternatif olarak geliştirilen WhatsApp, 180’den fazla ülkede 2 milyarı aşkın kişi tarafından arkadaşları ve ailesiyle dilediği zaman, dilediği yerde haberleşmek için kullanılıyor.
2011 yılında grup kurma özelliğinin gelmesi ile birlikte aile, arkadaş, okul, şirket, işçiler, taraftar gibi toplumun hemen her kesimi tarafından WhatsApp grupları kullanılmaya başlandı. Kolay kurulması, ücretsiz olması, 3 kişiden 1024 kişiye kadar kullanıcıyı bir araya getirebilme kapasitesi, 32 kişinin aynı anda sesli grup aramasına katılabilmesi gibi özellikler organizasyon ve örgütlenme çalışmalarında adeta vazgeçilmez hale geldi.
Herkes gibi moto kuryelerin de günlük hayatının bir parçası oldu WhatsApp grupları. Motor ve ekipman alım satım grupları, kurye iş ilanları, kayıp eşya grupları, trafik bilgilendirme, slot devretme, kurye düşmanı işletmeleri ifşa etme, mangal, piknik, goy goy gruplarına kadar çeşitlilik gösteriyor kurye bu gruplar. Bu grupların yanı sıra aynı firmada çalışan kuryelerin kendi aralarında kurduğu haberleşme ve dayanışma grupları son yıllarda ciddi bir yaygınlık gösteriyor. Kaza yapan arkadaşlarının hemen yanına koşmaktan arkadaşları için yardım toplamaya, acil kan duyurusu yapmaktan afet anında hızlıca organize olmaya kadar çok yönlü bir işlev görüyor kurye dayanışma grupları. Elbette ki bu gruplar aynı zamanda firmada yaşanan sorunların ve o sorunlara karşı çözüm arayışının da en canlı tartışıldığı yerler haline geliyor.
Hak arayışında dijital eylem
Neredeyse tüm kurye dernek ve birliklerinin kendi WhatsApp grupları olduğunu söyleyebiliriz. Derneklerin çağrıcısı olduğu etkinlikler, sosyal medya hesaplarının yanı sıra bu gruplar üzerinden yapılıyor. Kuryeler her ne kadar bazen depo önlerinde ya da bekleme alanlarında yaptıkları tartışmalar sonucu eyleme geçseler de son üç yılda belirgin bir şekilde artan moto kurye protestolarının hazırlık sürecinin önemli ölçüde WhatsApp grupları üzerinden yapıldığını söyleyebiliriz.
Kimi zaman önceden dayanışma için kurulmuş, o il ya da ilçede aktif kuryeleri bünyesinde toplamış gruplarda sorunlar tartışılıp, protestolar örgütlenebiliyor. Kimi zaman da tecrübeli ve inisiyatif sahibi kuryelerin girişkenliğiyle güncel sorunlar karşısında gruplar kuruluyor. Ama kimi zaman da hızlıca tepki vermek gerektiğini düşünen herhangi bir kurye de grup kurabiliyor. Zaten herkes onlarca başka gruba dahil olduğu için kurulan bir grubu yaygınlaştırmak hiç de zor olmuyor. Amaca yönelik bir ad ile açılan grup birkaç saat içinde yüzlerce kişinin katıldığı, konu üzerinden tartışmaların hararetle yapıldığı mecralara dönüşüyor.
Protesto süreci ilçe ya da il çapında olabildiği gibi koordinasyon amaçlı ülke çapında ayrı WhatsApp gruplarının kurulduğu da oluyor. Protestonun ülke çapına yayılmasında kuryelerin aktif olarak takip ettiği bazı sosyal medya hesaplarında tepki kaynağı olan soruna dair “Tartışma Postu/Forum”ların açılmasının da etkili olduğunu ifade etmek mümkün. O post altında sorun nerede, nasıl yaşanıyor, kim bu konuda ne düşünüyor, ne öneriyor gibi tartışmalar yürüyor. Bunun yanı sıra “(…) bölgesinde bir şey yapmak isteyen arkadaşlar bize özelden yazsın, ortak WhatsApp gruplarında toplanalım” gibi mesajlar da o postlar altında yorum olarak yazılabiliyor. Böylece örgütsüz gibi görünen, bir merkezi yokmuş gibi görünen kuryeler hızlıca örgütlenebildikleri gibi aynı amaç etrafında toplanarak birden fazla merkez yaratmış oluyor.
Patronların korkulu rüyası
Kuryelerin ülke çapında kurumsal bir örgütlenmesinin henüz olmamasından güç alan patronlar elbette ki kuryelerin bir araya geldiği her mecradan huzursuz oluyor. İşlerini yönetirken, saha operasyonları için kendileri de WhatsApp gruplarını kullanırken, kuryelerin kendilerine ait gruplar kurmasına patronlar çoğu yerde engel olmaya çalışıyor. Aktif dayanışmacı grupları tespit ettiklerinde öncelikle o gruplara sızmaya, aktif kuryeleri tespit etmeye çalışan patronlar ya da firma yöneticileri grupları dağıtmak için çeşitli taktikler devreye sokuyorlar.
Bazen direkt grup yöneticisi kuryeleri arayarak grupların kapatılması için açıktan tehditler savuran patronlar bazen de gruplara sızdırdıkları işbirlikçi kuryeler üzerinden grup yazışmalarının ekran görüntülerini topluyor. Firmanın uygulamalarını eleştiren yorumlar yapan, arkadaşlarının eleştirel yorumlarını beğenen kuryelere yöneticiler birebir ulaşarak işten atmakla tehdit ediyor. Bununla da yetinmeyen patronlar son haftalarda Yemeksepeti[3] protesto sürecinde olduğu gibi gruplarda protesto sürecine katılacağını söyleyen ya da sadece yazılanlara emoji koyan kimi kuryeleri deaktif ediyor. Tehditle dağıtılamayan gruplar ise kuryeler işten atılarak ya da gruba doğrudan yönetici imzalı mesajlar yollanarak korkutulmaya çalışılıyor.
WhatsApp üzerinden örgütlenmek ve protesto düzenlemek yasak mı?
Yemeksepeti gibi platform şirketleri esnaf kuryelik sistemi ile giderlerin tamamını kuryelerin sırtına yükledikleri gibi kuryelerin örgütlenme ve haklarını arama girişimlerini de klasik patron refleksi ile engellemeye çalışıyor.
Moto kuryelerin WhatsApp grupları üzerinden örgütlenmeleri ve işyerlerinde yaşadıkları sorunları tartışmaları, Türkiye’deki mevcut yasalara göre belirli hak ve özgürlüklerle korunuyor. Anayasa’nın 25’inci ve 34’üncü maddeleri, düşünce ve ifade özgürlüğü ile barışçıl toplanma ve protesto hakkını düzenler. Bu bağlamda, işçilerin WhatsApp gruplarında yaşadıkları problemleri dile getirmeleri ve çözüm arayışlarına yönelmeleri, anayasal haklar çerçevesinde bulunuyor. Eleştiriler hakaret ve iftira boyutuna ulaşmadıkça ne kadar sert ve patronların canlarını sıkacak kadar öfkeyle yazılmış olsalar bile yasal olarak bu eleştirilere müdahale hakları bulunmuyor.
İşçilerin WhatsApp grupları aracılığıyla örgütlenerek protesto etmeleri de anayasal bir hak olan toplu eylem ve protesto hakkına dayanır. Türkiye’de işçiler, işyeri sorunlarına karşı örgütlenip haklarını aramak için dijital platformlar dâhil olmak üzere çeşitli mecralarda bir araya gelme özgürlüğüne sahiptir. WhatsApp üzerinden koordinasyon sağlayarak protesto örgütlemek, özellikle moto kuryeler gibi kurumsal ve mesleki örgütlülük düzeyi zayıf gruplar için etkili bir yöntem haline gelmiş durumda.
WhatsApp yazışmalarını herhangi bir mahkeme kararına dayanmadan ve yetkisi olmadan izlemeye, kontrol etmeye ve engellemeye çalışmak da patronların keyfiyetinin bir göstergesi. Yasadışı şekilde temin ettikleri yazışmalar üzerinden işçilerin tehdit edilmesi ve işten atılması da keyfi olduğu gibi hukuku tanımayan bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Kuryeler bu şekilde tehdit edildiklerinde ya da işten atıldıklarında hukuki olarak itiraz yollarına başvurma hakkına sahiptir.
Dayanışma ve hak arayışı engellenemez
Patronlar örgütlenme ve dayanışmanın önüne geçmeye çalışsa da Türkiye çapında yüzlerce WhatsApp grubunda şu an bu satırlar yazılırken bile yazışmalar devam ediyor.
Kimi gruplarda iş bulunuyor, kimisinde ikinci el ekipman satılıyor, bir başka grupta da sahada yaşanılan bir soruna çözüm aranıyor şu anda. Kimi gruba belki bir kaza haberi düştü ve en yakındaki kuryeler hemen kaza yerine doğru yola çıkıyor, kimi gruplarda yarın acil bir işi çıktığı için slotunu devretmek isteyen bir kurye arkadaşlarından yardım istiyor. Bir grupta işlerin düşüklüğü tartışılmaya başlanırken bir başka grupta kazançların düşüklüğüne dair şikâyetler yükseliyor.
Birbirinden bağımsız ama aynı öfke ile kim bilir kaç grupta “Yeter artık, çalışırken ölmek istemiyoruz!” satırları yazıldı. “Bir araya gelmeliyiz, gerekirse aynı gün Türkiye çapında iş bırakmalıyız” satırları kim bilir kaç grupta bir hayalet olarak dolaşmaya devam ediyor.
Dipnotlar:
[1] https://kuryehaklari.org/moto-kurye-orgutlenmelerine-genel-bakis/
[2] https://kuryehaklari.org/moto-kurye-orgutlenmelerine-genel-bakis/
[3] Her ne kadar güncel uygulamalar ve sıklıkla şikâyet almamız nedeniyle Yemeksepeti yazıda örnek olarak kullanılsa da başka firmalarda da dönem dönem WhatsApp üzerinden kuryeleri denetleme ve baskı altında tutma girişimlerinde bulunuyor.
(MÇ/VC)